Bursa'nın Karacabey ilçesinde uzun süredir büyükbaş hayvancılıkla uğraşan iki kardeş, kendi özgün ekosistemlerini kurarak et üretiminde maliyetleri azaltıyorlar. Bu sayede doğal ve ekonomik et üretimi sağlıyorlar.
Sırt sırta verip 8 yıldır faaliyet gösterdikleri 15 dönümlük çiftlikleri içinde, çevresel dengesel bir ekosistem oluşturan bu kardeşler, hayvan gübrelerini kullanarak 300 dönümlük arazide mısır, ot ve saman yetiştiriyor. Bu yöntemle sadece maliyetleri minimize etmekle kalmıyor, aynı zamanda doğal ürünler elde ediyorlar. Bu özgün yaklaşım sayesinde hiçbir ürün israf edilmiyor, ve ucuz et üretimi gerçekleşiyor.
Kardeşler, çiftliklerinde yetiştirdikleri ürünleri hayvanlarının yemleri olarak kullanıyor, bu da katkı maddesi kullanımını tamamen ortadan kaldırıyor. Bu sürdürülebilir modeli ile diğer çiftçilere de ilham kaynağı oluyorlar. Aynı zamanda, hayvanların yeminden sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını vurguluyorlar ve bu sayede toplum sağlığını koruma amacı güdüyorlar. Yerli hayvan ırklarını tercih ederek milli servete de katkı sağlıyorlar.
Fatih Eren, et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyatların hem vatandaşları hem de besicileri etkilediğine dikkat çekiyor. Kendi fiyatlarına hükmedememeleri nedeniyle, üretim maliyetlerini azaltmayı amaçladıklarını belirtiyor. Bu şekilde sağlıklı et üretimi yapmayı amaçlıyorlar ve yerli ırk hayvanları kullanarak, dışarıdan hiçbir ürün almadan, tamamen doğal ve sürdürülebilir bir yaklaşımla hayvan yetiştirdiklerini vurguluyorlar. Aynı zamanda, ürettikleri gübreleri tarlalarında değerlendirdiklerini, suni gübre kullanmadıklarını da ekliyor.
Sürdürülebilir bir sistemle işleyen çiftliklerinde, hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşıladıklarını vurgulayan 31 yaşındaki Tuna Eren, hayvanların mutluluğunun üretim verimliliği için hayati öneme sahip olduğunu belirtiyor. Bu nedenle, hayvanların ihtiyaçlarına özen gösterdiklerini ve hayvanları mutlu tutmanın, istedikleri verimi almalarını sağladığını ifade ediyorlar. Zamlardan etkilenmemek için saman, ot, tahıl gibi yem hammaddelerini zamanında depoladıklarını ve beslenme planlarını bu depolamalara göre hazırladıklarını açıklıyor.
Eren, yem işleme teknolojilerini kullanarak mısır silajı ve yüksek nemli dane mısır gibi yemleri ürettiklerini ifade ediyor. Hayvanların konforunu ön planda tutmak için padoklarına sırt kaşıma fırçaları koyduklarını ve gübre yönetimini sıyırma sistemleriyle günde iki kez gerçekleştirerek fazla gübreden etkilenmelerini önlediklerini belirtiyor. Hayvanlara huzurlu bir ortam sağlamak hedeflerinden biri. Bu yaklaşımla hayvanların yem tüketiminin arttığını ve bu da üretkenliklerini artırdığını dile getiriyor. Ayrıca, hayvanların ihtiyaçlarını tam olarak karşılamak için yalama taşları eklediklerini söylüyor. Değişken piyasalarda üretim maliyetlerini dengelemek için birçok strateji uyguladıklarını belirtiyor.
Tuna Eren, artan yemleri bile değerlendirdiklerini ve israfı engellediklerini belirtiyor. Bin tonluk sıvı gübre depolarındaki gübreleri tarlalarda kullanarak ekonomik yem ürettiklerini söylüyor. Ayrıca, çiftlik içerisinde hiçbir şeyin israf edilmediğini ve amacın et üretmek olduğu kadar hayvanlara verilen yemlerin artıklarını değerlendirdiklerini, hatta bu artıkları diğer çiftlik hayvanlarına vererek israfı engellediklerini vurguluyor. Ucuz et üretiminin temel noktasının yem maliyetlerini düşürmek olduğunu ifade ediyor ve bu amaçla gerekli hammaddeleri hasat zamanına uygun bir şekilde temin ettiklerini belirtiyor.