2009 yılında vahşice katledilen Münevver Karabulut'un katili olarak bilinen Cem Garipoğlu'nun gerçekten intihar edip etmediği konusundaki tartışmalara son verebilecek önemli bir gelişme yaşandı. Cem Garipoğlu'nun babası, Mehmet Nida Garipoğlu, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak oğlunun mezarının açılması ve DNA eşleştirmesi yapılması talebinde bulundu.
Münevver Karabulut cinayeti, 2009 yılında genç kızın vahşice katledilmesiyle gündeme gelmiş, katili olarak Cem Garipoğlu adı öne çıkmıştı. Cem Garipoğlu, olayın ardından 197 gün sonra kendi isteğiyle teslim olmuş, ancak cezaevinde bulunduğu dönemde, 10 Ekim 2014'te intihar etmişti.
Ancak yıllar geçmesine rağmen Münevver Karabulut'un ailesinin acısı hala dinmemiş ve baba Süreyya Karabulut, Cem Garipoğlu'nun mezarının açılması talebinde bulunmuştu. Ancak bu talepler yargıdan reddedilmişti. Bu nedenle, Cem Garipoğlu'nun cezaevinde intihar etmediği ve yurt dışına kaçtığına dair şüpheler hala devam ediyor ve bu şüpheleri ortadan kaldırmak amacıyla 'Feth-i Kabir' işlemi gerçekleşmemişti.
Mehmet Nida Garipoğlu'nun avukatı aracılığıyla Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdiği dilekçede, oğlunun mezarının açılması ve "Feth-i Kabir" adı verilen DNA eşleştirmesi işleminin yapılmasını talep etti.
Dilekçede, Cem Garipoğlu'nun cinayetin üzerinden 10 yıldan fazla bir süre geçmesine rağmen, konunun dönem dönem gündeme getirildiği ve toplumun geniş kesimlerinde ilgi çektiği vurgulandı. Ayrıca, magazin programları ve sosyal medya platformlarında dahi bu konunun sıkça işlendiği ve komplo teorilerinin yayıldığı belirtildi. Bu komplo teorileri nedeniyle Cem Garipoğlu'nun ölmediğine ve cezaevinden kaçırıldığına inanan bir toplum kesimi bulunduğu ifade edildi. Bu nedenle, "Feth-i Kabir" işlemiyle gerçeğin ortaya çıkmasının önemli olduğu dile getirildi.
Mehmet Nida Garipoğlu'nun, kendi oğlunu kaybetmiş bir baba olarak, ailesinin yaşadığı acının zaman içinde sönmediğine dikkat çekilen dilekçede, ailenin gerçek dışı suçlamalarla toplum nezdinde linçe uğradığına vurgu yaptı.
Münevver Karabulut'un babasının, mezarın açılması talebinin reddedilmesi sonucunda ailenin toplum tarafından haksız yere suçlandığı ifade edilen dilekçede, "Geçmişte yapılan otopsi raporuyla teyit edilen, ancak belirli bir toplum kesiminde hala soru işaretleri bırakan ve bu soru işaretleriyle ilgili olarak kamuoyunu yanıltan gerçek dışı iddianın araştırılması için oğlunun mezarının açılması talep edilmektedir. Böylece, ailenin yaşadığı acı ve ıstırabı hafifletmek ve gerçeğin açığa çıkarılmasını istemektedir" denildi.
Dilekçede ayrıca, söz konusu iddianın gerçekleşmesi durumunda bir suç işlendiği ve bu suçun Silivri Cezaevi'nde meydana geldiği göz önüne alındığında, "Feth-i Kabir" kararı alınması ve DNA eşleştirmesi yapılması talep edildi.
Münevver Karabulut'un ailesinin avukatı Rezan Epözdemir de Garipoğlu ailesinin başvurusuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Toplumun önemli bir kesimi, Cem Garipoğlu'nun intihar etmediğine ve cezaevinden kaçırıldığına inanıyor. Biz, uzun bir hükümlü süresi boyunca kaçmanın zor olduğunu ifade etsek de, Cem Garipoğlu'nun kaçırıldığına dair kamuoyunda geniş bir inanç var. Kamu vicdanı oldukça rahatsız. Bu bağlamda, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan elde edilen yeni delillerle, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun ilgili maddeleri uyarınca mezarın açılmasını talep ettik. Cem Garipoğlu'nun babası da 06.10.2023 tarihinde dilekçeyle mezarın açılmasını istedi. Artık Başsavcılığın, toplumda var olan şüpheleri gidermek ve 'Feth-i Kabir' işlemine karar vermek için derhal harekete geçmesi gerekiyor."