Çok geçmiş zamanlarda anne sütü kutsal sayılırmış. Eski Mısır’da (MÖ 1550) anne sütünün önemi anlaşılmış ve bebeğin anne sütüyle üç yıl beslenmesi gerektiği söylenmiş. Öyle ki eski zamanlarda annenin bebeğini beslediği anı sanata da aktarmışlar.
20. yüzyılda kadınların iş hayatına girmesiyle beraber anne sütü ile beslenen bebek sayısı azalmaya başlamış. Zamanla biberonla ve bebek mamalarıyla çocuk beslemek modernliğin simgesi haline gelmiş. Bu durum toplumda yanlış uygulamaların yaygınlaşmasına neden olmuştur.
1970’lerde anne sütü ile beslenmenin çok azalması sebebiyle bu konu üzerinde birçok araştırma yapılmış. Toplum anne sütüne özendirilmiş ve anne sütüyle beslenme oranı günümüzde 1970’lere göre 3-4 kat artmıştır.
Anne Sütünün Önemi ve Faydaları
Anne sütü (AS), bebeğin büyümesi ve gelişmesi için gereken tüm enerji ve besin ögelerini barındıran biyoyararlılığı yüksek ve sindirimi kolay olan doğal besindir. Bebek için anne sütünün faydası göz ardı edilemez.
Anne sütünün sağlık ve bağışıklık yönünde faydaları olmakla beraber psikolojik, sosyal, gelişimsel ve ekonomik yönden de birçok faydası vardır. Bebeğin yaşamının ilk altı ayında bebeğe verilecek en uygun besin anne sütüdür. Anne sütünün besin değeri bebeğin yaşına göre de değişiklik gösterir. Örneğin erken doğum yapan bir annenin sütüyle zamanında doğum yapan annenin sütü aynı değildir. Sebebi, erken doğan bebeğin sindirim sisteminin daha az gelişmiş olmasıdır.
Bebeğin doğduğu ilk günlerde anne sütü kolostrum adı verilen daha kıvamlı, düşük yağlı, yüksek proteinli, vitamin ve mineral yönünden zengin, bebeği enfeksiyonlardan koruyan antikorlar içeren bir yapıya sahiptir. Bu özelliklerdeki süt 15 gün içinde giderek olgun(mature) süte dönüşür.
Anne sütünün büyük bölümü sudan oluşur. 100 ml anne sütü: 69 kkal enerji, 1,3 gram protein, 7 gram laktoz, 4,1 gram yağ içerir. Geri kalanını vitaminler, mineraller ve su oluşturur.
Anne sütünün içeriği birçok faktörden etkilenmektedir: annenin doğum yaşı, beslenme şekli, kullandığı ilaçlar, erken doğum yapması, mevsimsel faktörler gibi.
Anne sütünü eşsiz kılan özelliği içerdiği proteinlerin %100’ünün vücutta kullanılabilen proteinlere dönüşmesidir.
- Anne sütü probiyotik özelliğe sahip olduğu için bebeği enfeksiyonlardan korur.
- Anne sütü ile beslenen çocuklarda obeziteye yakalanma olasılığı düşer.
- İnek sütünde bulunan elzem yağ asitlerinden beş kat daha fazla elzem yağ asidi içerir.
- Anne sütü alan çocuklarda bazı kanser türlerinin ortaya çıkma olasılığı azalır.
- Anne sütü, bebeği alerjilerden korur ve bebeğin pnömoni, soğuk algınlığı, diyare gibi hastalıklara yakalanma olasılığı düşer.
- Emziren annenin vücudunda kalsiyum emilimi artar ve ilerleyen dönemde osteoporoza yakalanma riski azalır.
- Emzirmeyle anne ve bebek arasındaki bağ güçlenir. Bebeğin diş ve çene gelişimini iyi yönde etkiler.