Jeoloji Mühendisi Aysun Aykan, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yüzleştiği bir kez daha ortaya çıkan Gemlik depremini inceledi. Ülkemizde Bursa dahil olmak üzere 24 şehir, 110 ilçe ve 500'ü aşkın mahalle, 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üreten fay zonları üzerinde bulunuyor.

6572f4f086b24512281e388c-1702034767-676

Aykan, Gemlik'te meydana gelen 5.1 büyüklüğündeki depremi değerlendirirken, Türkiye'nin deprem riskiyle ne kadar yakından iç içe olduğunu vurguladı. Özellikle Bursa ve çevresindeki 24 şehirdeki 110 ilçe ile 500'den fazla mahallenin, büyük çaplı depremlere neden olabilecek fay hatları üzerinde konumlandığını belirtti.

Mühendis Aykan, depremin sadece bir felaket değil, aynı zamanda bir gerçeklik olduğunu ifade ederek, alınması gereken önlemlere dikkat çekti. 

“Marmara Denizi'nde, Gemlik Körfezi açıklarında olan 5,1 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.

Deprem başta Bursa, Balıkesir, İstanbul gibi birçok ilde hissedildi. Bu depremin, Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolu üzerinde beklenen Büyük Marmara Depremi ile ilgisi yok; farklı bir kolda, Kuzey Anadolu Fayı'nın güney kolu üzerinde oldu. Bu depreme öncü bir deprem ya da Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzey kolunu tetikler diyemeyiz. Zaman zaman Kuzey Anadolu Fayı'nın güney kolunda depremler meydana geliyor, bu depremler ile güney kolun aktif olduğunu söyleyebiliriz.

Kuzey Anadolu Fayı'nın güney kollarında hem karada hem de deniz içerisinde deprem oluşturabilecek birçok fay zonları var. Tarihsel ve aletsel dönem içerisinde Kuzey Anadolu Fayı’nın güney kolunda 7’nin üzerinde meydana gelmiş önemli depremler var. Bunlardan, 1953 yılında Yenice-Gönen Depremi 7.2 büyüklüğünde oldu. Yine güney kol üzerinde Manyas Depremi 1964 yılında 7 büyüklüğünde oldu. Bu önemli depremlerin yaşandığı Balıkesir il ve ilçeleri dünyanın sismik yönden en aktif faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayı'nın güney koluna ait fay segmentleri üzerinde konumlanmıştır. Bu nedenle tarihsel/aletsel dönemlerde kentin birçok depremde yıkıldığı can ve mal kayıplarının yaşandığı bilinmektedir. Bu depremlerden öne çıkanlar; 1672, 1845, 1867, 1577, 1897, 1898, 1935, 1944, 1953, 1964 depremleridir ve bu depremlerde can ve ekonomik kayıplar yaşandı. Balıkesir ve ilçelerini etkileyecek yaklaşık 20 fay segmenti bulunmaktadır ve çoğu 7 ve 7.2 büyüklükte deprem üretme potansiyeline sahiptir. Tarihsel ve aletsel dönemlerde meydana gelen can ve ekonomik kayıplara neden olan depremlere baktığımız zaman, Balıkesir’in deprem tehlikesinin yüksek olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Bu yüzden depreme karşı güvenli kent oluşturmamız gerekiyor ve gerekli önlemleri hiç vakit kaybetmeden almamız gerekiyor" 

24 şehir risk altında 

Türkiye için genel değerlendirme yapan Aykan, "Türkiye dünyanın en aktif tektonik kuşaklarının üzerinde bulunuyor. Ülkemizde 24 kentimiz, 110 ilçemiz, 500’ü aşkın mahallenin, MW= 5.5 ve üzeri büyüklükte deprem üreten fay zonları üzerinde yer aldığı bilinmektedir. Bu fayların sakınım bandı üzerinde 100 bine yakın bina bulunduğu ve bir milyona yakın insanımızın da bu binalarda yaşadığı düşünüldüğünde, ülkemiz ve ülke insanımızın karşı karşıya kaldığı risklerin ne derece büyük olduğu, yaşadığımız bu depremler ile gözler önüne serilmektedir. Ülkemizde, Kocaeli, Bursa, Balıkesir, Bolu, Burdur, Bingöl, Aksaray, Aydın, Denizli, Eskişehir, Erzurum, Erzincan, Hakkari, Hatay, Kahramanmaraş, Kayseri, Konya, Kütahya, Manisa, Muğla, Sakarya, Tokat, Osmaniye, İzmir illerimiz diri fay üzerindedir. Özellikle sismik boşluk olarak tanımladığımız yani kırılma zamanı gelmiş olan, yerleşim yerlerinden geçen diri faylar büyük risk oluşturmaktadır. Türkiye'de yaklaşık 20 yerde sismik boşluk olarak tanımladığımız, yani kırılma zamanı gelmiş, fay parçaları var. Bilimsel çalışmalara göre, özellikle Marmara Denizi içinden geçen kuzey kolu, Kuzey Anadolu Fayı başı olan Bingöl, Balıkesir, Kahramanmaraş taraflarındaki fay segmentleri sismik boşluk sınıfında tanımlandığından buralarda yakın gelecekte deprem olacağını gösteriyordu ve yakın gelecekte depremin olabileceğini ifade ettiğimiz bir yerde, Kahramanmaraş’ta Mw= 7.8 büyüklükte deprem oldu. Bu deprem beklenen bir depremdir" ifadelerini kullandı. 

Deprem planları acil oluşturulmalı 

Aykan, depremle başa çıkabilmek için acil olarak deprem master planları oluşturulması ve kentsel dönüşüm projelerine hız verilmesi gerektiğini vurguladı. Yapıların depreme dayanıklı bir şekilde inşa edilmesinin yanı sıra, zemin özelliklerinin de göz önünde bulundurularak uygun yapıların kurulması gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'nin en büyük sorunlarından birinin, depremlerin neden olduğu yıkımların çoğunun zemin ve bina uyumsuzluğundan kaynaklandığını söyledi.

Uzman, "Bina sağlamlığı kadar zemin uyumu da kritik öneme sahiptir. Yapılan binaların zemin özelliklerine uygun olarak tasarlanması ve inşa edilmesi, deprem riskini minimize etmede hayati bir rol oynayacaktır" ifadeleriyle depremle mücadelede alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Aykan, Türkiye'nin yoğun nüfusu, sanayi faaliyetleri, ekonomik önemi ve tarihsel birikimi göz önüne alındığında, Marmara Bölgesi'nin özel bir öneme sahip olduğunu vurgulayarak, deprem riskine karşı etkili bir hazırlık yapılması gerektiğini belirtti.

Editör: Berfe KURT