Salyangoz Dişlerinin Gücü

Deniz salyangozlarının dişleri, 4 ile 6,5 gigapaskal arası değişen bir muhavemete (dayanıklılığa) sahiptir. Bir paskal, metrekare başı 1 newtonluk kuvvete eşittir. Bir gigapaskal ise tam 1 milyar paskala eşittir. Eğer matematikçi değilseniz, biraz kafa karıştırıcı görünmesi oldukça normal. 

Bilim insanları deniz salyangozunun gücünü keşfetmeden önce, örümcek ağlarının en güçlü biyolojik malzeme olduğu düşüncesindeydi. Bir örümcek ağının 1,3 gigapaskallık gerilime kadar dayanabildiği düşünülürken, deniz salyangozunun dişleri bunun tam beş katı gerilime dayanabilecek güçte. 

Salyangoz Dişi Mi Yoksa Elmas Mı?

Bu tabii ki bir değer karşılaştırması değil, dayanıklılık karşılaştırması. En sağlam bilinen madde aslen elmas olsa da, elmaslar herhangi bir biyolojik organizmanın ürünü olmadığı için ikisini aynı kategoride değerlendirmiyoruz. Bu sebeple en güçlü biyolojik materyal maratonunun kazananı şu anlık deniz salyangozu gibi görünüyor. 

Dağda, bahçede veya olabilecek herhangi bir yerde salyangoz kabuğu görmek pek hoşunuza gitmeyebilir. Ancak bu sinir bozucu organizmanın kuzeni olan deniz salyangozu, gerçek bir doğa harikası. 

Deniz salyangozlarının dişlerinin bu kadar güçlü olma sebebi, yapısında bulunan götit adı verilen mineral. Aynı zamanda deniz salyangozlarının dişlerindeki götit mineralinin üzeri proteinle kaplıdır, bu sebeple daha da güçlü bir yapısı vardır. 

Ayrıca deniz salyangozları bu dişleri beslenmek için değil de besin kaynağına ulaşmak için kullanırlar. Yiyecekleri yosunlara ulaşmak için kayaları rahatça kazarlar. Dişleri bu kadar güçlü olmasaydı, muhtemelen bir süre sonra dişleri kayaları kazamayacak duruma gelecekti ve aç kalacaklardı. 

Salyangoz Dişinin İnsanlık İçin Önemi

Elbette bulunduğunuz bir ortamda, keşfedilmiş en güçlü biyolojik materyalin deniz salyangozunun dişi olduğunu bilmeniz gayet havalı olacaktır, ancak biz insanlığa getirebileceği diğer muhtemel faydaları ele alacağız.

Teknoloji bu kadar gelişmişken, modern ve güçlü birçok malzemeyi tasarlamada kullanılabileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Hatta doğal materyalleri farklı uygulamalarda kullanma ve bundan fayda sağlama uygulamasını tanımlayan bir terim bile var: biyomimikri. 

Biyomimikri, üretilen bir nesnenin doğadan ilham alınması olarak da açıklanabilir. Uçakların kuşlardan ilham alınması gibi örnekler verilebilir. Hatta “Biyomimetik Mimari” dalı bile var, kısaca açıklama olarak birçok bina, kilise gibi yapıların doğadan ilham alınarak tasarlanması diyebiliriz. 

Örneğin Japonya’da üretilen hızlı trenler, yalıçapkını kuşundan ilham alınmıştır. Ve yapıları gereği tünelden çıkarken çok daha az ses çıkarırlar, tamamen tasarımın büyüsü.

Deniz salyangozlarının dişleri ile ilgili de birçok benzer örnek olabilir. Daha güvenli araç üretimi ve daha dayanıklı binalar inşa etme gibi ihtimaller üzerinde çalışmalar sürüyor.

Kaynak: Haber merkezi