Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Merkezi’nde İnsan Hakları Eğitim Programı’na katıldı. Erdoğan burada bir konuşma gerçekleştirdi.
"İnsan hak ve hürriyetlerinde son 22 yılda sessiz devrimlere imza atmış bir kadro olarak, eğitim programımızın partimizin başarılarla dolu tarihinin daha iyi anlaşılmasına katkı yapacağına inanıyorum. İnsan hakları fikrinin muhafazası, toplumsal barışın teminatıdır.
Çevremizdeki gelişmeleri hep birlikte takip ediyoruz. Dünya siyaseti en sert virajlarından birini dönüyor. Uluslararası sistemde ciddi bir güç boşluğu var. Sadece güç boşluğu değil, bir ahlak ve vicdan kaybıyla da karşı karşıyayız. Kan, zulüm ve savaş sahneleri adeta sıradan hale geldi.
Küresel sistemi adalet eksenli revize edecek hiçbir çaba gösterilmedi. Bu kayıtsızlık karşısında patlak veren her kriz, bir öncekini maalesef aratmıştır. Ancak Gazze kriziyle beraber, küresel sistem iflas bayrağını çekmiştir. Gazze tüm dünyada maskeleri indirmiş, onyıllardır bize örnek gösterilen kurumların içinin ne kadar kof olduğunu ortaya koymuştur.
“BİZ MİLLETİMİZDEN GEREKLİ İZNİ ALDIK”
Ülkemizde bir günlük milli yas ilan ederek Filistin halkıyla dayanışmamızı gösterdik. Bazı cibiliyeti bozuk olanlar bizim ona gösterdiğimiz bu ilgiyi hazmedemedi. Biz sizden mi izin alıp da bunların kararını verecektik? Biz milletimizden gerekli izni aldık ve adımlarımızı da buna göre atıyoruz.
SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINA TEPKİ
Sosyal medya şirketleri militanlaştılar. İsrail’i eleştiren basit bir cümleye bile hemen sansür uygulamayı kendileri için görev adlettiler. Filistinli şehitlerin fotoğraflarına tahammül edemeyip anında yasaklayan, bunu da özgürlük olarak pazarlayan bir dijital faşizm ile karşı karşıyayız. Heniye’nin şehadeti bize düşünce ve ifade hürriyetinin sınırlarını batılı ülkelerde İsrail’in kaprislerinin belirlediğini göstermiştir.
Amerika ve Avrupa’daki kurallara uyma noktasında gösterdikleri özeni mesele Türkiye olunca, vatandaşlarımızın mağduriyeti olunca, bizdeki katalog suçlarla mücadele olunca bilinçli bir şekilde esirgiyorlar. Arzu edilen iş birliğini henüz tam manasıyla tesis edemedik.
Türkiye egemenlik hakları çerçevesinde bir adım atıyor, bir tedbir uyguluyor ancak şirketlerden önce meselenin önüne arkasına bakmayan muhalefet partileri hemen ayağa kalkıyor. Sosyal medya platformlarının rezilliklerini eleştirmeyenler, bu platformların estirdikleri faşizme laf etmeyenler nefes nefese klavye başına geçip sosyal medya hesaplarından Türkiye’yi şikayet sırasına giriyorlar.
Sosyal medya platformlarının arz ettiği tehlikelere işaret etmek asla sansürcülük değildir. Asıl sansürcülük bunlara gözlerini kapamaktır. Biz böyle bir tutarsızlığın içinde yer almayacağız. Hükümet olarak bizim kimsenin özgürlüğüyle, ticaretiyle, hayat tarzıyla herhangi bir sorunumuz yok. Türkiye’nin haklı talepleri karşılanır, hassasiyetlerine saygı gösterilirse mesele zaten kendiliğinden hal yoluna girecektir.”