“Hık demiş babasının burnundan düşmüş” veya, “Burun dışında annesinin klonu. Babasıyla uzaktan yakından ilgisi yok.” gibi yorumlar yaparak, çocukların büyüme süreçlerinde onlar ve ebeveynleri arasında benzerlikler arama eğilimindeyiz. Bunu hepimiz yaparız kabul edelim. Peki, çocuğun özelliklerine hangi ebeveyn genetik olarak daha büyük bir etkide bulunuyor? Merak ettiniz mi?

Cevap, bir çocuğun anne ve babadan miras aldığı toplam gen sayısını mı, yoksa hangisinin daha etkili olduğunu mu sorduğunuza göre değişir. Ancak, sonuç ne olursa olsun her iki durumda da bilim insanları cevabın tam olarak 50/50 olmadığını düşünüyor.

Örneğin, çoğumuz genlerin 23 X ve 23 Y şeklinde kromozomlarla DNA zincirleri üzerinde taşındığını biliriz. Bu otozomlar bir hücrenin çekirdeğinde bulunur ve içerdikleri DNA, her iki ebeveynimizden de eşit olarak gelir. Ancak hücre aslında mitokondrinin içinde saklanan başka bir kromozom içerir. Physiological Genomes dergisinde yayınlanan 2011 tarihli bir incelemeye göre, mitokondri veya hücrenin “güç merkezi” hücrenin enerjisini üretir, egzersizlerde ve yaşlanmada önemli bir rol oynar. Mitokondrinin de kendine özel bir DNA dizisi vardır ve biz onu yalnızca annemizden miras alırız.

Konuya Dair Çalışmalar

King’s College London’dan genetikçi Marika Charalambous, “Bu kanıt, annelerimize babamızdan daha çok benzediğimizin ufak bir delili olabilir” dedi.

Bazı araştırmalar mitokondriyal DNA’mızın ve dolayısıyla annemizin atletik dayanıklılığımızda önemli bir rol oynadığını öne sürüyor. Örneğin, İspanyol ve İsrailli bilim adamları, egzersiz sırasında kullanabileceğimiz oksijen hücresi miktarıyla ilişkili bir mitokondriyal gen üzerinde çalışmalar yaptılar ve 2005 yılında Journal of Applied Physiology’de yayınlanan araştırmaları, daha sonraki çalışmalarla doğrulanan bir sonuçla birlikte bu düşünceleri kanıtladı. Konu üzerine yapılan bir dizi çalışma, annelerden gelen genlerin etkisinin babadan gelene göre daha etkili olduğunu gösterdi. Anneden gelen genler, çocuğun gelecekteki egzersiz yapma kapasitesine ciddi anlamda katkıda bulunuyor. Aile boyu sporcu olan bireylerde bunun sebebinin tamamen anneden gelen genler olduğu düşünülüyor.

Ancak hangi ebeveynin daha fazla gene katkıda bulunduğunu sormak yerine, hangi ebeveyden gelen genlerin daha işlevsel olduğunu sormak gerekebilir. İnsanlarda gördüğümüz dış görünüş farklılıklarının çoğu genlerden değil, DNA’mızın üzerindeki ve vücudumuza hangi kısımları okuyup proteine ​​çevireceğini ve nasıl şekillendireceğini söyleyen kimyasal anahtarlardan kaynaklanmaktadır. Ancak bunlar genelde görmezden geliniyor, Marika Charambalous açıklamasında, “İnsanlar arasında sadece genlerin dizilimlerinden ibaret olmayan ilginç bir genetik çeşitlilik var ve bunu henüz tam olarak çözümleyemedik” dedi.

Damgalama adı verilen bir fenomende, bu anahtarlar bazı genleri tamamen kapatır (ancak yalnızca belirli bir ebeveynden geldiklerinde). Bu modeller nesiller boyunca devam eder, örneğin, “A” geni hem babadan hem de anneden geliyorsa baskınlık gösterebilir, “B” geninin ise baskın olması için ebeveynlerin herhangi birinden gelmesi yeterli olabilir. Yapılan çalışmaların çoğu vücutta 100 ila 200 baskın gen olduğunu öne sürüyor, ancak bazı araştırmalar PLOS Genetics dergisinde yayınlanan 2012 tarihli bir makaleye göre daha da fazla olabileceğini gösteriyor. Bu genler özellikle beyinde ve plasentada oldukça önemli etkilere sahiptir.

Sadede Gelelim: Genlerde Anne Mi Baba Mı Daha Baskın?

Genlerin hangi ebeveynden daha baskın şekilde geldiğine dair tartışmalar uzun bir süredir devam ediyor ve görünüşe bakılırsa kolay kolay dinmeyecek. İngiltere’deki Bath Üniversitesi’nden bir genetikçi olan Andrew Ward, kanıtların birbirine oldukça yakın bir sayıda anne ve babadan gen alındığını söyledi. Ward, verdiği demeçte, “Damgalayıcı genlerin sorumlu olduğu özelliklerde, bir ebeveyne diğerinden daha çok benziyorsunuz” dedi. Başka bir deyişle, damgalama, vücut boyutumuzdan uykuya ve belleğe kadar birçok özelliğimiz üzerinde etkili olabilir. Ancak Ward, bu durumun çok az sayıda gen üzerinde gerçekleştiği ve bu genler muhtemelen ebeveynler arasında dengelendiği için, anne ve babaya çarpıcı bir benzerliğinizin olup olmadığını belirleyemeyeceğini söyledi. Gelecekte konuyla ilgili ciddi gelişmeler yaşanması bekleniyor, takipte kalın.

Kaynak: Haber merkezi