Çocuk eğitimi sabır gerektiren zor ve uzun bir iştir. “Emeğinin karşılığını bir yıl sonra almak istiyorsan buğday ek; yedi yıl sonra almak istiyorsan ağaç dik; emeğinin karşılığını otuz yıl sonra almak istiyorsan çocuk yetiştir.” Sözünde olduğu gibi. Bilgi, emek ve sevgi ister.
Her çocuk ailesinde gördüğü ve öğrendiği davranışlara göre şekil alır. Bunu da sosyal hayatına uygular. Anne ve babanın davranışlarını dikkatle izleyen çocuk, bir kayıt cihazı gibi onu bilincine yükler. Çocuk ilerde ebeveyninin davranışlarını tekrarlar. Çocuğum bu olumsuz davranışı neden yapıyor serzenişi, aslında bu davranışı ben neden yaptım/yapmışım sözünün dile gelişidir. Sorunun kaynağını dışarıda aramak yapılması gerekeni ötelemek veya kendimizi avutmak için mantığa büründürmek demektir.
Aile içinde sevmeyi, yardımlaşmayı, paylaşımı ve olaylara pozitif açıdan bakmayı (hayra yormayı) bizzat yaşıyorsa, çocuğun dünyası buna göre şekillenecektir. Çocuk seven ve sevilen bir kişiliğe sahip olacaktır.
Çocuğun kişiliğini ailesi belirler; öfkesi, oturup kalkması, kızgınlıkları hep aile içinde taklit yoluyla öğrenilir. Anne babaya büyük sorumluluk düşüyor.
Üstad Necip Fazıl Kısakürek “tomurcuk derdi olmayan ağaç odundur” der bir sözünde. Çocuklarımız bizim bir parçamız ve benzerimiz olan tomurcuklardır. Arkamızdan bu topluma bir fert olarak bırakacak olduğumuz ve gelecek neslimizi oluşturan çocuklar, bu yüce milletin değerleri ile yetişmeli. Bu değerler kültürümüzü oluşturan maddi ve manevi değerleridir. İnançtır, ahlaktır, vatandır, mimaridir, sanattır vb..
Ailede çocuğa rol model olan anne-baba her davranış ve sözünü şu “kırk düşün bir söyle” atasözünde olduğu gibi kılı kırk yararak, ince düşünerek hassas olmalı. Tabiatta hiçbir şey yok olmuyor, söz ve davranışlarımızda öyle. Yapılan yanlışı geri çevirmek zordur.
Ebeveyn yapılan olumsuz bir davranışı veya sözü mantığa büründürmek adına bunu büyükler yapabilir; ancak çocuklar için doğru değildir uyarısı muhatabında etkili olmaz. Çünkü çocukta potansiyel olarak geleceğin bir annesi ya da bir babasıdır. Çocuktan tabi ki böyle bir davranışı yapmam demesini ve inanmasını beklemek boşunadır. Artık o çocuğun beynine girmiş ve bilinç altına yer edinmiştir. Zamanı geldiğinde ortaya çıkacaktır, hiç merak buyurmayın. Hatta beyin üzerinde mesai harcayan bilim insanları şunu keşfetmişlerdir. Bizlere mantıksız gelen inanmadığımız uyarılar bilinç altına girip orada yer edindiği ve zamanla o inanmadığınız şeyi size inandırdığı keşfedilmiştir. Siz iyi bir insana kötüsün kötüsün derseniz, o kişinin kötü olmadığı halde bilinçaltı ona kötü olduğunu inandırır. Bir atasözünde olduğu gibi ‘bir kişiye kırk gün deli derseniz deli, veli derseniz veli olur.’
Çocuklarımızın iyi, güzel ve doğru olmasını ve böyle davranmasını istiyorsak; davranış ve sözlerimizle bizler de iyi, güzel ve doğru olmalıyız.
O halde biri bizi gözetliyor kavlinden, söz ve davranışlarına dikkat etmeli insan. İnsanın aynada gördüğü kendisidir, başkası değil.