Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre, ilk deprem 08:31’de 4.0 büyüklüğünde gerçekleşti. Depremin merkez üssü, Akdeniz’in derinliklerinde yerin yalnızca 2.1 kilometre altında kaydedildi. Bu derinlik, depremin yüzeye yakın bir noktada meydana geldiğini gösteriyor, bu da sarsıntının daha fazla hissedilmesine neden olmuş olabilir.
Depremin hemen ardından, saat 09:03’te bölgedeki başka bir noktada bu kez 3.8 büyüklüğünde bir deprem daha meydana geldi. Bu sarsıntının derinliği ise 1.1 kilometre olarak kaydedildi. Akdeniz'deki bu art arda gerçekleşen depremler, bölgedeki yerel halkın yanı sıra çevre illerde de kısa süreli panik oluşturdu.
Depremlerin büyüklüğü, bölgedeki yaşam alanlarına ciddi bir zarar vermediği yönünde bilgiler gelirken, yetkililer olası artçı sarsıntılar konusunda halkı uyararak dikkatli olunması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, her iki depremin de yüzeye yakın derinlikte olmaları, bölgedeki binaların yapısal dayanıklılığını da sorgulatıyor.
Deprem uzmanları, Akdeniz’in özellikle aktif bir bölge olduğuna dikkat çekiyor. Bölgedeki tektonik hareketlerin sürekli olarak farklı büyüklüklerde sarsıntılara yol açabileceği belirtiliyor. Uzmanlar, bu tür doğal olaylar karşısında halkın hazırlıklı olması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
İçişleri Bakanlığı ve AFAD gibi yetkili kurumlar, depremler sonrası herhangi bir can ve mal kaybı yaşanmadığını açıklasa da, yerel yönetimler ise olası artçı depremler konusunda tedbirlerini artırarak gerekli önlemleri alıyor. Bu tür sarsıntılara karşı, bölgede yaşayanların güvenli alanlara yönlendirilmesi ve yapıların dayanıklılıklarının gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Akdeniz’deki depremler, bölge halkı için bir hatırlatıcı niteliği taşıyor ve doğal afetlere karşı bilinçlenme çalışmalarının önemini bir kez daha gündeme getiriyor.