Buradaki yöntemlerden bazılarının pek de pratik olmayabileceğini (öngörülebilir gelecek için) veya sadece dünyamızın dışında mümkün olabileceğini unutmayın. Ancak belki de aşağıdaki ilginç enerji üretim yöntemlerinden biri, bir gün insanlığın elektrik gibi enerjileri üretmesinin bir yolu haline gelebilir. Bu yöntemler nelerdir ve uygulama prensibi nedir? Gelin birlikte görelim.

Basit Bir Alternatif Enerji Kaynağı: İnsan Gücü

Burada sadece pedal gücünden bahsetmiyoruz. Matrix filmini izlediyseniz, insan vücudunun üretebileceği potansiyel gücü görmüşsünüzdür. İnsanların, harici cihazlara güç sağlamak ve bu yolla elektrik üretmek için kullanılmasının iki ana yolu bulunur. İlk yöntem, elektrik üretmek için hareket kuvvetini kullanır. Vücut hareketini kontrol eden cihazlar, kinetik jeneratörlerin yanı sıra krank benzeri mekanik cihazlar gibi şeyleri içerebilir. İkinci yöntem, vücudumuz tarafından üretilen radyant ısıyı kullanarak enerji üretir.

Kinetik cihazlar genellikle pasiftir ve gün boyunca yürüyüş, yemek yeme ve nefes alma gibi normal işlevleri yaptığınız sürece elektrik üretir. Kinetik jeneratörler, kol saatleri, kalp pilleri, işitme cihazları ve hatta bazı akıllı telefon prototipleri dahil olmak üzere birçok teknolojisi alanında halihazırda kullanılıyor. Kinetik cihazların, klasik bir cep telefonunu ve hatta bir dizüstü bilgisayarı sadece hareket ederek şarj edebilecek kadar güçlü ve verimli hale gelebileceği öngörülebilir gelecekte oldukça mümkün.

Bisiklet jeneratörleri gibi mekanik cihazlar, yalnızca pedal çevirildiğinde elektrik üreten aktif cihazlardır. Bu yöntemle üretilen elektriğin bir televizyona veya hatta bir masaüstü bilgisayara güç sağlamak için kullanıldığı birçok örnek vardır. Genelde bu faaliyetin verimliliği %2,6 ila 6,5 arasında değişir ve büyük ölçekli bir sistemle uygulanabilirliğini zaten kanıtlamıştır. Örneğin Hong Kong’da, yalnızca insan gücüyle enerjisini karşılayan spor salonları bulunur.

İkinci yöntem, biyotermal bir cihaz kullanarak vücudumuzdan doğal olarak yayılan ısıyı depolamak yoluyla uygulanır. Bu cihazlar halihazırda küçük bir ölçekte bulunur ve kalp pillerine güç sağlamak için kullanılırlar. Bu enerji üretim tekniğiyle ilgili harika olan şey, elektriği üretmek için hareket etmeye gerek olmamasıdır.

Gürültü ve Sesten Gelen Alternatif Enerji

Bir rock konserine gittiyseniz, o zaman sağır edici gücüne yabancı olmanız imkansızdır. Ses, ortamdan geçen bir titreşim olduğu için, bu enerjinin yakalanması ve bazı güç üretim mekanizmalarına yönlendirilmesi mümkündür. Bir hoparlör elektriği bir sese dönüştürebiliyorsa, o zaman bir piezoelektrik sensör tam tersini yapabilmelidir. Var olan birçok sesten enerji cihazına, titreşimleri doğrudan enerjiye dönüştürmek için piezoelektrik cihazları kullanır. Sadece mikrofona konuşarak (veya bağırarak!) kendilerini şarj edebilen prototip cep telefonları zaten yakın geçmişte bulunuyordu.

Sesten elektrik üretmenin yolları için birçok yöntem bulunur, ancak çoğu büyük ölçekte geçerli değildir. Bilimin şu anda sunduğu şeylerin çoğu, en iyi ihtimalle bir yenilik öğesidir. Kim bilir, belki bir gün gürültülü dünyamızın seslerinden güç üreten “ses çiftlikleri”, rüzgar enerjisi kadar yaygınlaşabilir.

Yağıştan Gelen Alternatif Enerji Kaynakları

Piezoelektrik sensörleri kullanan bir diğer enerji üretme yöntemi, yağmur damlalarının yüzeylere çarpma gücünü enerjiye dönüştürme fikridir. Çatınızı bu cihazlarla örttüğünüzü ve etrafta şiddetli bir fırtına olduğunda ürettiğiniz enerjiyi hayal edin. Daha da iyisi, neden yağıştan enerji üreten tekniği güneş panelleri ile birleştirmiyorsunuz? Bunu yaptığınız takdirde, güneşten ve yağıştan elektrik üreten küçük çaplı bir elektrik santraliniz olabilir.

Bu teknolojiyle ilgili yapılan son araştırmalar, yağmurun zaten her gün kullandığımız küçük cihazların çoğuna güç sağlamak için yeterli enerjiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu cihazların verimliliği artırılabilirse yağış enerjisi gelecekte daha pratik hale gelebilir.

Garip Bir Alternatif Enerji Kaynağı: İdrar Gücü

Evet, idrardan elektrik üretmenin yolları var! Royal Society of Chemistry’e göre, Bristol Robotics Laboratory’deki araştırmacılar, idrardan elektrik üretebilen bir mikrobiyal yakıt hücresi üretmeyi başardılar. Deneylerde sadece 25 ml idrar, 3 gün boyunca aralıksız olarak 0.25 mA’lik elektrik üretmeyi başardı.

Bilgisayarınızı çalıştırmak için idrar gücünü kullanmak pek pratik görünmese de, bu kimyasalın dünyamızdaki bolluğunu düşününce bazı alanlar ortaya çıkabilir.  Özellikle evcil hayvanlar ve çiftlik hayvanları tarafından üretilen atıkları hesaba kattığınızda, enerji üretimi için her gün ortaya çıkan idrar miktarı oldukça fazladır. Tüm bu sıvı atığın geri dönüştürüldüğünü ve dünyamıza güç sağlamak için kullanıldığını düşünün. Belki de gelecekte idrar, güç ihtiyacımız için diğer yenilenebilir enerji kaynakları kadar değerli hale gelebilir.

Kaldırımın Gücünü Alternatif Enerji Kaynağı Yapmak

Jeotermal enerji tezlerini kentsel ısı etkisiyle birleştirirseniz ne olur? Yeni bir enerji kaynağı elde edersiniz, işte budur! Tipik şekilde şehirleşmiş olan dünya, zemin yüzeyinin büyük bir kısmının asfalt ve betonla kaplı olması nedeniyle doğal olmayan şekilde oldukça yüksek sıcaklıklar ortaya çıkarır. Özellikle yollardaki malzemeler çok fazla ısıyı tutma özelliğine sahiptir. Örneğin ABD, Arizona’da yaşayan herkes, kaldırımın yaz aylarında oldukça ısınabileceğini doğrulayacaktır (bu birçok yerde böyledir). Sokakta yere koyduğunuz bir yumurtayı kelimenin tam anlamıyla kızartabilirsiniz, çünkü çok sıcak (hatta bu caddeleri çıplak ayakla yürümeye kalkarsanız hastanelik olursunuz).

Buradan güç üretme düşüncesi aslında oldukça basit, asfalt kaplamanın içi antifriz veya su gibi sıvıyı dolaştırabilecek bir boru sistemiyle dolatılabilir. Su kendiliğinden ısınır ve yakındaki bir elektrik santralinin içinde bulunan bir ısı eşanjörüne pompalanabilir. Isı, türbinleri döndürmek amacıyla buhar üretmek için kullanılabilir. Alternatif olarak ılık su, geleneksel veya güneş enerjili su ısıtma yöntemlerinin kullanılması yerine doğrudan kullanılabilir. Diğer bir konsept ise suyun sıcaklığındaki artıştan kaynaklanan doğal sirkülasyonun türbinleri doğrudan çevirmesini sağlaması düşüncesine dayanır. Sokakların tabanında depolanan tüm bu ısı ile, büyük bir kentin enerji alternatifleri ihtiyacını önemli ölçüde karşılamak gelecekte mümkün olabilir. Hatta birçoğu gelecekte Türkiyede’de uygulanabilir.

Kaynak: Haber merkezi