Gözün saydam olan tabakasını devamlı olarak incelten ve erken tedavi edilmemesi durumunda kalıcı olarak görme bozukluğuna yol açan Keratokonus adındaki hastalığa, tam anlamı ile kendi ellerinizle sebep olabilirsiniz. Bunun nedeni gözünüzü ovuşturmanın bu hastalığa yol açmasıdır.
Keratokonus, gözün en dış yerinde olan saydam kısmın incelmesi, yuvarlaklaşması ya da dikleşmesi olarak tanımlanmaktadır. Genellik olarak ergenlik döneminde oluşan keratokonus, 20 ile 40 yaşlar arasında ilerleme gösterdiği belirlenmiştir.
Erken zamanlarda bir belirti göstermediği için genel olarak geç fark edilen keratokonus hastalığının ilerlemesine engel olunmazsa kullanılan gözlük numarasında büyük artışlar, daha ileri vakalarda kornea nakli gereksinimi ve eğer bu ihtiyaç da yerine getirilmez ise körlüğe kadar gidebilmektedir.
Belirtiler gördüğünüz zaman asla gecikmeyin
Hastanın günlük rutin olarak yaptığı işleri yerine getirememesine sebep olan keratokonus hastalığının en önemli belirtisi, ortalama 6 ay gibi bir süre içinde artan gözlük numarası olarak belirlenmiştir. Bu hastalığın diğer belirtileri ise; hafif bir şekilde bulanık görme, ışığa karşı oldukça hassas olma, gözde kızarıklıklar ve düz çizgileri dalgalı şekilde görme olarak sayabiliriz.
Hastalığın erken teşhis konmaması halinde ise; yüksek astigmata bağlı olarak ileri derecede görme bozuklukları, araç kullanırken ya da yakından kitap okurken zorluk yaşama gibi durumlar oluşmaktadır.
Çapraz bağlama yöntemi
Şimdi ki zamanda bu hastalığın rahat bir tedavi seçeneği vardır. Bu seçenek ise çapraz bağlama yöntemidir. Ultraviyole ışınlar ile yapılan bu yöntem göze temas edilmeden, sadece ışın gönderilerek uygulanmaktadır. Son zamanlarda çok yaygın olan çapraz bağlama yönteminde yapılan vitamin desteği ile birlikte kornea tabakasının güçlendiğini ve bunun sonucunda da bu hastalığın 4 yıl gibi bir süre içinde durdurulabileceği öngörülmektedir.
Çapraz bağlama yönteminde ilk olarak incelmiş olan kornea tabakasına riboflavin damlatılmaktadır. Sonrasında sorunlu olan göze yaklaşık olarak bir saat boyunca ultraviyole ışını gönderilmektedir. Hasta bu tedavinin ardından aynı gün içinde evine gidebilmektedir. İşlem sırasında göze gelen ultraviyole ışınlarının miktarı, deniz kenarında güneşlenirken burada alınan ultraviyole ışınından daha az olmaktadır. Yani bu yöntemde kullanılan bu ışınlar gözün önemli kısımlarına zarar vermektedir.