Bölge uzmanı, bölge uzmanlığı diye bir kavram var. Ülke olarak önem vermediğimiz, pek ilgi duymadığımız bir alan bölge uzmanlığı. Yıllardır bu alana ilgi duymamışız.
Halbuki ülke olarak çok önemseyerek ilgi duyacağımız bir alan olmalıydı, bölge uzman-lığı.
Çünkü çok önemi bir yer olan Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye bir Norveç, Yeni Zelanda gibi bir ülke değil. Dost ve düşman olarak herkesin gözleri üzerinde olan bir ülke.
Maalesef çok sayıda bölge uzmanı yetiştirememişiz. Bu alana çok ilgisiz kalmışız.
Uzun yıllar önce bu işin önemli olduğu anlaşılarak Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde Çin Dili ve Edebiyatı, Japon Dili ve Edebiyatı, Hint Dili ve Edebiyatı, Arap, Fars Dili ve Edebiyatı kürsüleri kurulmuş. Fakat bu alanlara pek ilgi duyularak, yeterli diyebileceğimiz sayıda uzman yetiştirilememiş. Bu bölümleri okuyarak daha sonra uluslar arası ilişkilerde Yüksek Lisans ve Doktora çalışmaları yapanların sayıları keşke çok olsaydı.
Arapça, Farsça bilen Büyükelçi yetiştiremezsek nasıl Ortadoğu’nun lideri olacağız. Sadece İngilizce bilmekle, Amerika’ya bağlı kaynaklardan Bölge öğrenilebilir mi? Mümkün değil öğrenilemez.
Bölge uzmanı diye bir kavram var. İngilizce bilinmeli ama Bölge dilleri de bilinmeli, bölge dilleri bilinmeden Bölge bilinemez. Arpça, Peştuca,Farsça, Hintçe, Urduca bilen Büyükelçilerimizin sayısı yok denecek kadar azdır. Bölge uzmanlığı dediğimiz sayı daha yeni yeni artmaya başladı. Keşke daha önceki yıllar-da da iyi bölge uzmanlarımız olsaydı. Kafkas- larda, Ortadoğu da Ortaasya da yaşanılan gelişmelere karşı, Türkiye olarak hazırlıksız yakalanmayarak daha iyi politikalar üretebilirdik.
Milletvekilleri ve işadamları da bu alana ilgi duymalılar. Türkiye artık değişiyor. İşadamlarının Dünya’nın her yerinde girişim içerisinde olduklarını görüyoruz. Eskiden dışarıya açık olmayan kapalı bir ülke halindeydik. İnegöl’ den eskiden yurt dışına açılanlar azdı, şimdi artık İnegöllü işadamları bile Türkiye’ye çok uzak olan ülkelere gidip ihracat yapıyorlar.
Batılılar Bölge uzmanlığı denilen alana çok önem vermişler. Biz artık onlardan daha çok bu alana önem vermeliyiz. Çünkü Peygamberimiz yüzyıllar öncesinden bu işin önemine işaret etmiş. “Bir kavmin lisanını bilen, o kavmin hilesinden emin olur” demiş.
Evet, bir kavmin lisanını iyi bilmemiz, o ülkeyi iyi tanımamızı sağlıyor. Bir ülkeyi iyi tanımak önce o ülkenin lisanını iyi bilmekten geçiyor.
Not: 18/01/2013 Tarihli “Kendi ülkesini yok Eden Bir İnsan” başlıklı yazı içerisinde Tashih hatası sonucu Beşşar Esed yerine, Hafız Esed yazılmıştır. Siz değerli okuyucularımızdan, şahsım ve gazetemiz adına özür dileriz.