Betonarme evler yerine çelik evlere talebin arttığını belirten Marmara Yapı’nın sahibi Yakup Yılmaz, ’’Devir, çelik devri’’ dedi.

Pandemi ile kırsala yoğun bir göçün yaşandığı Türkiye’de, beklenen Marmara depremi ile bu ivme artarak devam ediyor. Uzun yıllardan bu yana inşaat sektöründe faaliyet gösteren ve çelik konstrüksiyon evler yapan Marmara Yapı’nın sahibi Yakup Yılmaz, çelik yapılara talebin arttığını belirterek, ‘Devir, çelik devri’ dedi.

Türk insanının inşaattaki tercihi tamamen değiştiğini, önce pandemi ardından beklenen Marmara depremi ile kırsala müthiş bir göçün başladığını ifade eden Yakup Yılmaz, ’’Betonarme bir yapıda hayat bir yıldan önce başlamaz. Çelik konstrüksiyonda ise sözleşme yaptıktan 60 gün sonra evde yaşam başlar’’ diye konuştu.

Özellikle Güneydoğu illerini yerle bir eden deprem felaketi ile vatandaşların konut anlayışında yüzde 100 bir değişiklik olduğuna dikkat çeken Yılmaz, Güvenli yapı modellerinde, prefabrik ve çelik konstrüksiyon yapıların öne çıktığını söyledi.

15 yıldan bu yana Türkiye’nin dört bir yanında çelik evler inşa ettiklerini belirten Yılmaz, ’’Şirket olarak ülkenin her tarafında çelik konstrüksiyon yapılar imal ediyoruz. Güneydoğu depremi ile devlet yetkilileri de çelik yapıları tercih etmeye başladı. Zira betonarme bir yapıda bir yıldan önce hayat başlamazken, çelik yapılarda sözleşme yapıldıktan 60 gün sonra yaşam başlıyor. Üstelik çelik yapılar betonarmeye nazaran yüzde 50 daha ucuz. İnsanların bu anlamda konut ihtiyacının çelik yapılara doğru yönelmesi daha önemli. Bunun için çelik yapılar çok revaçta’’ şeklinde konuştu.

Neden çelik yapılar?

Anadolu’da yapılan 10 evin 7’sinin çelik konstrüksiyon, 3’ünün ise prefabrik yapı olduğu bilgisini veren Yılmaz, bu tercihte yaşanan deprem felaketlerinin etkili olduğuna dikkat çekti. Yılmaz, “Depremler büyüklük, sıklık, süre ve konum açısından beklenmedik olaylardır. Doğası gereği dövülebilir ve esnek olduğundan çelik, tasarım için tercih edilen malzemedir. Ağır baskılar altında kırılmak veya parçalanmak yerine esner. Çelik binalardaki kiriş-kolon bağlantılarının çoğunun temel amacı yerçekimi yüklerini desteklemektir. Ancak rüzgar ve depremlerden kaynaklanan önemli yanal yüklere de dayanabilirler. Termitler, böcekler, küf, küf ve mantarlar onları etkilemez; ahşap çerçevelerden farklı olarak korozyona karşı da dayanıklıdırlar” dedi.

“Daha ucuz ve daha emniyetli”

Çelik yapının en az 50 yıl ömrü olduğunu ve şirket olarak çelik konstrüksiyon yapılarda 10 yıl garanti verdiklerini söyleyen Yılmaz, “Çelik konstrüksiyon betonarmeye göre hem daha ucuz hem daha emniyetli ve güvenilir. Çelik hem de renk, doku ve şekil açısından bize daha üretken bir görünüm kazandırır. Esnekliği, dayanıklılığı, güzelliği, doğruluğu ve şekillendirilebilir olması bize konseptleri deneme ve yeni çözümler geliştirme konusunda daha fazla esneklik sunar” diye konuştu.

Çeliğin her mevsim hızlı ve etkili bir şekilde monte edilebilir olduğunu da ifade eden Yılmaz, “Sahada çok az işçilikle, bileşenler saha dışında önceden üretilir. Bir projenin büyüklüğüne bağlı olarak, tüm çerçeve haftalar yerine günler içinde inşa edilebilir; bu da, şantiyedeki inşaata göre yüzde 20 ila yüzde 40 daha kısa inşaat süresiyle sonuçlanır. Daha zorlu konumlardaki müstakil evler için çelik genellikle araziyle daha az temas noktasına izin vererek gerekli kazı miktarını en aza indirir. Yapısal çeliğin beton gibi alternatif çerçeve malzemelerine göre daha hafif olması nedeniyle daha küçük, daha basit bir temel mümkündür” ifadelerini kullandı.

“Pandemi ve İstanbul’da beklenen Marmara depremi sebebiyle metropolde yaşayan insanlar kırsala hücum ediyor” diyen Yılmaz, “Kırsalda arazi fiyatları yüzde 500-600 oranında artmasına rağmen bu tersine göç hız kesmeden devam ediyor. 30 yıllık inşaat sektöründe olmamıza rağmen taleplere yetişmekte zorlanıyoruz” açıklamasında bulundu.

Doğal ve çevre dostu

Yılmaz, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Çelik çerçeveli bir bina yıkıldığında, parçaları ya geri dönüştürülebilir ya da çelik endüstrisinin kullandığı kapalı döngü geri dönüşüm sistemine geri gönderilebilir. Çelik hiçbir özelliğini kaybetmeden süresiz olarak geri dönüştürülebilir. Hiçbir şey boşa gitmez. Günümüzün yeni çeliğinin yaklaşık yüzde 30’u geri dönüştürülmüş çelikten yapıldığından, çelik doğal ham kaynak kullanımına olan ihtiyacı azaltır. Sektör artık yapısal çelik yapıların ve tüm çelik yapıların kapsamlı testleri sayesinde çelik binaların yangına nasıl tepki vereceği konusunda sağlam bir anlayışa sahip. Modern tasarım ve analitik yöntemler, çelik çerçeveli yapılar için yangından korunma ihtiyaçlarının tam olarak belirlenmesine olanak tanır ve sıklıkla ihtiyaç duyulan yangından korunma miktarında önemli azalmalara yol açar.”

Kaynak: İHA