Tüm vücut kanserlerinin yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan baş ve boyun kanserleri, erken teşhisi kolay olan ve tedavide başarı oranı yüksek kanser türleri arasında yer aldığını ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Kulak Burun Boğaz Bölümü Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Fikret Kasapoğlu, "Baş ve boyun kanserleri, başta gırtlak olmak üzere ağız boşluğu, dudaklar, yanakların iç kısmı, diş eti, damak, dil, ağız tabanı, burun, geniz, yüz kemikleri içindeki sinüs kanserlerini, yutağı, kulak kepçesi ve dış kulak yolu kanserlerini, yemek borusunun giriş kısmını ve tükürük bezleri kanserlerini kapsar. Baş-boyun bölgesinde yer alan kanserlerin, tüm vücut kanserlerinin yüzde 9’unu, kanserden ölümlerin yüzde 4’ünü oluşturur. Baş ve boyun kanserleri, erkeklerde kadınlardan 4-5 kat fazla görülüyor, 50 yaş üstünde ise daha sık rastlanıyor. Baş boyun bölgesi kanserleri içerisinde en fazla gırtlak kanserleri (yüzde 45-50) görülüyor. Kanserlerin gelişiminde; sigara, tütün çiğnenmesi, alkol, genetik faktörler, kötü beslenme, çevresel faktörler, hijyenik faktörler, endüstriyel ürünler, radyasyon ve bazı mikropların rol oynadığı biliniyor" dedi.
Sürekli güneş ışığına maruz kalmanın dudak kanseri riskini artırdığını, geniz kanserlerinin oluşmasında ise bazı mikropların etkili olduğu ifade eden Prof. Dr. Kasapoğlu, “Tüm kanserlerde olduğu gibi bu bölge kanserlerinde de başarılı tedavi, erken teşhise bağlı. Baş- boyun kanserleri vücuttaki diğer birçok kanser türüne göre erken belirti veren hastalıklardan. Bu nedenle bir takım uyarıcı belirti zamanında dikkate alınması ile erken teşhis konulabiliyor, tedavi başarısı artıyor ve hastanın yaşamını kurtarabiliyoruz” dedi.
Prof. Dr. Fikret Kasapoğlu, hastalığın belirtileri hakkında şu bilgileri verdi;
“Baş ve boynun herhangi bir kesiminde genellikle ağrısız ve gittikçe büyüyen şişlik, ağız içinde, dilde veya dudakta iyileşmeyen yaralar, ağızda uyuşukluk hissi, çiğnemede ve yutkunmada güçlük şeklinde belirtiler olabiliyor. Bunun yanında devam eden ses kısıklığı veya seste değişiklik, nefes alma güçlüğü, devam eden burun tıkanıklığı veya burun kanaması, göz çevresinde şişlik veya çift görme, geçmeyen kulak ağrıları, kulak çınlaması veya işitme güçlüğü de görülebiliyor.”
Baş boyun kanserlerinin genellikle vücutta herhangi bir yere yayılmadan önce boyundaki lenf bezlerine yayıldığını belirten Prof. Dr. Kasapoğlu, “Boyunda 2-3 haftadan uzun sürede geçmeyen şişlikler bir doktor tarafından görülmeli. Tabi ki tüm şişlikler kanser demek değil. Ancak şişlikler ağız, gırtlak, guatr, lenf ve kan kanserinin ilk belirtisi olabiliyor. Böyle şişlikler genellikle ağrısız ve gittikçe büyüme eğilimindedir. Dil ve dudak kanserlerinin çoğu 2-3 haftada iyileşmeyen yaralar ve boyunda şişlikler olarak başlıyor. Yara ve şişlikler iltihaplanmadıkça ağrısız oluyor. Yaralarla beraber boyunda bir şişlik varsa daha da ciddiye alınmalı. Boğaz, yutak ve gırtlak kanserleri özellikle katı gıdaların ve bazen sıvıların yutulmasını zorlaştırabiliyor. Yutma ağrılı hale gelebiliyor. Baş-boyun bölgesinde görülen deri kanserleri en sık alın, yüz, kulak, dudak gibi cildin güneşe daha çok maruz kaldığı yerlerde görülüyor” dedi.
Pek çok gırtlak kanserinin ses değişimine neden olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Fikret Kasapoğlu, “2 haftadan uzun süren ses kısıklığı ya da ses değişimleri önemli. Her ne kadar pek çok ses değişikliğinin nedeni kanser değilse de kulak burun boğaz ve baş-boyun uzmanının gırtlağı ve ses tellerini endoskopik yöntemle muayene etmesi gerekiyor” şeklinde uyarıda bulundu.