Çikolata Nasıl Yapılır

Çikolata, çeşitli bölgelere özgü kakao ağaçlarının meyvesinden yapılır. Her bir kakao meyvesi 30 ila 40 kakao çekirdeği içerir. Çekirdekler, kakao çekirdekleri oluşturmak için kurutulur ve kavrulur.

Kakaonun tam olarak ne zaman tarihte yer aldığı veya bulunuşunun kim tarafından olduğu bilinmiyor. Smithsonian Ulusal Amerikan Kızılderili Müzesi’nin kültürel sanatlar küratörü Hayes Lavis’e göre, M.Ö.1500 yıllarından kalma antik Olmek çömleklerinde, çikolata ve çayda bulunan uyarıcı bir bileşik olan teobromin izleri keşfedildi. Muhtemelen çikolatanın buluşu Olmekler tarafından yapılmıştı.

Olmeklerin tören içeceği yapmak için kakao kullandığı düşünülüyordu ve bununla birlikte, yazılı kaynakları bulunmadığı için, karışımlarında kakao çekirdeklerini mi yoksa sadece kakao kabuğunu mu kullandıklarına dair kesin bir bilgi yok.

Maya Çikolatası

Olmeklerin kakao ile ilgili bildiklerini, Orta Amerika Mayalarına aktardığı düşünülüyor. Maya yazılı tarihi, kutlamalarda ve tören gibi etkinliklerde tüketilen çikolatalı içeceklerden bahseder.

Maya kültüründe çikolatanın tarihi, her ne kadar önemli olsa da, zengin ve güçlülere özel değildi. Halkın her kesiminden insanlar tarafından kolaylıkla elde edilebilirdi. Mayalıların birçoğunun evlerinde, neredeyse her öğünde çikolata tükettiği düşünülüyor. Maya çikolatası bizim Türk kahvemiz gibi köpüklüydü ve genellikle acı biber, bal veya su ile birleştiriliyordu.

Para Birimi Olarak Kakao Çekirdeği

Çikolatanın tarihi gerçekten de ilginç hikayelere tanıklık ediyor. Örneğin Aztekler çikolataya olan hayranlıklarını farklı bir seviyeye taşıdı. Kakaonun kendilerine tanrıları tarafından verildiğine inanıyorlardı. Mayalar gibi, süslü kaplarda sıcak veya soğuk olarak, baharatlı çikolatadan oluşan içeceklerinin tadını çıkardılar. Ancak aynı zamanda yiyecek ve diğer malları satın almak için, kısacası her türlü ticaret için para birimi olarak kakao çekirdeklerini kullandılar. Aztek kültüründe kakao çekirdeklerinin altından daha değerli olduğu düşünülüyordu.

Aztek çikolatası çoğunlukla bir üst sınıf insanların tükettiği bir içecekti, alt sınıflar ancak zaman zaman düğünlerde veya çeşitli kutlamalarda bu lezzeti deneyimleyebiliyordu.

Muhtemelen ilginç ve sıradışı çikolata aşığı, enerji için ve afrodizyak olarak her gün litrelerce çikolata içtiği iddia edilen Aztek hükümdarı Montezuma II idi. Ayrıca kakao çekirdeklerinden bazılarını ordusu için ayırdığı da söyleniyor.

İspanya’da Sıcak Çikolatanın Tarihi

Avrupa’ya ilk kez İspanya ile geldiği bilinmesine rağmen, hangi tarihte geldiğine dair kayıtlar oldukça çelişkili. Bir hikaye, Kristof Kolomb‘un kakao çekirdeklerini Amerika’ya yaptığı bir yolculuk sırasında, bir ticari gemiye baskın yaptığında keşfettiğini ve 1502 yılında İspanya’ya getirdiğini iddia ediyor.

İddialardan bir diğeri de, İspanyol Hernan Cortes’in Montezuma’nın sarayındaki Aztekler tarafından çikolata ile tanıştırıldığını bildiriyor. Son iddia ise, Guatemalalı Mayaların 1544 yılında İspanya Kralı II. Philip’e hediye olarak Kakao çekirdekleri getirdiğini ortaya atıyor.

Çikolatanın İspanya’ya nasıl ulaştığı pek de önemli değil, 1500’lerde İspanya’da çok yayıldı ve insanlar tarafından hoşgörüyle karşılandı. 1585’den itibaren de İspanya kakao ithalatına başladı. İtalya ve Fransa gibi diğer Avrupa ülkelerinin yetkilileri Orta Amerika’nın bazı bölgelerini ziyaret ederken onlar da kakao ile tanıştılar.

Çok geçmeden çikolata çılgınlığı Avrupa’nın tümüne yayıldı, çikolataya olan yüksek taleple birlikte binlerce kölenin çalıştırdığı çikolata tarlaları oluşturuldu.

Avrupa’lılar Azteklerin baharatlı ve acı çikolatalı tarifini pek beğenmemişlerdi. Şeker kamışı, tarçın ve kendilerine özgü tatlandırıcılarla kendi sıcak çikolata türlerini oluşturmayı tercih ettiler.

Amerikan Kolonilerinde Çikolata

Çikolata, 1641 yılında bir İspanyol gemisiyle Florida’ya geldi. İlk Amerikan çikolata evinin 1682’de Boston’da açıldığı düşünülüyordu. 1773’e gelindiğinde, kakao çekirdekleri Amerikan kolonilerinin en sevdiği ithal ürün haline gelmişti ve her sınıftan insan çikolatadan yararlanabiliyordu.

Devrim Savaşı sırasında orduya erzak olarak verilen çikolata, bazen de para yerine ödeme olarak askerlere verildi. Bu durum İkinci Dünya Savaşında da bu şekildeydi.

Kakao Tozu

Çikolata Avrupa’ya ilk geldiği dönemde sadece herkesin tadamadığı lüks bir üründü. Ancak 1828’de Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten, suyla karıştırılması daha kolay bir toz çikolata yapmak için kakao çekirdeklerini alkali tuzlarla işlemenin bir yolunu keşfetti. Yaptığı icadına “Hollanda Kakaosu” adını verdi.

Ayrıca Van Houten’in kakao pres makinesini ilk kez icat eden kişi olduğu söylense de, bazı kaynaklar makineyi babasının icat ettiğini belirtiyor. Kakao pres makinesi, o dönemler kakaoyu kavrulmuş kakao çekirdeklerinden ayırmanın ucuz bir yolu haline geldi ve çikolatayı farklı alanlarda kullanabilmek için kolaylıkla toz hale getirmeyi sağladı.

Nestle Çikolata Barlarının Tarihi

19. yüzyılın büyük bir bölümünde çikolata yalnızca içecek olarak kullanıldı. 1847’de İngiliz çikolatacı J.S. Fry and Sons, şeker, çikolata likörü ve kakao yağından yapılmış bir hamurla kalıplanmış ilk çikolatayı ortaya çıkardı.

Ayrıca İsviçreli çikolatacı Daniel Peter, 1876’da sütlü çikolata üretmek için çikolataya kurutulmuş süt tozu eklemiş ve olumlu sonuç almıştı. Sürecin sonrasında, arkadaşı Henri Nestle ile birlikte çalışıp Nestle Company’yi kurdular, söz konusu marka o dönemden bu yana ciddi bir büyüme gösterdi.

Çikolata, 19. yüzyılda ciddi bir yol kat etmiş olsa da, çikolatayı çiğnemek hala zordu. 1879’da bir diğer İsviçreli çikolatacı Rudolf Lindt, çikolataya pürüzsüz ve rahatlıkla ağızda eriyen bir kıvam vermeyi ve son kullanma tarihini oldukça geliştirdi.

20 yüzyılın başlarına gelindiğinde, Cadbury, Mars, Nestle ve Hershey gibi çikolata şirketleri, çikolataya artan talebi karşılamak için ciddi bir üretim sürecine girdiler.

Türkiye’de ilk kez 1875’de tüketilen çikolata, 1927’den itibaren ülkemizde de ‘Çukulata’ adıyla üretilmeye başlamıştır.

Günümüzde Çikolata

Modern çikolataların büyük bir çoğunluğu seri üretim şeklinde olsa da, bazı çikolatacılar çikolatalarını elle üretmeyi tercih eder ve malzemeleri mümkün olduğunca saf tutmaya çalışırlar. Çikolata günümüzde hem içilebilir, hem de yenilebilir bir şekerleme olarak tüketilebilir, aynı zamanda birçok unlu mamüle lezzet verebilir bir durumda.

Günümüzde raflarda yer alan çikolataların birçoğu sağlıksız kabul edilse de, özellikle saf bitter çikolatanın kalp sağlığına iyi geldiği ve antioksidan içeriğinden ötürü çok sağlıklı bir besin maddesidir.

Kaynak: Haber merkezi