Türkiye Tekstil, Örme, Giyim ve Deri Sanayii İşçileri Sendikası (TEKSİF) Başkanlar Kurulu Toplantısı İnegöl’de yapıldı. TEKSİF Genel Merkez yönetim kurulu ve 17 şube başkanı, toplantı da pandemi sürecinde büyük sıkıntılar yaşayan işçilerin sorunlarını masaya yatırdılar.
İnegöl Park Otel Toplantı salonunda düzenlenen toplantı da Türk-İş Konfederasyonu Eğitim Sekreteri, TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat, Genel Merkez yönetim kurulu ve 17 ilde görev yapan Teksif Sendikası Şube Başkanları bir ara geldi.
BURSA VE İNEGÖL BİR SANAYİ KENTİ
Toplantı öncesinde bir açıklama yapan TEKSİF Genel Başkanı Nazmi Irgat, “6 ayda bir gerçekleştirdiğimiz TEKSİF Başkanlar Kurulunu, bugün İnegöl’de gerçekleştiriyoruz. Bursa ve İnegöl bir sanayi kenti. Çalışanların en fazla yoğun olduğu illerden. Bir yıldan bu yana yaşanan pandemi koşullarında çalışma hayatı zorluklara rağmen devam etti. Bu bakımdan hem çalışan arkadaşlarımızı yerinde görüp, inceleyelim hem de değerlendirmemizi esaslı bir şekilde ortaya koyalım istedik” dedi.
ÜLKEMİZ ZOR DÖNEMDEN GEÇİYOR
Başkan Irgat konuşmasını şöyle sürdürdü;
“Ülkemiz zor dönemden geçiyor. Ona rağmen üretmeden dünyada var olunamayacağı için arkadaşlarımız cansiperane bir şekilde pandemi koşullarına rağmen işyerlerine gittiler ve çalışmaya devam ettiler. Zorluklara rağmen bir kez daha emeğin ne kadar etkili olduğu da ortaya çıkmış oldu. Ülkemiz gelişmekte olan bir ülke. Bu pandemi nedeniyle bazı aksaklıklar yaşandı ama umuyorum ki bundan sonra daha fazla büyüyecek, gelişecek.”
BU SORUMLULUK HEPİMİZİN
“Pandemi sürecinde ortaya konulan kısa çalışma ödeneği yerinde kullanılabilse o bazı şeyleri telafi etti. Ama ücretsiz izin uygulamasının biraz hovardaca kullanılması büyük zararlara yok açtı. Ücretsiz izin uygulamasında ücreti bin 500 liraya çıkardılar. Bu ücretle de insanların hayatlarını idame etmeleri hiç mümkün değildi. Ben Türk-İş Konfederasyonu yönetimindeyim. Biz aslında baştan beri dedik ki, çalışanlara aşılama da öncelik tanınsın. Yani biz bunu 1 yıl önce söyledik. Ancak hem aşının teminindeki zorluklar hem de organizasyon bozukluklarından dolayı da bu sağlanabilmiş değil. Ama son anda bizim haklılığımız ortaya çıktı ve böyle bir uygulama yapılıyor. Başta sosyal güvenlik kapsamında olanların yaş sınırı tanımadan, çünkü üretimin için olan insanlar bir arada yaşayan insanlar. Aşılamanın başlaması ve iyi rakamlara ulaşması en azından moral bakımında bize etkili oldu. Geçmiş geri de kaldı ama bu zorlukları aşabilecek bazı yaptırımların olması lazım. Herkes borçluydu, herkes geçim derdindeydi. Faizler arttı. Yaşanan enflasyon yüzde 17’lerde değil, daha yukarılara çıktı. Alım gücü yüzde 30’lar boyutunda azaldı. Dolayısıyla bu ülkede birlikte yaşıyoruz. O zaman da imkanlarımızı hep birlikte paylaşmalıyız. Bu zor geçim şartları içinde yani hem devletin hem işverenlerin bu hususta azami hassasiyet göstereceği bir dönem içindeyiz. Karşılıklı anlayış ve diyalog içinde bu zorlukları artık insanlarında sabrının son noktaya yaklaştığı bir dönemdeyiz. Karşılıklı dayanışma içinde bu zor günleri kısa zamanda aşmanın yolunu bulmak zorundayız. Bu sorumluluk hepimizin.”