Ülkenin hafızasına kazınan 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin ve sonrasında gelen 12 Kasım 1999 Düzce Depremi'nin üzerinden 24 yıl geçti. Bu acı tarihin ardından, 6 Şubat Depremleri olarak adlandırılan ve 'yüzyılın felaketi' olarak nitelendirilen depremlerle tekrar sarsıldık. TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, 17 Ağustos Marmara Depremi'nin yıl dönümünde bir basın açıklaması düzenledi. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, depremlerin yarattığı etkilere ve ülkenin hazırlıklı olma durumuna dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Şimşek, konuşmasında 1999 Gölcük Depreminin, Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketi olarak kaydedildiğini vurguladı. 7,4 büyüklüğündeki bu deprem, Marmara Bölgesi'ni derinden sarsarken, 20 bin yurttaşın hayatını kaybetmesine, 50 bin kişinin yaralanmasına neden oldu. Şehirlerde 365 bin binanın, 113 bininin ağır hasarlı veya tamamen yıkıldığı bir manzara ortaya çıktı. Ancak etkiler yalnızca can kayıplarıyla sınırlı kalmadı; 1999 depremleri Türkiye'nin ekonomisine de büyük darbe vurdu ve 2001 ekonomik krizinde önemli bir etken olarak belirdi.

Bu kara tabloya 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri ve 20 Şubat Hatay Depremi gibi son dönemde yaşanan depremlerin eklendiğini belirten Şimşek, bu felaketlerin 17 Ağustos Marmara Depremi'ni bile gölgede bıraktığını ifade etti. Uzman tahminlerine göre, bu son depremlerin ekonomik zararı 120-130 milyar doları buluyor. Ancak üzücü bir gerçek olarak, ülkede depremlerin nedenleri ve sonuçları sıkça göz ardı ediliyor, gerçek kayıplar gizleniyor.

Şimşek, "TMMOB olarak, deprem gerçeğiyle yaşayan bir coğrafyada bulunduğumuzu sürekli hatırlatıyoruz. Şehirlerimizi ve binalarımızı depreme karşı güçlendirme çağrısını tekrar tekrar yapıyoruz. Ne yazık ki, bu konuda yeterli adım atılmadı. Bilimsel önerilere değil, ekonomik önceliklere önem verme yaklaşımı, hayatlarımızı kaybetme bedeliyle sonuçlandı." şeklinde konuştu.

Depremlerin Göz Ardı Edilen Riskleri ve Çağrı: Sağlam Adımlar Atılmalı

Türkiye, tarihinin en büyük felaketi olarak kaydedilen 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin 24. yıldönümü vesilesiyle, TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu tarafından dikkat çekici bir basın açıklamasıyla anıldı. TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şube Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, depremlerin ülke genelinde yarattığı acı sonuçlarını vurgulayarak, alınması gereken önlemlere dair çağrılarda bulundu.

Artan nüfus ve hızla gelişen yapılaşma, gelecekte yaşanabilecek benzer felaketlerin etkilerini katbekat artıracak bir risk yaratıyor. Şimşek, "Ülkemizdeki mevcut yapı stokunun yüzde 60'ı mimarlık ve mühendislik hizmeti almamış durumda. Araştırma Komisyonu'nun Temmuz 2021 raporuna göre, 10 milyon yapı stokunun 6-7 milyon civarında riskli yapı kategorisinde olduğu tespit edildi. Ancak, bu riskleri azaltmaya yönelik olarak 2012'den bu yana sadece 197 bin yapı için risk tespiti yapıldı ve bunların yüzde 87'si yıkıldı." dedi.

Şimşek, son 20 yılda inşa edilen yapı adetlerine dikkat çekerek, bu süreçte 13 milyonu aşkın konutun üretildiğini belirtti. Ancak, bu yapıların hangilerinin sağlam temellere dayandığı, doğru mühendislik ve mimarlık prensipleriyle inşa edildiği gibi önemli soruların sıkça göz ardı edildiğine dikkat çekti.

Buna ek olarak, imar afları ve yapı denetimine ilişkin düzenlemelerin zaman içerisinde sıkça değiştiğini belirten Şimşek, bu tür uygulamaların ülkenin riskli yapı stoğunu artırdığını ifade etti. Kentsel dönüşüm amacının özünden saptığına dikkat çekerek, bu sürecin inşaat şirketlerine kaynak sağlama aracı haline geldiğini dile getirdi.

Şimşek, özellikle son 20 yılda alınan kararların ve yapılan çalışmaların yeterli olmadığını, bilimsel yaklaşımın ve kamusal bir iradenin önemini vurguladı. "Ülkemiz, bilimsel temellere dayalı, uzmanların katkısıyla şekillenen afet yönetimi politikalarına ihtiyaç duyuyor." diyerek, depremlere karşı etkin önlemler alınması gerektiğini dile getirdi.

Sonuç olarak, deprem risklerinin azaltılması adına bilimsel yöntemlerin ve uzman görüşlerinin önceliğe alınması gerektiğine vurgu yaparak, bu yönde adımlar atılması çağrısında bulundu. Depremler gibi doğal afetlerin, sağlam temeller üzerine kurulu yapılarla ve bilimsel yaklaşımlarla üstesinden gelinebileceğini vurgulayarak, ülkenin gelecekte benzer felaketlere daha güçlü ve hazırlıklı bir şekilde karşı koyması gerektiğine işaret etti.

Editör: Berfe KURT