Bursa’da 900 rakımda kurduğu serada süs bitkileri yetiştiren Mehmet Sakarya, Uludağ’dan eriyen kar sularıyla çiçeklerini büyütüyor. Bulundukları bölgenin deniz seviyesinden çok daha yüksek olduğunu söyleyen Sakarya, burada yetişen çiçeklerin diğer bölgelerde yetişenlere oranla daha kaliteli ve uzun ömürlü olduğunu söyledi.
Keles ilçesinde kurdukları serada süs bitkileri yetiştiren Mehmet Sakarya seranın bulunduğu bölgenin çevresinde başka süs bitkisi yetiştiren üretici bulunmadığından dolayı toprakta hastalık olmadığını ifade etti. Süs bitkilerinin genellikle deniz seviyesine yakın yerlerde yetiştirildiğinin altını çizen Sakarya, 900 rakımda kurdukları serada daha fazla verim alarak hem kaliteli hem de uzun ömürlü süs bitkileri yetiştirebildiklerini söyledi. Ayrıca yetiştirdikleri çiçekleri Uludağ’dan eriyen kar sularıyla suladıklarını belirten Sakarya bu şekilde çiçeğin gübreye daha hızlı alıştığını ifade etti.
"Başarılı olmamızın sebebi iklim ve su"
Maddi imkansızlıklardan dolayı üretime geç başlayan Sakarya, geçen süre zarfında çok yol kat ettiklerini söyledi. Başarılı olmalarının ardında iklim şartları ve Uludağ’dan gelen doğal su olduğunu söyleyen Sakarya, “Bizler kooperatifimizi 2017 yılında 7 kişiyle, yetiştirici olma hayali ile kurduk. Maddi imkansızlıklardan dolayı 2020 yılında üretime geçebildik. Kamu kurumlarından destek alamadık. 2020 yılında kamu bize destek vermeye başladı. 2020 yılından beridir üretim yapmaya devam ediyoruz. Yalova gibi deniz seviyesindeki üreticilerle kıyasladığımızda çok iyi durumdayız. Üretimimizin ana kalemleri mevsimlik oluyor, petunya, begonya, kadife gibi bitkiler yazlık bitkilerdir. Kışlık bilgilerde ise menekşe, çuha, kasımpatı, siklamen tarzı bitkiler oluyor, bunları üretiyoruz. Bu konuda bizlere iklim ve su çok yardımcı oluyor. Olmazsa olmazlarımızdan bazıları hava ve su. Bitkinin aradığı bazı özellikler vardır. Mesela bitkiyi gübreye koyduğumuzda hızlı bir şekilde gübreye alışması lazım. Dolayısıyla burada suyun büyük katkısı var. Bizlerin üretimde başarılı olmasının sebebi iklim ve su” şeklinde konuştu.
"Bölgede başka üretici olmadığından hastalık yok"
Sera kurdukları bölgede başka süs bitkisi yetiştiren üretici bulunmadığı için toprakta hastalık olmadığını söyleyen Sakarya, “Bizler biraz daha hijyenik bölgede bitkilerimizi yetiştiriyoruz. Burada yaygın olmadığı için ilk üreten biziz. Dolayısıyla hastalık yok burada. Kullandığımız suyun kalitesi çok yüksek. Bitkiye ciddi manada katkı sağlıyor. Bitki, verdiğimiz gübreleri su ile birlikte çabuk algılıyor. Dolayısıyla kaliteli ürünler ortaya çıkıyor. Bizler burada dağ suyu kullanıyoruz bu yüzden deniz seviyesindeki rakiplerimizden daha iyi durumdayız. Bundan dolayı bitkilerimizin ömürleri uzun oluyor. Tohum atma döneminde 45 gün harcıyoruz, çimlenmesi de 45 gün sürüyor. 1 ay sonra da kullanıma hazır oluyor. Kamunun ya da özel şahısların peyzaj alanlarına kullandığı ürünler oluyor. Bu bölgede çilek ekicileri var, onlarla kıyasladığımızda hem daha kolay hem de risksiz bir iş. Tabi bu işin de eksileri var, kışın yaz gibi üretim yapamıyoruz. Kışın seraları açıp koruma altına alıyoruz. Nisan ayında tekrar açıyoruz, bunun gibi zorlukları var. Ancak bunlara rağmen elde edilen ürünlerin kaliteleri deniz seviyesindeki üreticilere göre çok üst düzeyde. Bursa’nın merkez kısımlarına bizim ürünlerimiz gidiyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi, Nilüfer Belediyesi ve Tarım A.Ş ciddi destekler verdi. Bizler onlarla birlikte büyümeye çalışıyoruz. Burada tohum patlatma döneminden çimlenme dönemine kadar sağlıklı bitki olduğu için, deniz seviyesindeki ürünlere kıyasla ömürleri daha uzun oluyor. Buda bitkinin küçüklükten sağlıklı gelmesi demek oluyor. Gıdasını iyi almış olması, iyi sulanmış olması, gübresinin iyi olması gibi faktörler var. Tabi dediğim gibi hava da önemli. 900 rakımda biz üretim yapıyoruz. Deniz seviyesinde yetişen ürünler yılda 2 defa değişiyor" dedi.