Ağrı tarihi ve doğal güzellikleri ile oldukça dikkat çeken bir şehrimizdir. İlklerin şehri olan Ağrı, tarihte ilk yerleşim yerlerine, ilk yazının yazılması ve ilk kanunların çıkması gibi bir çok önemli anlara tanıklık etmiştir. Bunca köklü tarihin yanı sıra doğal güzellikleri olan Ağrı’nın gezilecek yerleri de mevcuttur.Sizler için Ağrı gezilecek yerleri sıraladık.Buradan Ağrı’yı keşfedebilirsiniz
Ağrı’da Gezilmesi Gereken Yer Listesinde İlk Sırada Gelenler
Ağrı denilince ilk olarak akıllara Ağrı dağı geliyor olsa da görülmesi gereken pek çok mekanı da içerisinde barındıran bu şehir ziyaretçilerini gizemli yapılarıyla büyülemeye devam ediyor. Ağrı Doğu Anadolu Bölgesinde yer almasından dolayı olsa gerek soğuk ve kuru bir iklime sahiptir. Ağrı olarak bilinen bu ilimizin geçmişte pek çok isimle de anıldığı bilinmektedir. Ağrı pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olması ile de farklı kültürleri bir arada barındırma şansına sahip olan illerimiz arasında yer almaktadır. Bu durum onların turizm açısından bir adım önde olmalarını sağlasa da halk geçimini çoğunlukla tarım ve hayvancılıktan sağlamaktadır. Mükemmel yaylarını görmek için Ağrı’yı daha yakından keşfedin.
Ağrı Dağı
Ağrı Dağı özellikle de sahip olduğu jeolojik konumu itibari ile efsanevi bir dağ olarak tanımlanmaktadır. Bizlerin Ağrı Dağı olarak bildiği bu dağın farklı dillerde pek çok ismi de bulunmaktadır. Marco Polo’nun hiç bir zaman çıkılamayacak olarak tanımladığı Ağrı Dağına 1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tırmanarak bir kez daha insanların yapamazsın dediği olaylardan başarı elde ederek insanın istedikten sonra her şeyi yapabileceğini kanıtlamıştır. Dağcılık Federasyonu’nun dağ tırmanışına izin vermesi nedeni ile 1990 yılında yasaklanan Ağrı Dağı’na tırmanış yasağı kaldırılmış oldu. Kış tırmanışı zor olduğu kadar en zevkli tırmanış arasında yer almaktadır. Fakat rahat bir tırmanış olsun diyorsanız Temmuz, Ağustos ve Eylül ayları sizler için en uygun zaman olacaktır.
Ahmed-i Hani Kent Müzesi
Yapımı Ağrı Valiliği ve Doğubayazıt Kaymakamlığınca yapılan Ahmed-i Hani Müzesi kendisi şair, filozof ve aynı zamanda da mutasavvıf olan Ahmed-i Hani müzesiyle de bölge halkının hayatına renk katmaya devam etmektedir. Müzenin içerisinde rastlanan o tevazu huzuru başka yerde arayıp bulamadığınızı ziyaretiniz sonrası daha iyi anlamış olacaksınız. Müze içerisindeki unsurlar tüm gerçekliğiyle ziyaretçilere açık konuma getirilmiştir.
Balık Gölü
Balık Gölü çevresinden gelen pek çok dere, pınar ve yeraltı suları ile beslendiği için sürekliliğini koruyor olmasını buradan yola çıkarak bir nebzede olsa tespit etmek mümkün olmaktadır. Taşlıçay ve Doğubayazıt ilçe sınırları içerisinde kalan Balık Gölü’nün en önemli özelliklerinden birisi de suyunun içme suyu olarak kullanılabiliyor olmasıdır. Ayrıca gölün üzerinde yer alan kuş statüsü ile de kuluçkaya yatan ördekler dikkat çekmektedir. Balık Gölü ama neden hiç balıktan söz etmediniz diyorsanız da göle has olarak yetiştirilen kırmızı benekli alabalık sizde de merak uyandırdı ise Balık Gölü’nü yerinde ziyaret ederek sizlerde tatlı merakınızı giderebilirsiniz.
Meteor Çukuru
Doğal sit alanı olan Meteor Çukuru , Doğubayazıt ilçe merkezinin 35 km doğusunda yer almaktadır. Derinliği 60 metre, çapı ise 35 metre olan Meteor Çukuru aynı zamanda karstik bir çöküntüdür. Yöre halkı arasında söylenenlere bakılacak olursa 1892 yılları arasında gece büyük bir göktaşının düşmesi ile meydana gelen sarsıntı sonucu Gülveren köyünün bu olay sonucunda sularının bulanık aktığı söylenmektedir. Bu durumun ne kadar doğru olduğu bilinmezken sizlerde Meteor Çukuru’nu ziyaret ederek söylentileri yerinde dinleme şansına sahip olabilirsiniz.
İshak Paşa Sarayı
Yüksek bir tepenin üzerine kurulmuş olan saray pek çok bölümleri bir arada taşıyor olması ile görenlerin “işte tam bir saray”diye nitelendirdiği bir yerdir. Beyazıt Sancağının Birinci Dünya Savaşına kadar bu saraydan yönetildiği bilinmektedir. Yapımı 99 yılda tamamlanan İshak Paşa Sarayı’nın mimarı Ahıskalı ustalardır. Saray tam donanımlı bir yapıya sahip olup, her odada ocaktan tutunda dolaba kadar hazır ve nazır bir düzen mevcut olmaktadır. Saray’ın Selçuklu motiflerini taşımış olduğunun kanıtı ise zengin bitki motiflerinden anlaşılmaktadır. Saray merkezi sistemle ısınmakta ziyaretçiler de bu durumu taş duvarların içinde görülen boşluklardan rahatlıkla anlayabilmektedir. İshak Paşa Sarayına Doğubayazıt Kalesi yönünde 15 km’lik bir mesafe sonrasında ulaşmanız mümkün olmaktadır.
Ağrı Dağı Milli Parkı
Dünya’nın ikinci en büyük volkanik dağı olma yolunda Ağrı Dağı aynı zamanda da Türkiye’nin en büyük buzulunu barındırma gibi kaynak değerlere sahip bir alan olması ile dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Ağrı Dağı ile sınırlı kalmayıp dağın çevresini kaplayan alanda oldukça önemli yere sahiptir. 2004 yılında dağın çevresindeki bu büyük hektarlık alan verimi ile dikkatleri çekerek Ağrı Dağı Milli Parkı olarak adlandırılmıştır.
Nuh’un Gemisi
Telkeçer ve Üzengili köyleri arasında doğal bir anıt olan Nuh’un Gemisi gemi biçimini andırması ile herkes tarafından merak edilerek ziyaretçilerin uğrak ortak noktası olmuştur. Söylenenlere itafen Nuh Tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı bir söylenti olarak halk dilinde dolaşmaktadır. Halk buraya “Cudi Dağı”olarak hitap etmektedir. Türk Bilim Adamları ve Amerikalı araştırmacılar kutsal geminin kalıntılarını aramak için pek çok çalışma yürütmüşlerdir. Geminin kalıntısının kuş bakışı görüldüğü mekana yapılan kafede çay ve kahvelerinizi yudumlarken tarihin o tozlu sayfalarına ekleyeceğiniz bir kadraj daha çıkmış olacaktır.
Meya ( Günbuldu) Mağarası
Günbuldu köyünde yer alan Meya Mağarası bir diğer ismini de bulunduğu köyden almıştır. Kayaların oyulması ile yapımış olan oda şeklinde birçok barınma yerini üzerinde barındıran bu arazı uzaktan bakıldığında da çok şirin bir kasabayı andırmaktadır. Bulunan barınaklarda değişik inançların izlerine rastlamak mümkündür. İki adet koç heykeli buradan çıkarıldıktan sonra il merkezinde yerini almıştır. Günümüzde de hala il merkezinde yer almaktadır.
Hamur Kümbeti
Mezarlığın tam ortasında yer alması ve aynı zamanda da Osmanlı türbe mimarisinin en ilginç yapılarını üzerinde sergiliyor olması ile ağrıda görülmesi gereken gözde mekanlar arasında yerini almıştır. Kim tarafından yapılmış olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte türbeyi Mir İbrahim Paşa’nın ölen çocukları için yaptırmış olduğu söylenmektedir. Türk-İslam anıt mezar mimarisinde daha önceden örneğine rastlanılmamış bir mimari yapıyı üzerinde barındırmaktadır.
Diyadin Kaplıcaları
Diyadin Kaplıcaları şifayı kaplıcalarda aramaya devam edenlerin uğramadan Ağrı’dan ayrılmadığı gözde mekanlar arasında yerini almıştır. Özellikle de cilt hastalıklarına oldukça iyi geldiği söylenen kaplıca suyu ziyaretçilerini de bu konuda yıllardır memnun etmektedir. Doğu Anadolu’nun önemli turizm mekanları arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Çıkan suyun Dünyaca ünlü sulara kategorisinde yer aldığı ziyaretçileri tarafından dile getirilmektedir. Özellikle de yaz aylarında büyük ilgi gören bölge suyu pek çok şikayet için adeta şifa kaynağı olmuştur.
Urartu Kalesi
Eski Beyazıt’ın Kuzeydoğusundaki Bellaburç denilen yerde hüküm sürmektedir. Kale’nin yapım tarihi bilinmemekle birlikte, kayalıklar üzerinde yapılmış olması ile oldukça merak uyandırmaktadır. Günümüze kadar ulaşmış olmasının yanı sıra oldukça da yıpranmış olan kale’nin içerisinde Urartu mezarları ile Antik Çağlardan kalmış olan pek çok mimari kalıntılarda bulunmaktadır. Sizlerde bu görkemli kaleyi gezmek için mutlaka listenize ekleyiniz. Kale üç bölümden meydana gelmiş olmasının yanı sıra çevresini kuşatan surların yıkılmış olduğu da gözlerden kaçmamıştır.