Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde gerçekleşen 8. Aile Şurası'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Avrupa Birliği'nin (AB) "ateşkes çağrısı yapamayız" yaklaşımına tepki göstererek, "Ateşkesin ne zaman gerçekleştirileceğini açıklasınlar. AB Komisyonu, ateşkes çağrısı yapabilmesi için belirli bir sayıyı bekliyorsa, daha kaç çocuğun hayatını kaybetmesi gerekiyor?" ifadelerini kullandı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına da sert tepki gösteren Erdoğan, "İsrail yönetimi, 7 Ekim'den bu yana Filistinli kardeşlerimize karşı acımasız bir katliam gerçekleştiriyor" dedi. İsrail'in saldırılarına karşı uluslararası toplumun daha etkin bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini vurguladı.
Erdoğan ayrıca, Türkiye'nin nüfusunun 85 milyon olduğunun yetersiz olduğunu belirterek, "Ülke olarak daha fazla nüfusa ihtiyacımız var" dedi.
Ayrıca, "Son zamanlarda en büyük tehdit, cinsiyetsizleştirme politikalarıdır" diyen Erdoğan, Türkiye'nin bu tür küresel dayatmalara boyun eğmeyeceğini net bir şekilde ifade etti.
Erdoğan'ın açıklama şu şekilde;
Şuranın temasında da ifade edildiği üzere aile kurumunun korunmasında sizlerin dile getireceği görüşlerin çok değerli olduğunu bilmenizi istiyorum. Konunun tüm paydaşlarını buluşturan şuranın başarılı ve verimli geçmesini temenni ediyorum.
Milli şuur ailede kazanılır
İnancımızda ve kültürümüzde aile mukaddes bir müessesedir. Hayatın iniş çıkışları karşısında insanı koruyan aile, eşsiz bir hazinedir. Sevginin paylaşılarak çoğaldığı, zorluklara beraber göğüs gerildiği aile, insanı insan yapan en önemli hasletlerden biridir. Anayasamızın 41. Maddesi çok açık ve nettir. Aile, Türk toplumunun temelidir. Devletin sorumluluklarını da ifade etmiştir. Temeli sağlam olmayan toplumlar ayakta kalamaz. Güçlü aileler yoksa, güçlü bir milleti bulamazsınız. Dil ailede öğrenilir. Ahlak ailede kuşanılır. İnanç ailede yerleşir. Milli şuur ailede kazanılır. Merhamet, şefkat, hürmet, sevgi ailede edinilir. Kimlik ailede inşa edilir.
Güçlü toplum güçlü aile yapısına sahip olmaktan geçer
Çocukları çağın marazlarından koruyan kalkan ailedir. Okuldan önce ilk ve en önemli eğitim kurumu ailedir. Beşeri, sosyal ve devlet hayatımızda yeri doldurulmaz olan aileye sahip çıkmak, insana, topluma, devlete ve milletin istikbaline sahip çıkmak demektir. Aileyi çok çok önemseyen iktidarımız, partimiz şunu topluma aynı şekilde haykırıyor ve diyoruz ki, aileye önemi vermeyen hiçbir toplum ekonomik açıdan ne kadar müreffeh olursa olsun geleceğine güvenle bakamaz. Batı'nın çıkmazı şu anda burada. Güçlü toplum sadece maddi imkanlardan değil, güçlü bir aile yapısına sahip olmaktan geçer.
Cumhur İttifakında Lgbt anlayışı yoktur
Müslüman Türk milletinin alameti farikası olan güçlü aile yapımızı zayıflatacak her türlü girişim karşısında teyakkuz halinde olmalıyız. Gerek devlet gerek şahsi olarak meseleye yaklaşımımız bu yöndedir. Cumhur İttifakı'nda onun için LGBT diye bir anlayış yoktur. Varsın LGBT illet ittifakının malzemesi olsun, tepe tepe kullansınlar ama bizde bu yok. Bizde aile kutsal bir yapı. Bu kutlu yapıyı biz lekeleyemeyiz. Buna da müsaade etmeyiz, edemeyiz.
Nüfusun artırılması lazım
Evlenme yaşı yükseliyor, boşanma oranları artıyor. Boşuna 3 çocuk demiyoruz. Bu toplumun özellikle ihtiyacı var. Detayına burada giremem ama bizim şu anda Türkiye olarak nüfusumuzun 85 milyon olması yeterli değil. Çok daha fazla nüfusa ihtiyacımız var. Dünyamız giderek yaşlanıyor. Aile gibi güvenli sığınağa sahip olmayan toplumlarda intihar oranları, bağımlılık, uyuşturucu sorunları almış başını gidiyor.
Sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumları vardır
Son zamanlarda en büyük tehdit, cinsiyetsizleştirme politikalarıdır. Sapkın akımların hedefinde bizatihi aile kurumları vardır. Küresel bir zorbalıkla karşı karşıyayız. Sadece kadın erkek ilişkilerini değil, çocukları da hedef alan saldırılar karşısında aileyi, dolayısıyla insanı korumak bizim görevimizdir. Buradan bir kez daha ilan etmek isterim ki, Türkiye ve Türk milleti küresel cinsiyetsizleştirme dayatmalarına boyun eğmeyecektir. Evlatlarımızı bu sapkınların eline bırakmayacağız. Aile yapımızın dinamitlenmesine izin vermeyeceğiz. Bu noktada çok büyük bir rol oynayacak, Aile ve Gençlik Bankası'nın kuruluşunu inşallah yakında gerçekleştiriyoruz. Bu konudaki kararlılığımız sadece seçim meydanlarında değil, BM kürsüsünden de ifade ettim, ifade ettik. Aile müessesesini bekleyen tehdit ve tehlikelere dikkat çektim.
Gazze'ye saldırılar bir katliam
İsrail yönetimi 7 Ekim'den beri Filistinli kardeşlerimize yönelik acımasız bir katliam gerçekleştiriyor. Şu anda bizi izleyen bütün toplumlara sesleniyorum. Bu sabah da Katolik camiasına Papa vasıtasıyla seslendim. Camiler, kiliseler, okullar, pazar yerleri, hastaneler İsrail tarafından bombalanmaktadır. Bugüne kadar İsrail'in Gazze ve Ramallah'a yönelik saldırılarında çoğu çocuk ve kadın 6 binin üzerinde kardeşimiz şehit oldu. 17 bin kişi yaralandı. Etrafı tamamen kuşatılmış, 360 kilometrekarelik dar bir alanda yaşama tutunma mücadelesi veren 2.3 milyon insanın tepesine şu ana kadar 12 bin tondan fazla bomba yağdırıldı.
ABD orada, Avrupa orada. Bütün imkanları ile orada. Tek tek gelip ziyarete bulunuyorlar. Gazze'deki konutların yarısı ya yıkıldı ya zarar gördü ya da kullanılamaz halde. 600 bin Gazzeli yerlerinden edildi. BM ekipleri de orayı terk etmeyi planlıyorlar. Tüm savaşlarda olduğu gibi burada da en büyük mağduriyeti kadınlar ve masum çocuklar yaşadı, hala da yaşıyor. Tepkisiz kalmak mümkün mü? Hiçbir eylem böyle bir vahşeti meşru kılmaz. Gazze'ye yönelik saldırılar, kendini savunma sınırını aşmış, açık bir katliama ve barbarlığa dönüşmüştür.
Ateşkes çağrısı için kaç çocuk ölmeli?
Medeni geçinen gayri medenilerin bu vahşeti seyretmesi işin üzücü yanıdır. AB "ateşkes çağrısı yapamayız" diyor. Ateşkes ne zaman yapılır bir açıklayın bilelim. Siz siyaset yapıyorsanız bunu biz de yapıyoruz. 40 yıldır siyasetin içindeyim ama hiçbir zaman sizin gibi bu tür vahşetlere seyirci kalmadım. Ağız birliği etmişçesine tüm Batılı ülkeler İsrail'i aklıselime davet yerine saldırılara koşulsuz destek veriyor. AB Komisyonu'nun ateşkes çağrısı yapabilmesi için sayıyı versinler, daha kaç çocuk ölmeli? Yavrularını bulabilmek için vücutlarına yazıyorlar.
Mısır'a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin toplamı 200 tonu aşıyor
Muhataplarımız için rahatsız edici de olsa, doğru bildiklerimizi açık yüreklilikle ifade edeceğiz. Gazze halkının ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz. Diplomatik temaslarımızı sürdürürken Gazze'ye insani yardımlar için gayret gösterdik. Şimdiye kadar 10 uçak dolusu yardım malzemesini sevk ettik. Dün Gazze'nin en çok ihtiyaç duyduğu jeneratörleri gönderdik. 25 sağlık personelimizin Mısır'a intikalini sağladık. Mısır'a gönderdiğimiz yardım malzemelerinin toplamı 200 tonu aşıyor.
Ey İsrail
Kardeş Mısır'la birlikte yardımları Gazzelilere ulaştırmaya çalışıyoruz. Sivil yardım gemimizi de şartlar olgunlaşınca bölgeye göndereceğiz. İsrail, sana sesleniyorum. 500 sene önce engizisyondan kaçan Musevilere alicenaplık gösterdiğimiz gibi, açın tarih kitaplarını bakın, bunu biz yaptık. Tıpkı 2. Dünya Savaşı'nda soykırıma uğrayan Yahudi bilim insanlarına sahip çıktığımız gibi. Bugün de Gazze krizinde bizim pusulamız insanı insan yapan kadim değerlerin ihyasıdır. Bizim için Gazzeli çocuklarla İsrailli çocuklar arasında hiçbir fark yoktur. Çünkü çocuk tüm kimliklerden öte çocuktur. Çocuklar öldürülürken sessiz kalmanın utancını kimse bize yaşatamaz. Dilimizi bağlasak da böylesi vahşete sessiz kalmaya vicdanımız el vermez.