Denizli aynı zamanda Türkiye’de yer alan ithalatçı şehirlerin arasında ön sıralarda yer almaktadır. Denizli gezilecek yerler arasında ise UNESCO Dünya Mirası Listesinde yer alan Pamukkale Travertenlerini görmek için yaz kış demeden yerli ve yabancı turist akınına uğrayan bu ilimizi gelin daha yakından tanıyalım.
Denizli’de Gezilmesi Gereken Yerlere Bir Göz Atalım
Denizli’nin yıllardır Dünya’nın pek çok medeniyetine ev sahipliği yapmış olduğunun bir kanıtı olarak da günümüze kadar ulaşmayı başarmış pek çok kalıntı bu durumu kanıtlar niteliktedir. Denizli’nin yer aldığı konum itibari ile fay hatlarının üzerinde kurulmuş olması şehrin sıcak bir iklime sahip olmasında büyük etken iken, şelaleleri ile de sizleri serinletecek olan Denizli’de her iki mevsimi de bir arada yaşamanız mümkündür. Denizli gezilecek yerler arasında bulunan gözde mekanları sizler için biz derlerken sizlerde seyahat çantanızı hazırlamaya başlayabilirsiniz.
Pamukkale Travertenleri
Kimyasal bir reaksiyon sonucu çözülme ile oluşan travertenler Pamukkale’nin de adeta turizm açısından en kalabalık olduğu yer olarak konumlanmasını sağlamıştır. Kaynağın antik dönemlerden beri kullanıldığı bilinmekte iken, adete Denizli ilinin dünya mirası diyebiliriz. Pek çok kişi tarafından pamuk diyarı olarak da adlandırılmaktadır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesinde yer alan Travertenler her geçen gün değişime uğrasa da eski halini koruması adına pek çok çalışmalar yapılmaktadır. Pamukkale Travertenleri Nasıl Oluşmuştur ? diye merak ediyorsanız detaylı olarak anlattığımız yazımızda bulabilirsiniz.
Yazır Cami
Yazır Cami Denizli’nin Acıpayam ilçesinde konumlanmış olmasının yanı sıra tarihi 1801 yılına dayanan bu cami’nin Hacı Ömer Efendi adında bir zat tarafından yaptırılmış olduğu çeşitli rivayetlerde yer almaktadır. Cami 13. yüzyılda görülen ağaç direkli ibadet mekanlarına sahip olması ile adeta ün kazanmıştır. Bunu yanında oldukça zengin süslemeler barındıran cami’de panolar halinde resimleri görmek mümkün olmaktadır. Dikdörtgen olan camide sizi girer girmez on adet ahşap sütun karşılayacaktır. Cami panolarında yer alan resimlerde sizlerinde ilk dikkatini çeken unsur gösterişten uzak sade bir yapının resimlere yansıtılmış olmasıdır.
Keloğlan Mağarası
Sadece çobanların bilmiş olduğu, 1990 yıllarına kadar kimselerin dikkatini çekmemiş olan bu mağara Denizli Valiliği ve Dodurgular Belediyesi işbirliği ile proje kapsamında turizme açılması öngörülmüştür. Keloğlan Mağarası günümüze kadar doğallığından bir şey kaybetmemiş olsa da bunun temel nedeni insanların her zaman kolay ulaşabildiği mekanda yer almamasından kaynaklanmaktadır. Keloğlan Mağarası Türkiye’de turizme açık 14 mağara arasında yer alırken aynı zamanda 2003 yılında turizme açıldığı bilinmektedir. Denizli Antalya karayoluna oldukça yakın olan bu mağarayı listenizde yol üzerinden geçerken uğrayacağınızı belirtmeyi unutmayınız.
Apollon Lairbenos Tapınağı
Denizli’nin oldukça bereketli topraklarına sahip olan Çal,birçok tarihi unsuru da beraberinde barındırmaktadır. Halk tarafından Asartepe olarak da adlandırılmış küçük bir tepenin üzerinde yer alan Apollon Lairbenos Tapınağı bahsetmiş olduğumuz tarihi yapılardan bir tanesidir. Bu tapınak özellikle de din tarihi çalışanlarının bir hayli dikkatini çekmeyi başarsa da siz ziyaretçi akınına da her geçen gün daha fazlası ile uğradığı görülmektedir. Bu bereketli toprakların bulunduğu yerde konumlanmış olan tapınağı sizlerde ziyaret etmeden hakkında fikir yürütmeyiniz.
Denizli Kayak Merkezi
Kayak merkezleri hemen hemen pek çok ilimizde var olmakla beraber her şehrin kayağı da merkezi de kendine has diyerek Denizli Kayak Merkezi keyfini yaşamadan Denizli’den ayrılmayınız. Denizli’nin Tavas ilçesinde Nikfer mahallesinde yer alan bu merkez yüksek kapasitesi ile siz ziyaretçi akınını karşılayacak nitelikte tasarlanmıştır. Kayak merkezinde yalnızca nakit ödeme alındığını da sizlere hatırlatalım. Ayrıca kayak keyfini sınırsız yaşamak için resmi tatillerde ve yarı yıl tatillerinde geçerli olan fiyat hafta sonu tarifesi ile aynı olmaktadır.
Hierapolis Anfi Tiyatro
Tarihi ve mimarisi itibari ile Roma dönemine kadar uzanan bu kent her yıl birçok turist tarafından ziyaretçi akınına uğramaktadır. Ayrıca Pamukkale Travertenlerinin hemen yanında konumlanmış olması ile de her iki alanı da gezmek isteyenler için oldukça ideal bir rota olmaktadır. Tripolis Antik Kenti eşsiz güzelliği ile büyülemektedir. Aynı zamanda bu kalıntılarda UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesinde yer almaktadır. Tripolis Antik Kenti günümüze kadar korunmayı başarmış olsa da buranın bir termal merkezi olarak kullanılıp ziyarete açık olduğu zamanlarda var olan Roma Hamamı ise günümüzde arkeolojik müze olarak kullanılmaktadır.
Karahayit Ağlayan Kaya
Ağlayan Kaya Şelalesi olarak da bilinmektedir. Denizli’nin en eski ve aynı zamanda en çok da ziyaret edilen mekanları arasında yer alan bu yer Yeşildere Şelalesi olarak da bilinmektedir. Aynı zamanda burada taze ve canlı alabalık bulmanız da mümkün. Yeşilliğin ve doğallığın içerisinde eşsiz bir alabalık lezzeti de sizleri beklemektedir. Peki neden buraya Ağlayan Kaya denilmiş diyorsanız bölge’den akan Yeşildere Şelalesinin ağlayan bir kayayı andırmasından ibaret olduğu yönündedir.
Tripolis Antik Kenti
Bir yamaç üzerinde kurulmuş olan bu kent Denizli merkeze 40 km’lik bir mesafede yer almaktadır. Kentin ilk kuruluşuna dair tam olarak net bir bilgi elde etmek mümkün değilken, ilk kuruluşunun Lidya Devleti zamanına denk geldiği yönünde belgelere rastlanılmaktadır. Aynı zamanda kent önemli sınır, ticaret ve tarım merkezleri arasında yer almaktadır. Kuruluş biçimi de göz önüne alınacak olursa yörenin en zengin kentleri arasında yer almaktadır. Sizlerde bu kentin ışıltısını iliklerinizde hissetmeniz adına uzaktan bakmak ile değil yerinden ziyaret ile büyülenmeye hazır olunuz. Birçok deprem ve savaşlara tanık olan kent aynı zamanda tahribe de uğramıştır.