Asrın felaketi 6 Şubat depremine Hatay’da yakalanan Mustafa Avcı’nın, enkazdan 261 saat sonra enkazdan sağ olarak çıkartılmasının ardından sağ ayağı ampüte edilmiş, protez hazırlama süreci başlamıştı. İrade Adımları Derneği tarafından hazırlanan protezine kavuşan Avcı, "Tam umudumu kesmiştim, yeniden ayağa kalktım" dedi.

Türkiye’yi derinden etkileyen ve 11 ilde büyük yıkıma sebep olan 6 Şubat depremine öğretmen eşi Bilge Şahinkaya Avcı’nın doğum için gittiği Akademi Hastanesi’nde yakalanan Mustafa Avcı, depremden 261 saat sonra canlı olarak çıkartılmış, ancak depremden dolayı yaralanan sağ ayağı ampüte edilmişti.

Bir süredir protezine kavuşmak için bekleyen Avcı’ya, günlük hayatında rahatlıkla kullanabileceği ve yeniden yürümesini sağlayan protezi, merkezi İstanbul Beylikdüzü ilçesinde bulunan İrade Adımları Derneği tarafından hazırlandı.

Yaşadığı zorlu süreci anlatan Mustafa Avcı, "6 Şubat depreminde hastanede yakalandık. Eşim hamileydi, normalde doğum bir hafta sonra olacaktı, bizim için de sürpriz oldu. Eşim rahatsızlandı ben de evimin en yakınındaki hastaneye götürdüm. Orada doğum gerçekleşti. Doğumdan bir saat sonra eşimi servise aldılar. Orada biraz vakit geçirdik. Ben de hastane kantinine indim ihtiyaçlarımızı almak için. En son onu hatırlıyorum. Asansöre binmiştim, asansörün içindeyken sarsıntı başlamıştı. Ben onun deprem olduğunu düşünmedim. Herhalde asansör sallanıyor diye düşündüm. Sonrasında kapı açıldı ve sarsıntının şiddeti arttı. Tavandan moloz yığınları dökülüyordu, çerçeveler düşüyordu. Ben o an deprem olduğunu anladım. Daha önce deprem yaşamıştım ama böylesini ilk kez gördüm" dedi.

"Eğer düşmeseydim daha kötü olacaktı"

Depremde oluşan yaşam alanında bulunan Mehmet Ali Şakiroğlu’na doğru koşarken ayağının kaydığı ve düştüğünü, sonrasında ayağının molozların altında kaldığını belirten Mustafa Avcı, "Böyle şiddetli, yüksek ivmeli bir sarsıntı yaşamadım. Can havli ile en yakın kapıya koştum. Kapının önünde bir arkadaş vardı onunla orada tanıştım, kapıyı zorladık ama açılmadı. O arkadaş bir sütunun arasında cenin pozisyonu, deprem pozisyonu aldı. Ben çok bilinçli davranmıyordum. Beni yanında çağırdı ağabey yanıma gel diye. Ben de onun yanına gittim. Tam koşmaya başlarken sarsıntı bir anda yükseldi, yürünmeyecek hale geldi ben de düştüm. Düştüğüm yerde bir koltuk vardı, bir yaşam alanı oluşmuştu. Ben düştüm, ayağım moloz yığınlarının altında kaldı. Eğer ben düşmeseydim zaten moloz yığınlarının altında vücut olarak tamamen kalacaktım. Allah işte, ayağım bir an yerden kesildi düştüm. Eğer düşmeseydim belki de çok kötü olacaktı” ifadelerini kullandı.

"11 günün ardından 12’nci günde çıkartıldım"

Depremde 11 gün boyunca enkaz altında kaldıklarını ve 12’nci günün gecesinde çıkartıldıklarını söyleyen Avcı, "Depremde 11’inci gün bitti, 12’nci güne geldiğimizde beni çıkaranların söylediği kadarıyla 01.30 - 01.40 gibi gece enkazdan çıkartıldık. Tam da Miraç Günü enkazdan çıkartılmıştım, o da büyük bir tesadüf yani. Miracın anlamına baktım, ferahlamak yükselmekmiş. Allah’ta bizi orada çok güzel bir Miraç Gecesi yaşattı. Ailem, bütün herkes umudunu kesmişti. Çok şükür Allah’a, çok güzel bir günde çıktım" dedi.

"Ampütasyon sürecim çok zorlu geçti"

Depremden sonraki tedavi sürecinde yaşadıklarını anlatan Mustafa Avcı, “Ampütasyon sürecim çok zorlu geçti. Ayağımdaki rahatsızlığımın tedavi edilmesinde kendi açımdan düşündüğümde biraz şansızım yani. Önce parmaklarımdan başladı. Baş parmağım, orta parmağım. İlk başta öyle denildi. Parmaklarla kurtulacağını söylediler. İnsanın vücudundan bir saç teli dahi kopsa insan çok üzülüyor. Ayağımı, parmaklarımı düşündükçe çok üzüldüm. İşte parmaksız kalacağım, uzuv kaybım olacak diye. Sürekli ameliyatlara giriyordum. Bir hafta boyunca kendimi ayak baş parmağımın koptuğu ile telkin ediyordum. Çok üzülüyordum ama en azından ayağım var ayağa kalkacağım, parmaktır hallederim diyordum. 5-6 ameliyat geçirdim, her ameliyatta seviye biraz ileriye doğru bu pozisyona kadar geldi. Beni inanılmaz yıprattı. Ben depremde 11-12 gün kaldığımda bile bu kadar çok üzüntü, bu kadar stres yaşamadım" ifadelerini kullandı.

"Dışarısı benim için daha büyük bir mücadeleydi"

Tedavi sürecinde çok zorlandığını belirten Mustafa Avcı, "Ayağımın ampüte olacağını düşündükçe, hissettikçe daha çok korktum daha çok yıprandım. Dışarısı daha büyük bir mücadeleydi. Çok zor ameliyatlar geçirdim, çok zor tedaviler gördüm. Çok aşırı acılar çektim. 6-7 ameliyat geçirdim. 2 ay Mersin’de kaldım. 4 ay Çapa Tıp Fakültesi’nde kaldım. Çok zordu ameliyatlarım" dedi.

"Allah her şeyin sabrını veriyor"

Yaşadığı zorlu süreçte ailesinin ve eşinin destekleriyle mücadeleyi bırakmadığını belirten Avcı, "Sonradan ailemin, sevdiklerimin, eşimin destekleriyle toparlandım. Allah sabrını veriyor. En önemlisi Allah. Allah gerçekten her şeyin sabrını veriyor. Bu belki yaşamayan bilmeyen biri için sadece bir sözden ibarettir ama gerçekten her şeye alışıyormuş insanoğlu. Allah her şeyin sabrını veriyor. Alıştım buna, şu an gerçekten mutluyum, çok şükür" diye konuştu.

"Kendi imkanlarımla protez arayışına girdim"

Sağ ayağının ampute edilmesinin ardından protez arayışına başladığını söyleyen Avcı, "Ben kendi imkanlarımla bir arayış içerisinde girdim. Bu işin az çok maliyetlerini biliyorum. Benim bütçemi çok aşacak maliyetlerdeydi. Ama ayağa kalmam gerekiyordu, mecburdum. Bakmakla hükümlü olduğum bir ailem var, çocuğum var. Genç yaştayım, çalışmam gerekiyor. Yani bir şekilde ayağa kalkmalıydım. Maddi boyutu düşünecek boyutta değildim, ne olursa olsun onu üstlenmem gerekiyordu. Bir protez firması sahibi Ahmet Bey ile irtibata geçtim. Durumumu anlattım. Üstlenebileceğim benim durumuma uygun bir protez var mı diye sordum. Daha önce böyle bir tecrübemiz yoktu. İnsan bu işin içine girince bu dünyanın ne kadar farklı olduğunu anlıyor. Sağ olsun o da çok yardımcı oldu, bu kuruluşla irtibata geçtik" dedi.

"Tam umudumu kesmiştim, yeniden ayağa kalktım"

Protez arama sürecinde umudunu yitirmek üzereyken İrade Adımları Derneği ile tanıştığını belirten Mustafa Avcı, "En son buradaki kuruluşla irtibata geçtik. Tamamen bir şans eseri, bir telefon yani. Sağ olsun onlar da benim durumumu üstlendiler. Ben bir mail atmıştım protez firmasına benim ihtiyaçlarımı karşılayacak protez açısından. Allah vesile etti, Ahmet Bey 2 hafta sonra hiç umudum yokken aradı. Ben tamamen umudumu kesmiştim. Yerel protez firmalarıyla görüşüp, kendim bir şeyler yapacaktım. Dernek beni tekrar ayağa kaldırdı. Tekrardan ayağa kalkabileceğimi, tekrardan yürüyebileceğimi, tekrardan kendi ihtiyaçlarımı karşılayabileceğimi düşünemiyordum. Buraya geldiğim zamanı biliyorsunuz, kütük gibi bir ayakkabıyla geldim. Hiç yürüyemiyordum. Motivasyonum sıfırdı. Bir ömür boyu bu şekilde hayatımı nasıl devam ettireceğimi düşünüyordum ama dernek bu konuda bana kol kanat oldu. Bana yeniden yaşama heyecanı kattı. Bu konuda yetkililere, yardımsever insanlara, buraya destek olup küçücük damlalar ile büyük bir okyanus oluşturan bütün insanlara çok teşekkür ediyorum. İyi ki böyle insanlar var" dedi.

Kaynak: İHA