Bursa Hayvanat Bahçesi sakinleri, doğal ortamlarından farksız bir hayat sürüyor. Amur kaplanının tek sıçrayışta bakıcısının astığı eti kapması nefes kesti.

Dünya standartlarında 206 bin metrekare alana kurulu Bursa Hayvanat Bahçesi, hayvanların doğal ortamlarını aratmıyor. Hayvanat bahçesinde günlük takip edilen hayvanlar, daha uzun süre yaşama imkânı buluyor. İdarî binalar, hayvan mutfağı, hayvan kliniği ve iyileştirme merkezi, sosyal tesisleri ve eğitim ünitelerinin bulunduğu hayvanat bahçesi, yüzden fazla türde yaklaşık bin hayvana ev sahipliği yapıyor. Aslan, zürafa, zebra, leopar, geyik, maymun, boz kurt, lemur, penguen ve kuş türlerinin yer aldığı hayvanat bahçesinde kaplanın beslenmesi doğal yaşam ortamlarındaki gibi sağlanıyor.

Tek sıçrayışta eti kaptı

Direğin üzerine bakıcısı tarafından asılan etin kokusunu alan amur kaplanı, yuvasından çıktıktan sonra gözüne kestirdiği eti tek hamlede kaptı. Afiyetle etini yiyen kaplan, bu egzersizlerle ormanda yaşamış gibi zinde ve çevik kalıyor.

Hayvanat Bahçesi Koordinatörü Erdem Saker, “Buradaki hayvanlara doğal ortamına uygun hayat sağlıyoruz. Türkiye’deki Avrupa Hayvanat Bahçeleri ve Akvaryumlar Birliği (EAZA) üyesi olan 3 olan hayvanat bahçesinden birisidir. Bizler burayı Avrupa Hayvanat Bahçeleri standartlarında kurduk. Mümkün olduğu kadar o hayvanın doğal yaşam yapısına uygun ortamlar oluşturuluyor. Ana felsefemiz hayvanları doğal ortamlarındaymış gibi hissettirmektir” diye konuştu.

Bazı hayvanseverlerin hayvanat bahçelerini ’hayvanların hapishanesi’ gibi gördüklerini belirten Saker, "Buradaki hayvanlar kendi nesillerinin fedaileridir. Yani insanlara kendilerini sevdiriyorlar. Özellikle burayı ziyaret eden okullar ve çocuklar bizim için çok değerli. Çocuklara bu güzellikler içerisindeki hayvanları işleyerek sevgi aşılıyoruz. O çocuklar ileride birey olduğu zaman doğada bu hayvana zarar vermekten kaçınıyor. Bu felsefe ile hayvanat bahçelerinin toplumdaki yeri çok değerlidir" dedi.

Kaynak: iha