Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malezya, Endonezya ve Pakistan ziyaretlerinin ardından yurda dönüşte uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Malezya, Endonezya ve Pakistan ziyaretlerini tamamladıklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim için her biri ayrı öneme sahip, bu üç dost ve kardeş ülkede şahsıma ve heyetime gösterilen eşsiz hüsnü kabul, bizi ziyadesiyle memnun etti. Türkiye'den binlerce kilometre ötede milyonlarca kişinin sergilediği içten teveccüh, hiç şüphesiz milletimizle olan gönül bağının somut göstergesidir. Malezya'da tarafıma takdim edilen fahri doktora, değerli kardeşim Enver İbrahim'le birlikte yaklaşık 3 bin kişiye yaptığımız hitap, Endonezya ve Pakistan'da resmi misafirperverliğin ötesinde halkın bizleri bağrına basması hafızalarımıza adeta kazınmıştır. Her üç ülke ile kardeşlik ilişkilerimizin nişanesi olarak elektrikli aracımız Togg’u muhataplarımıza hediye etmekten memnuniyet duyduk" dedi.

Bu turlarının aynı zamanda 2019 yılında başlattıkları Yeniden Asya Girişimi kapsamında kıta ile iş birliğini güçlendirme iradesini fiiliyata döken ziyaretler olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ziyaretimin ilk ayağı olan Malezya'da 2022 yılında tesis ettiğimiz kapsamlı stratejik ortaklığımızı Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey organizmasıyla mücehhez etme konusunda Sayın Enver İbrahim'le mutabık kaldık. Savunma sanayii ve teknoloji başta olmak üzere birçok farklı alanda 11 mutabakata imza attık. İlişkilerimizin geleceğine ışık tutacak ortak bildiriyi kabul ettik" diye konuştu.

2014 yılında başbakanlığı döneminde Malezya'yla belirledikleri 5 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşıldığını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık 10 milyar doları hedefliyoruz. Toplam 1,5 trilyon dolarlık büyüklüğe ulaşan Endonezya ekonomisinin önümüzdeki 10 yıl içerisinde dünyanın en büyükleri arasına girmesi bekleniyor. Biz de Endonezya'nın altyapı ihtiyaçlarına katkı sunmak ve savunma sanayii gibi sektörlerde ortak üretim dahil, iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Ticaret hacmimizi 10 milyar dolara çıkarma hususunda değerli kardeşim Cumhurbaşkanı Prabowo'yla ortak irademizi birlikte teyit ettik. Ayrıca bu iki ülke ile ticaret hacmimizi dengeli ve sürdürülebilir şekilde arttırmak için atılabilecek adımları değerlendirdik. Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği ASEAN'la kurumsal ilişkileri geliştirmeyi hedefliyoruz. 2017 yılından bu yana sektörel diyalog ortağı olduğumuz ASEAN'ın diyalog ortağı da olabilmek nihai hedefimizdir. Bu bağlamda ASEAN'a ev sahipliği yapan Endonezya ve dönem başkanı Malezya'ya ASEAN'dan beklentilerimizi anlattık. Hem Malezya hem Endonezya’nın ülkemize gereken desteği vereceğine inanıyorum" dedi.

Endonezya ile gerçekleştirdikleri ilk Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı'nda 12 mutabakat metni imzalandıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşmelerde Sanayi İşbirliği Ortak Komitesi kurulmasını kararlaştırdıklarını, Pakistan ziyaretlerinde ise 7. Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantısı'nı icra ettiklerini kaydetti. Madencilikten enerji dönüşümüne, askeri iş birliğinden savunma sanayiinde ortak üretime, ticaretten tarıma 24 belgeye imza atıldığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Müstesna ilişkilerimizin ruhuna uygun kapsamlı bir ortak bildiriyi kabul ettik. Konsey mekanizmasının bilhassa savunma, güvenlik ve istihbarat boyutu itibarıyla daha da güçlendirilmesi amacıyla ilave bir ortak daimi komite daha kurulmasını kararlaştırdık. Cumhurbaşkanı Sayın Asıf Ali Zerdari ve Başbakan Şahbaz Şerif'le görüşmelerimde Pakistan'la ikili ticaret hacmimizi 5 milyar dolar hedefine ulaştıracak adımları da ele aldık. Tedarik, satış ve ortak üretim dahil, Pakistan'da yürüttüğümüz projeleri ilerletme hususunda irademizi teyit ettik. Tüm muhataplarımla görüşmelerimde Gazze ve Suriye başta olmak üzere uluslararası meseleleri etraflıca değerlendirdik. Bilhassa Birleşmiş Milletler, G8 ve İslam İşbirliği Teşkilatı nezdindeki ortak adımlarımızı gözden geçirdik. Filistinli kardeşlerimize verdiğimiz güçlü desteği sürdürme konusunda tam bir mutabakat içinde olduğumuzu gördüm. 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin Devleti'nin tesisi için birlikte çalışmaya devam edeceğiz. Değerli kardeşim Başbakan Sayın Enver İbrahim, Cumhurbaşkanı Sayın Prabowo Subianto, Başbakan Sayın Şahbaz Şerif ve Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari'ye gösterdikleri son derece samimi misafirperverlik için tekrar teşekkürlerimi ifade ediyorum" açıklamasını yaptı.

Erdoğan, Asya’daki Müslüman ülkelerin Türkiye’yi Osmanlı’nın devamı olarak gördüklerini belirterek, "Gerek Enver İbrahim kardeşim, gerek Prabowo Subianto, gerekse Pakistan’daki muhataplarımız, hepsinin de ifade ettiği bir konu var; Osmanlı. 'Siz Osmanlı’nın devamısınız. Biz sizi böyle görüyoruz' diyorlar. Bu da bizleri gerçekten ayrı bir dünyaya, duygusallığa itiyor. Onlar bizi çok iyi anlıyorlar, ama biz kendimizi maalesef anlayamıyoruz. Sıkıntı burada. Bu seyahatte de Malezya'daki durumu gördünüz. Hele hele Endonezya'yı gördünüz. Aynı şekilde gezimizin son durağı Pakistan'ı gördünüz. Bize yönelik bu teveccüh, durup dururken olan şeyler değil. Çok açık net söyleyeyim, ecdadımızın kıymetli mirası bizim en önemli zenginliğimiz. Bizlere bütün iltifatlar Osmanlı'nın mirası üzerinden geliyor. Onların bu büyük mirası olmasaydı, herhalde bize bu iltifatlar, bu yaklaşımlar yapılmazdı" dedi.

Türkiye'nin bölgesel ve küresel anlamda etkinlinin artmasıyla ilgili olarak Erdoğan, "Bu iltifatlar ecdadın bize bıraktığı mirasından kaynaklanıyor. Türkiye'nin etkinliği arttıkça hem Doğu hem Batı dünyasında bizlere ilgi de aynı nispette çoğalıyor ve çoğalacak. Bundan hiç endişeniz olmasın. Türkiye'nin hem bölgesinde hem dünyada söz sahibi olmasından, gönül coğrafyamızda yaşayan kardeşlerimiz de çok çok memnun. Biz iki farklı medeniyet, iki farklı dünya arasına çok sağlam bir gönül köprüsü inşa ediyoruz. Atalarımız, Asya'nın kültürünü, irfanını Avrupa içlerine kadar taşıyarak yaşadığımız toprakları bizler için yurt haline getirdiler. Şimdi biz, buralarda yaşıyoruz. Bizler de onların mirasını yere düşüremez, yüzümüzü sadece bir yöne çeviremeyiz. Biz, her iki kültürü de tanıyor, biliyor ve izlerini taşıyoruz. Bu nedenle bizim için doğu, batı, kuzey, güney fark etmez. Hazreti Mevlana'nın tariflediği üzere pergelimizin bir ayağı Anadolu'da ve Trakya'da sarsılmaz bir biçimde sabittir, diğer ayağımızla da bizler iyilik ve güzellik götürmek için cihanı dolaşırız" değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Asya ile olan ilişkilerinin sadece kültürel değil, ekonomik ve ticari boyutta da pekiştirildiğini, iş adamlarıyla yapılan toplantılar ve ikili görüşmelerin başarıyla sonuçlandığını belirterek, "Türkiye'nin Asya ile ilişkilerinde tarihsel bağlar ve kültürel konular noktasında çok farklı bir dönemi yaşıyoruz. Bunu zenginleştirerek de yaşamaya devam edeceğiz. Batı hakimiyetinin azaldığı ve Asya'nın stratejik ağırlığını artırdığı bir dönemde, Türkiye'nin Asya perspektifi de önem kazanıyor. Asya'daki Müslüman ülkelerle ilişkilerimizi her geçen gün güçlendirmek suretiyle ekonomik, sosyal ve siyasi bağlarımızı pekiştirmek gayretindeyiz. Müslüman Asya ülkeleri ile iş birliklerimizi çoğaltarak, kalkınma ve refah alanındaki fırsatların sayısını da böylece artırabiliriz. Önümüzdeki bu fırsatları değerlendirerek ülkelerimizin küresel bir güç haline gelmesi için ortak iradeye de sahibiz. Bu irademizi de asla kaybetmeyeceğiz. Bu arada bölge ülkeleriyle geliştirilecek ekonomik, ticari ilişkilerin hem Türkiye'yi hem de Asya ülkelerini güçlendireceğinden herhangi bir şüphe duymuyoruz. Bölge ülkelerine Türkiye'nin güvenilir bir ülke olduğunu, işte bu seyahatlerle yanımızda beraber götürdüğümüz iş adamlarımızla gösteriyoruz. Oralarda iş adamlarıyla yapılan toplantıların da ikili görüşmelerin de tabii ki neticeleri bulunuyor. Hamdolsun bunları da başarılı bir şekilde ortaya koyuyoruz" açıklamasını yaptı.

Erdoğan, Gazze'nin Türkiye için büyük bir acı kaynağı olduğunu belirterek, "Şunu açık net söylememiz lazım. Gazze bizim yüreğimizde bir sızı. Gazze içimizde bir yara. O sızıyı dindirmek, o yarayı kapatmak için canla başla çalışıyoruz, çalışmak durumundayız. Maalesef İslam dünyası hala bu konuda toplu bir adım atamadı. Yürekler toplu vursun diye beklerken, bunu sağlayamadık. Bu konudaki eksikliklerimizi gidermek, yüklerimizden kurtulmak, bagajlarımızı da boşaltmak zorundayız" diye konuştu.

Erdoğan, Gazze ve Suriye’deki insani krize dikkat çekerek, Katar'ın Gazze'ye gönderdiği iş makineleri gibi adımların önemine vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze’de yaşananları hep beraber gördük, gördünüz. İşte bu akşam televizyon ekranlarında bir şey dikkatimi çekti. Katar iş makinelerini Gazze’ye gönderiyor. Büyük ihtimalle bu iş makinelerini herhalde Mısır'dan satın aldılar. Bu iş makinelerini Gazze'ye aktarıyorlar. Oradaki hafriyatları iş makineleriyle herhalde derleyip toparlayacaklar. Başka çare yok. Aynı durum Suriye'de de geçerli. Suriye'de de iş makinelerine ciddi manada ihtiyaç var. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’yla yaptığımız görüşmede de bunları konuştuk. Onların da talebi bizden bu. Dışişleri Bakanımız, İstihbarat Başkanımız onlar da oraya gittiklerinde aynı durumu tespit ettiler. Yoğun bir şekilde iş makinelerine ihtiyaç var ve bu iş makineleriyle oradaki bütün o hafriyatları kaldıralım, ondan sonra da süratle yeniden inşa ve ihya çalışmalarına Suriye’de ve Gazze’de başlayalım" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, İsrail’in ve diğer zalimlerin saldırılarının hala devam ettiğini, ateşkese rağmen çatışmaların sürdüğünü kaydetti. Bununla birlikte Birleşmiş Milletler ve dünya genelindeki liderlerden ateşkesin sağlam bir şekilde sağlanması adına daha güçlü adımlar beklediğini ifade eden Erdoğan, "Oradaki zalimler malum, din dil ırk fark etmeksizin acımaksızın oradaki insanların üzerlerine yürüyorlar. Netanyahu’nun son Amerika seyahati herhalde bizlere bir şeyler anlatıyor. Bütün bu olayların sonunda bakıyorsunuz ki yine ortada din meselesi ciddi manada ayırıcı bir etken oluyor. 'Ateşkes yapıldı' denilmesine rağmen ortada hala ateşkese dair bir emare göremiyoruz. Şimdi beşinci safhanın adımı atılacak. Bu beşinci safhada acaba durum ne olacak? Biz onu da izliyoruz. Temennimiz, beklentimiz odur ki beşinci safhada hiç olmazsa bu ateşkes olması gerektiği gibi sağlam bir şekilde sağlansın. Birleşmiş Milletler’den beklediğimiz bu. Dün gece ABD Başkanı Donald Trump'ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 1,5 saatlik görüşmesinin neticesi ne olacak, bunu da özellikle bekliyoruz. Bu görüşmeden inşallah iyi niyetle beklediğimiz bir netice alınabilirse, o zaman dünya çok daha farklı bir adımı atmış olur" açıklamasını yaptı.

Kaynak: İHA