Ekonomi çok geniş bir çalışma alanına sahip olduğu için ekonomik coğrafya da öyledir. Ekonomik coğrafyanın konuları arasında görülen bazı konular arasında tarım turizmi, çeşitli ülkelerin ekonomik gelişimi, gayri safi yurtiçi hasıla ve gayri safi yerli ürünler yer almaktadır. Küreselleşme aynı zamanda günümüzün ekonomik coğrafyacıları için son derece önemlidir çünkü dünya ekonomisinin (ülke ekonomilerinin) birbirleriyle olan ilişkilerini inceler..
Ekonomik Coğrafyanın Tarihi ve Gelişimi
Ekonomik coğrafya alanı, Avrupa ülkeleri zamanla dünyanın farklı bölgelerini keşfetmeye ve kolonileştirmeye başladıkça büyümeye devam etti. Bu zamanlarda Avrupalı kaşifler (Kristof Kolomb gibi) Amerika, Asya ve Afrika gibi yerlerde bulunacağına inandıkları baharat, altın, gümüş ve çay gibi ekonomik kaynakları tanımlayan haritalar yaptılar (Wikipedia.org). Keşiflerini bu haritalara dayandırdılar ve sonuç olarak bu bölgelere yeni ekonomik faaliyetler getirdiler. Bu kaynakların varlığına ek olarak, kaşifler, bu bölgelerin yerli halkının dahil olduğu ticaret sistemlerini de belgeledi.
1800’lerin ortalarına gelindiğinde çiftçi ve ekonomist Johann Heinrich von Thünen, kendi tarımsal arazi kullanımı modelini geliştirdi. Bu, modern ekonomik coğrafyanın ilk örneğiydi çünkü arazi kullanımına dayalı şehirlerin ekonomik gelişimini açıklıyordu. 1933’te coğrafyacı Walter Christaller, dünyadaki şehirlerin dağılımını, büyüklüğünü ve sayısını açıklamak için ekonomi ve coğrafyayı kullanan Merkezi Yer Teorisini yarattı.
II. Dünya Savaşı’nın sonunda genel ve beşeri olarak ayrılan ekonomik coğrafya bilgileri önemli ölçüde artmıştı. Savaş sonrası ekonomik toparlanma ve gelişme, ekonomik coğrafyanın coğrafya içinde resmi bir bileşen (alt dal) olarak gelişmesini sağladı çünkü coğrafyacılar ve iktisatçılar, ekonomik faaliyetlerin ve kalkınmanın nasıl meydana geldiğiyle ve dünyanın neresinde olduğu ile ilgilenmeye başladılar. Coğrafyacılar konuyu daha nicel hale getirmeye çalışırken, ekonomik coğrafya 1950’ler ve 1960’lar boyunca popülaritesini artırmaya devam etti. Günümüzde ekonomik coğrafya, esas olarak işletmelerin dağılımı, pazar araştırması ve bölgesel ve küresel kalkınma gibi konulara odaklanan çok niceliksel bir alandır. Ek olarak, hem coğrafyacılar hem de iktisatçılar konuyu inceler. Günümüzün ekonomik coğrafyası, pazarlar, işletmelerin yerleşimi ve belirli bir alan için belirli bir ürünün arz ve talebi üzerine araştırma yapmak için coğrafi bilgi sistemlerine çok bağımlıdır.
Ekonomik Coğrafya İçerisindeki Konular
Teorik ekonomik coğrafya, bu alt bölümdeki dalların ve coğrafyacıların en geniş alanıdır, esas olarak dünya ekonomisinin nasıl düzenlendiğine dair yeni teoriler oluşturmaya odaklanır. Bölgesel ekonomik coğrafya, dünyadaki belirli bölgelerin ekonomilerini inceler. Bu coğrafyacılar, yerel kalkınmanın yanı sıra belirli bölgelerin diğer alanlarla olan ilişkilerine de göz atarlar. Tarihsel ekonomik coğrafyacılar, ekonomilerini anlamak için bir bölgenin tarihsel gelişimine (ve geçmişine) bakarlar. Davranışsal ekonomik coğrafyacılar, bir bölgenin insanlarına ve ekonomiyi inceleme kararlarına odaklanır.
Eleştirel ekonomik coğrafya ise ekonomik coğrafya türlerinin sonuncusudur. Eleştirel coğrafyadan ortaya çıkar ve bu alandaki coğrafyacılar, yukarıda listelenen geleneksel yöntemleri kullanmadan ekonomik coğrafyayı incelemeye çalışırlar. Örneğin, genellikle ekonomik eşitsizliklere ve bir bölgenin diğerine karşı hakimiyetine ve bu hakimiyetin ekonomilerin gelişimini nasıl etkilediğine bakarlar.
Bu farklı konuları incelemenin yanı sıra, ekonomik coğrafyacılar genellikle ekonomiyle ilgili çok özel konuları da inceler. Bu konular arasında tarım coğrafyası, ulaşım, doğal kaynaklar ve ticaret ile ticari coğrafya gibi konular yer almaktadır.