Giresun denilince akla ilk fındık geliyor. Dünyanın en kaliteli fındığını yetiştirilmesiyle ‘’fındığın başkenti’’ unvanını taşıyor. Giresun halkı için fındık birçok alanda çok büyük rol alıyor. Düğünlerin ne zaman yapılacağından, kardeşler arasındaki ilişkilere manilerden, türkülere kadar pek çok alanda etkisini gösteriyor. Birçok fındık üreticisi küçük ölçekli çiftçilerden oluşuyor.GİRESUN (İGFA) - Giresun Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Emine Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in “Giresun’un Emek Coğrafyasında ‘Fındığın Mekanlarını’ Görmek” adlı çalışmaya göre; fındık üretim sürecini mümkün kılan yeniden üretim mekanları, tüm olumsuz koşullarına rağmen mevsimlik tarım işçileri tarafından kullanılıp deneyimlenen yaşanan mekanlar olarak biliniyor. Giresun'da toplam fındık üretiminin yarısından fazlası ortalama fındık ekim alanının altında büyüklüğe sahip olan fındık bahçelerinde küçük üreticiler tarafından gerçekleştiriliyor. Ek emeğe ihtiyaç duyulmakta ve bahçe bakımı sahipleri tarafından yapılıyor. Bahçelerin eğimli olması ve kurutma alanı eksikliği, küçük üreticilerin ağustos ve eylül aylarında sahil kaldırımları, sokaklar ve otoparkların geçici fındık işleme alanlarına dönüştürülmesine yol açıyor.
Dr. Öğr. Üyesi Emine Erdoğan ve Dr. Öğr. Üyesi Nezihe Başak Ergin’in yaptığı çalışmaya göre, Giresun'da küçük üreticiler, sahil yolu kaldırımlarını yalnızca fındık kurutma ve ayıklama için değil, aynı zamanda satış için de kullanıyor. TÜBİTAK’ın 3501 Kariyer Geliştirme Projesi kapsamında yürütülen 220K387 numaralı projenin saha çalışması verilerine ve literatür taraması yöntemine dayanan bu çalışmaya göre, Giresun’un yağışlı ve nemli iklim şartları, fındık kurutma işleminin uzun sürmesine neden olmaktadır. Bu durum fındıklarını evlerinden uzakta kurutmak zorunda kalan üreticilerin uzun süre çadırlarda kalarak fındıklarını beklemelerine yol açmaktadır.
Çalışma ve Toplum’da yayımlanan araştırmaya göre, üretim alanı yalnızca işin gerçekleştiği yer olarak değil, işçinin barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçlarını karşılayarak emek gücünü yeniden ürettiği bir mekân olarak tanımlanmaktadır. Yapılan araştırma bağlamında emek ve emekçilerin mekânı nasıl şekillendirdiğini ele alarak, mekânsal örgütlenme kavramına yeni bir bakış açısı getiriliyor. Genelde emek çalışmaları, iş yerinde sabit bir bina ya da mimari yapı olarak görürken, bu çalışma emekçilerin ihtiyaçlarına göre geçici mekanlar yarattıklarını ve böylece çalışma alanını aktif bir şekilde dönüştürdüklerini gösteriyor. Giresun örneği Giresun örneği üzerinden fındık üretim sürecinde işçilerin kente nasıl katkı sunduğunu ve kenti nasıl yeniden şekillendirdiğini ortaya koymaktadır, kentsel mekânın yalnızca bir yapı değil, aynı zamanda emekle yaşayan ve dönüşen bir alan olduğunu gözler önüne seriyor.