Asgari ücret görüşmelerinde geri sayım başladı. Milyonlarca çalışan yeni yılda ne kadar zam olacağını merak ediyor. Peki özel sektörde beklentiler ne? ,

Habere göre Yeminli Mali Müşavir ve Ekonomist Muhammet Bayram merak edilen soruları cevapladı. Bayram yaptığı  açıklamalarda şu ifadelere değindi:

 "2023 yılının enflasyonunun belli olmasına son iki ay kaldı. Temmuz, eylül, ekim aylarının enflasyonu belli oldu. Yüzde 29.40'lık zam kesin. SSK ve Bağkur emeklileri enflasyon farkı kadar zam alacak. Memur ve memur emeklileri ise enflasyon farkı artı toplu sözleşme zammı alacak. Şu anda memur ve memur emeklisine yüzde 9 refah payı artışı yapılacak.

MEMUR VE EMEKLİYE ZAM BEKLENTİSİ NE?

Son zamlarda memur ve memur emeklilerine hem de normal emeklilere aynı oranda zam yapıldı. Yüzde 50'ye yakın hem emeklilerimize hem de memurlarımıza bekliyoruz.

Burada asgari ücret merak konusu. Çünkü asgari ücret hem taban ücret olması hem de artış oranının özel sektördeki diğer çalışanları etkilemesinden dolayı çok önemli. Piyasanın bir dengesi var. İşçi, işveren dengesi pandemiden itibaren bozuldu. Ne işveren ne çalışan memnun. Çalışanlar maaşları yeterli görmüyor. İşverenler işçi bulamamaktan yakınıyor.

'YENİ İŞE GİRENLER MAAŞI ALMADAN İSTİFA EDİYOR'

Son yapılan anketlerde yeni işe girenlerin en az yüzde 40'ı daha ilk maaşını almadan istifa edip başka işlere geçiyor. Bu demek oluyor ki bir ücret skalası belirsizliği var. Çalışanlar belki işten tatmin olmuyor, maaş beklentisi geride kalıyor ve daha iyi maaş bulduklarında işi bırakıyorlar.

'İŞVEREN KESİMİ ELEMAN BULAMIYOR'

İşveren kesimi ise teknik eleman bulamıyor. Yeni nesille birlikte teknik eleman bulma ve geleneksel iş kollarında ciddi sıkıntılar mevcut. Memur, memur emeklisi, normal emeklilere yapılacak artışlar asgari ücret artışı ve özel sektör artışına etkendir. Burada toplumun yapısı dikkatle ele alınmalı, işverenin yükü ele alınmalıdır.

İşverenin doğal gaz, elektrik, kira maliyetleri had safhaya ulaştı. İşverene devletin destek vermesi gerekiyor. Enflasyonist ortamlarda enflasyon yükünün işçiye mi yoksa sermayeye mi yükleneceği tartışma konusudur. Emekçi burada enflasyona karşı eziliyor. Devletimiz bugüne kadar mutlak suretle enflasyon farkı kadar artış yaptı.

'ENFLASYONUN ÜZERİNDE ZAM YAPILDI'

İlk zamanlarda ise enflasyonun üzerinde artış yaparak bunu tamamladı. Enflasyon yüzde 19 olmasına rağmen emeklilere temmuz ayında yüzde 25 oranında zam yapılmıştı, asgari ücrete yüzde 34 zam yapıldı.

'ÇALIŞANLARI MEMNUN ETMELİ'

2024 yılı başında yapılacak zam son yüksek zam olacaktır. Mayıs ayından itibaren pik yapacak olan enflasyonun sonraki süreçte düşüşünü seyredeceğiz. Birikimli bir enflasyon devam ediyor. Son açıklanan enflasyon rakamları yüzde 61'lere geldi. Sene başı itibarıyla hem memurun hem emekli hem SSK ve Bağkur emeklilerini, özel sektör çalışanlarını memnun edecek bir zam olması gerekiyor.

ÜCRET POLİTİKALARI GERÇEKLEŞEN ENFLASYON DEĞİL DE BEKLENEN ENFLASYONA GÖRE BELİRLENİR Mİ?

Özel sektörde zam işçi ve işveren arasındaki anlaşmaya bağlı. Asgari ücret burada etken. Asgari ücreti belirleme üzerinde bazı etkenler var. Burada öncelik enflasyon oranıdır. Geçen sene başında eski Çalışma Bakanı Vedat Bilgin döneminde asgari ücrete ilişkin anket düzenlendi. Burada bir fiyat belirlendi. Bu fiyat Türk-İş'in açlık sınırının üzerinde belirlendi.

'ASGARİ ÜCRET 13 BİN 684 TL'Yİ GEÇMELİ'

Açlık ve yoksulluk sınırında bir referans değer oluşturuldu. Ankara'da 4 kişilik bir ailenin yapması gereken gıda harcaması tutarı 13 bin 684 TL, buna giyim, konut ulaşım vb. sosyal ihtiyaçlarını koyarsak yoksulluk sınırı oluyor bu da 44 bin 573 TL. Bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 17 bin 803 TL. Hal böyle iken 13 bin 684 TL'nin geçilmesi gerekiyor. Bizim hesaplamalarımıza göre son 6 aylık enflasyon verisine göre bunu aşacağını düşünüyoruz. Hem enflasyon oranı, hem Türk-İş'in açlık ve yoksulluk sınırının üzerinde bir tutarda belirleneceğini söyleyebiliriz.

Şu anda gerçekleşen enflasyona göre bir belirleme yapılabiliyor. Önümüzdeki dönemde beklenen enflasyona göre yapılabilir. Ancak burada ücretler üzerinde bir iyileştirme yapılması gerekiyor. Yeni dönemde hedeflenen enflasyon yapılabilir. Milli gelirden pay verilebilir. Alım gücünü artırabilecek diğer önlemler alınarak asgari ücretli önümüzdeki dönemde kendilerine ne kadar maaş yatacağını hesaplayabilir. Ona göre planlamasını yapar. Tabi bozulmuş ücret sisteminin yeniden yapılandırılması gerekiyor.

ÖZEL SEKTÖR NE KADAR ZAM YAPACAK?

Yüzde 50 zam şirketleri zorlayacaktır. Öte yandan asgari ücretli olarak bir kişi tek başına çalışıyorsa, eşi çalışmıyorsa, başka geliri yoksa yüzde 50'lik artış 17.103 TL'ye denk gelir. Büyükşehirlerde bunun yarısı ortalama ev kirasıdır. Geri kalan tutar ile yaşamaya çalışılacak. Bu mümkün değil. Bu dengenin iyi belirlenmesi gerekiyor. Ücret fiyat dengesi şaştı.

ASGARİ ÜCRETTE 4 FARKLI BEKLENTİ

Şu an halihazırda 11 bin 402 TL olan asgari ücret tutarı Yüzde 35 oranında artış olursa net olarak 15 bin 393 TL'ye gelecek, bunun işverene maliyeti 21 bin 278 TL olacak. Sene sonu dolar kurunu 30 TL üzerinden hesaplarsak asgari ücret 513 dolara denk gelmiş olacak. Eğer yüzde 40 seviyesinde bir artış olursa bu durumda asgari ücret net olarak 15 bin 962 TL'ye yükselecek. İşverene maliyeti 22 bin 66 TL'ye gelecek. Dolar bazında ise 532 dolara tekabül edecek. Yüzde 45 artış olması durumunda yeni asgari ücret 16 bin 533 TL olacak. İşverene maliyeti 22 bin 854 TL olacak. Dolar bazında ise 551 dolar seviyesinde denk gelecek.

Son olarak da yüzde 50 artış olması durumunda ise yeni asgari ücret 17 bin 103 TL seviyesine gelecek. İşverene maliyeti 23 bin 642 TL olacak. Dolar bazında ise bu tutar 570 dolar seviyesine tekabül edecek. Benim tahminim yüzde 35-40'lar seviyesinde bir artış olması ancak burada yüzde 45-50 seviyeleri de gündeme gelebilir. Son yapılan ücret artışları ve maliyetlerle beraber işveren Avrupa nezdinde özellikle ihracatçılar rekabet edemez oldu. Ücretlerin mutlak suretle artırılması gerekiyor ancak işveren devlet tarafından da desteklenmeli. Çalışanın sigorta primi, işsizlik sigortası primi, işveren sigorta primi ve işsizlik sigortası primi kapsamında ödenen tutarlar işveren üzerinde yük. Bunun azaltılarak dengeye oturtulması gerekiyor.

İŞTE ASGARİ ÜCRET KOMİSYONUNDA ELE ALINMASI GEREKENLER!

Asgari Ücret Tespit Komisyonu son yıllarda ciddi çalışmalar yapıyor. Ancak bazı sorunlar var. Ücretlilerin beyanname vermesinin önü açılmalıdır. Ücretli geliri elde ediyor, giderlerini gelirinden düşemiyor. Bir kişi net olarak 20 bin TL maaş alıyor. Bu maaş üzerinden giderlerini yapabiliyor. Bir işverenin 10 bin TL gideri olduğunu düşünelim 10 bin TL üzerinden yüzde 25 vergi veriyor. Ancak çalışan yüzde 15-40 arasında bir vergilendirmeye dahil oluyor. Ücretlilerin beyanname vermesi oturtulmalıdır.

Bölgesel asgari ücretler konuşulmalı. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi yerlerde asgari ücretlerin daha fazla belirlenmesi gerekiyor. Bölgesel asgari ücretler belirlenirken gelişmişlik endeksleri, kira, yaşam maliyeti endeksleri dikkate alınarak yeni asgari ücret seviyesi belirlenebilir."

Editör: Öznur Dede