Evinde Play-off iddialısı İskenderun’u penaltı golü ile geçen temsilcimiz İnegölspor, geçtiğimiz Pazar günü Uşak’ta Uşak Spor’la oynayıp Furkan’ın attığı tek golle İnegöl’e 3 puanla döndüğü maçın öncesi ve sonrası yaşanan tatsız ve İnegölspor camiasına yakışmayan sorunlar, İskenderun ve Uşak maçları galibiyetlerini gölgede bıraktı.

Geçtiğimiz sezon ortasında yaşanan inanılmaz utanç verici olaylarda İnegölspor menajeri olan Tuncay Koçin bu olaylarda sanki hiç görev ihmali yokmuş gibi bu sezon yeni yönetim tarafından yeniden göreve getirildi. Bunu anlamak ve çözmek mümkün değil. Kulüpte yaşanan sorunlar İskenderun maçı sırasında yedek kulübesi yanında maçı seyreden Tuncay Koçin’in bir anda Teknik Direktör Bahattin Güneş’in görevine müdahale ederek birbirlerinin üzerine yürümeleri, Tuncay Koçin’in çok yakından izlediğim ve şahit olduğum müdahale niteliği taşıyan tepkileri görevliler tarafından müdahale edilerek durumu sakinleştirmeleri ardından (bu cereyan eden olayı Başkan Osman Sevim ve yanındakiler şeref tribününün alt kısmandan çok yakından gördüler). Bu olaydan sonra Tuncay Koçin’in gönderilmesi beklenirken Bahattin Güneş’in yardımcısının görevine son verildi. Bunun tek bir anlamı var; Barış hocaya git demek Bahattin Hocaya git demektir. Ancak Bahattin Hoca tecrübeli ve yaptığı mukavelenin şartlarını iyi bilen biri olduğu için Barış hocayla beraber gitmedi. Olayı sineye çekti ve hukuki işlemi başlattı. Protestosunu çekti. Bekleme süresini takımın başında kalarak geçirdi. Bunu yaparken Uşak maçına gitmeden önce eşyalarını toplayarak kulüp personeli ile vedalaştı. Bunu kulüpteki tüm personel ve oyuncular gördü. Buna rağmen Bahattin Hoca Uşak maçına gitti ve takımın başında sahaya çıkarak küme düşen bu takıma karşı maçı kazanacağını bilerek maçı kazandı. Maçın ardından görevinden ayrıldığını söyledi. Buradan Bahattin Güneş’e soruyorum “Eğer maç küme düşen Uşakla değil de Amed ile olsaydı bu maça gider miydi?” Bunun cevabını Bahattin hoca hariç herkes verebilir. Bu olayların teknik kısmını ilgilendiren boyutu. Birde yönetimsel boyutu var. Kulüp Başkanı geçtiğimiz hafta bir canlı programa çıkarak bu olayları değerlendirdi. Sorulara cevap verdi. Başkanın açıklamaları beni çok tedirgin etti. Hedefindeki makamlarda oturanları tedirgin veya rahatsız etti mi? Bilemiyorum. Kani Ademoğlu verdiği sözü tutarak takımı kümede bıraktı ve borç olarak da 11 milyon küsur borç bıraktı. Yeni seçilen yönetim gerçekten çok istekli ve camiayı ayağa kaldıracak etkinliklerle ve yeni getirdiği teknik direktör Murat Yoldaş ve yenilenmiş kadrosuyla lige zirve hedefi ile başladı. Ancak ilk 4-5 haftada işler çok ters gidince Murat Yoldaş’ı göndererek Bahattin Güneş ve ekibini getirdi. Bahattin Güneş mevcut kadro ile devreyi iple çekti. Çünkü sonuçlar istediği gibi gitmiyordu. Devre arasında yapılan operasyonlar ve takviyelerle içeride aslan kesilirken dışarıda başarısız oldu. Bu sorunu Bahattin Güneş ve ekibi bir türlü çözemedi. Dışarıda önde götürdüğü çok kolay 3-4 maçı galibiyetle sonuçlandırsa elini kolunu sallaya sallaya play-off’a kalabilirdi. Maalesef bunu yapamadı. Bunun üstüne birde ödemelerde aksamalar başlayınca bu maddi sıkıntı oyuncularımıza ve teknik heyetle birlikte kulüp çalışanlarına da olumsuz yansıdı. Bu olayların sebebini Kulüp Başkanı Osman Sevim canlı yayında 2-3 kurumun başını hedef göstererek verilen maddi destek sözlerinin tutulmadığını söyleyerek kulübün şu anki borcunu açıklayınca doğrusu şahsen ben çok tedirgin oldum. Bu maddi sıkıntılar böyle devam ederse durum Bursaspor, Eskişehirspor, Karabük ve Menemen gibi kulüplerin başına gelenler bizimde gelebilir. Bu nedenle Başkanın bu açıklamaları hedef gösterdiği kurumların başındaki büyüklerimizle bir kez daha masaya yatırılarak verilen sözler varsa tutulmalı. Kongreye kadar bu borç hiç olmazsa yarıya düşürülmelidir. Aksi halde Mayıs kongresinde bu taşın altına elini koyacak yönetici bulamayız.

Mevcut yönetim 3 yıllık bir proje ile göreve geldi, hepsi heyecanlıydı. Bu heyecanları lige kötü başlayınca kayboldu mu? Başkan kongrede bırakabileceklerini ima etti. Camia buna hazırlıklı olmalı. Mevcut yönetim transferde adeta sınıfta kaldı. Aldıkları oyuncular, verilen astronomik rakamların yarısına bile layık değiller. Bunu oynadıkları oyun ve aldıkları sonuçlara bakarak herkes açıkça görebilir. Bu kadar tecrübeli oyuncuların bu kadar etkisiz ve kötü oynaması gerçekten şaşırtıcı bir durum. 32 yıldır İnegölspor’u izliyor ve köşemde yazıyorum. Bu sezon gelen oyuncular beni çok şaşırttı. Ne yapmak istediklerini anlayamadım. Böyle oynayarak hem takımımıza hem de kendilerine zarar veriyorlar. BUNLAR NASIL PROFESYONEL. İnegölspor Türkiye’de ayrıcalığı olan önemli bir kulüptür. Bunu bu tecrübeli oyuncular ileride anlayacaklar. Sezon sonunda Orhan Aktaş hariç hepsinin yolu açık olsun.

Sonuç olarak sezona yeni bir yönetim, yeni bir teknik heyet ve yenilenmiş kadrosuyla zirve hedefi ile başlayan temsilcimiz, maalesef çok kolay ulaşabileceği play-off’u bile elinin tersiyle itti. 2 maç daha fazla kazanmış olsaydı, bugün play-off’un içerisinde olurdu. İskenderun ve Uşak maçlarını kazandı. Düşme potasından tamamen uzaklaştı. Kalan 5 maçının ilki önümüzdeki Çarşamba günü evinimizde Derince ile olacak. İlk maçı inanılmaz kişisel hatalarla önde iken kaybetti. O maçın rövanşını alması gerekiyor. Bekleyip göreceğiz. Sezon sonuna kadar takımın başında kim olacak? Bundan sonra maçlar nasıl oynanacak ve nasıl sonuçlar alınacak izlemeye devam edeceğiz. Bu kadar sürpriz olaylardan sonra kalan 5 haftada daha fazla sürpriz yaşamak istemiyoruz. Bu problemlerin çözümü için 24 vilayetten büyük ülkemizin mobilya başkenti şehrimizin bütün dinamiklerinin bu taşın altına elini koyarak, İnegölspor’umuzu layık olduğu yere taşımalıyız. Bu duygu ve düşüncelerle İnegölspor’umuzun seçim sonrası Çarşamba günü evinde ağırlayacağı Derince maçı başarılarını yazmak dileğiyle.

“BAŞKA İNEGÖL SPOR YOK”