Bursa'nın Nilüfer İlçesi'ne bağlı Gölyazı Mahallesi'nde yaşayan Sibel Sevinç ve ailesi, ihtiyaç sahibi yabancı uyruklu kişilere yardım amacıyla 2 yıl önce müstakil evlerini eşyalarıyla birlikte kullanımlarına sunmuştu. Ancak yardım niyeti, dolandırıcılık iddialarıyla karşılaştı. Sevinç, manevi değeri olan eşyalarının geri getirilmesini talep ediyor.

Suriye'den gelen kişilere yardım etmek isteyen aile, eşyalarıyla birlikte evlerini zor durumda olan yabancı uyruklu bir aileye verdi ve eşyaların kullanılmasına izin verdi. Ancak iddialara göre, ev sahibi Sevinç'in deri mont, mantolar, botlar, çizmeler, gümüş tepsi ve antika koltuklar gibi birçok eşyası ikinci el pazarında satıldı. Ayrıca bahçedeki ağaçlar kesildi ve kaçak elektrik ve su bağlantıları yapıldı.

Sibel Sevinç, olayı fark ettikten sonra evi boşaltmalarını istediğinde Muhammed Kaddour tarafından saldırıya uğradığını ve yengesi Fatma Kampo'nun olayı daha da karmaşık hale getirdiğini ifade ediyor. Sevinç, yengesi olduğu için şikayetçi olmadığını, ancak adalet sisteminde düzgün bir ceza olmadığını belirtiyor.

Sevinç, yaşadıklarını şu şekilde anlatıyor: "Babam rahmetli olduktan sonra zor durumda olan Suriyeli aileye yardımcı olmak için evimizi eşyalı bir şekilde verdik. İyi niyetimizin kurbanı olduk. Ancak komşumuz ve yengemiz olan Fatma Kampo ile Suriyeli kişiler, eşyalarımızı sattı ve bahçedeki ağaçları kesti. Tüm eşyalarımızı geri istiyoruz."

Sevinç, olayları çözmek için yardım istediğinde Muhammed Kaddour tarafından saldırıya uğradığını belirtiyor. Ayrıca Suriyeli ailenin kaçak yapıya elektrik ve su bağlantıları yaparak daha fazla sorun yarattığı ifade ediliyor.

Sibel Sevinç, yaşadıklarına üzülerek şu şekilde konuşuyor: "Babamız hayatta olsaydı belki bu durumla karşılaşmazdık. İyi niyetimizin kurbanı olduk ve bu durumu kimseye yaşatmak istemeyiz. Hırsızlık yapanlardan dolayı adaletin sağlanmasını istiyoruz. Özür dilemek ve zarar vermemek insanlar için önemlidir. Keşke böyle bir durumla karşılaşmasaydık."

Editör: Berfe KURT