Cumhurbaşkanı Erdoğan, İl Başkanları Toplantısı'nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, AK Parti olarak daha fazla gönül kazanacaklarını, daha fazla insana ulaşacaklarını ve milletin sofrasına daha fazla oturacaklarını vurguladı. Paris Olimpiyatları açılışına dair ise "Papa'yı arayacağım" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle;

Fitne kazanına odun taşıyanların oyununa gelmeyeceğiz. Kardeşlik hukukumuza ve dava arkadaşlığımıza uygun şekilde, partimiz bünyesinde farklı seviyelerde bayrak değişimini gerçekleştiriyoruz. Yorulan, yıpranan veya çeşitli nedenlerle görevden affını talep eden bazı arkadaşlarımızın yerine geçen ay yenilerini görevlendirdik. Millete hizmet davasının ateşten gömleğini giyen arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum. Biz her işte hayır olduğuna inanan, bu ilahi müjdeye iman eden bir kadroyuz. AK Parti olarak yapmamız gereken bellidir, daha fazla gönül kazanacağız. Daha fazla insanımıza ulaşacağız. Milletin sofrasına daha fazla oturacağız. Vatandaşımızın her zaman yanında olacağız. Samimi çaba harcayacağız. 

Belediye başkanlığı sadece günlük rutin takip edilerek yapılacak bir vazife değildir. Her bir kardeşim sahada milletle iç içe olmak mecburiyetindedir. Muhalefetin milletin meselelerine nasıl baktığını, topluma dair her konuda görüyoruz. Birkaç istisna hariç milletin gerçek gündemiyle aynı hizada bir türlü konumlanamadılar. Milli meselelerin tamamında çok büyük savrulmalar yaşadılar. 

MUHALEFETE ELEŞTİRİLER

CHP'nin Türkiye'nin çıkarlarıyla alıp veremediği nedir? Milli meselelerde yerli ve milli bir duruş bekliyoruz. Gölge etmesinler yeter, biz onlardan başka ihsan istemiyoruz. Mavi vatanımıza sahip çıkma noktasında en küçük bir geri adım atmayacağız, bunu böyle bilsinler. 

"TÜRKİYE TÜM İMKANLARIYLA MAZLUM FİLİSTİN HALKININ YANINDADIR"

Biz 2200 yıldan fazla devlet geleneği olan bir milletiz. Hadiselere bakarken başkaları gibi sadece 50-100 yıllık birikimle bakmıyoruz. Hamlelerimizi buna göre tayin ediyoruz. bizim çizgimiz, karakterimiz bellidir. Başına vurulunca ekmeği alınan bir ülke değiliz. Tarihimizin hiçbir döneminde de böyle olmadı. ne başkalarının hakkına el uzatırız. ne birilerine hakkımızı yediririz. Uluslararası hukuk çerçevesinde Libya'da, Karabağ'da, Suriye'den topraklarımıza saldırı olduğunda bunu yaptık. Hakkımıza sahip çıktı. Ülkemizin ve milletimizin güvenliğini garantiye aldık. Gazze'de vahşi bir soykırım yaşanıyor. İsrail güçleri 40 bin Filistinli kardeşimizi kalleşçe şehit etti. Gıda sırasında bekleyen insanları katledecek kadar alçaldılar. Cami, kilise ve okulları bombalayacak kadar gözlerini kararttılar. Hitler'i gölgede bırakacak bir barbarlığa imza attılar. Gazze dünyanın en büyük imha kampına dönüşmüştür. İslam dünyası birkaç ülke dışında zulmü durduracak hiçbir irade sergilemiyor. BMGK bugün sorumluluk almayacaksa ne zaman alacak? Bakınız bu gidiş, gidiş değildir. İsrail'in gittiği yol, yol değildir. Bu iki yüzlülüğün sonu korkarım ki çok kötü bitecektir. Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur. Bölgemizde hudutları halen netleşmemiş tek ülke İsrail'dir. Meşru bir devlet olarak değil terör örgütü gibi hareket eden ülke İsrail'dir. Hamas ateşkese evet dediği halde savaşı uzatıp katliam yapan taraf İsrail'dir. Hitler geç de olsa durdurulmuştu. Daha geç olmadan bu soykırım artık derhal durdurulmalıdır. Netanyahu yönetiminin yularını elinde tutanların bu katliam şebekesine bir an önce dur demesi gerekiyor. Gazze'deki ateşi tüm bölgeye yayma girişiminin arkasındaki asıl niyeti de görüyoruz. Daha önce defalarca ifade ettim: Biz İstiklal Marşı bile 'Korkma' diyerek başlayan bir ülkeyiz. Klavye soytarılarının hadsiz mesajları bizi korkutmaz, sindirmez, inandığımız yolda yürümekten bizi asla vazgeçirmez. İstedikleri kadar çirkinleşsinler, çukurlaşsınlar. Tayyip Erdoğan'ın hakkı ve hakikati haykırmasına engel olamazlar. Eli kanlı canilerin provokasyonlarına gelmeyiz. Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık. Biz bugünlere çarpışa çarpışa geldik. Bize gazete manşetlerinden ömür biçenler oldu ama yanıldılar. Bizi terörle, darbeyle devirmek isteyenler oldu, hepsini bozguna uğrattık. Siyasi tarihimiz boyunca korkuyu yanımıza hiç yaklaştırmadık. Bugün de dimdik ayaktayız. Türkiye olarak bundan 500 yıl önce engizisyondan kaçan Musevilere kucak açtıysak, bugün de mazlum ve mağdurların yanındayız. Bizim için zalimin de mazlumun da kimliğinin bir önemi yoktur. Türkiye tüm imkanlarıyla mazlum Filistin halkının yanındadır. Birileri rahatsız olsa da bu vicdanlı tavrını sonuna kadar koruyacaktır. 

Kaynak: Noktaa Gazete