Ertelemenin insan biyolojisiyle ilişkili olabileceği hiç aklınıza gelmiş miydi? Duygularımızı ve hafızamızı kontrol eden nörolojik güç merkezi olan limbik sistemimiz sayesinde, düşünmeden önce hissetme eğiliminde oluruz. Olumsuz duyguları yaşamaktan kaçınmak için, bizi bunaltabilecek veya rahatsız edebilecek görevlerden uzak dururuz.
Anlık Zevklere Yenik Düşmek: Öncelikle keyif hissini aramaya ve zevk almaya meyilli olduğumuz için, bizi anında mutlu eden şeylere teslim olma eğilimindeyiz. Bu eğilime o kadar ani şekilde kapılırız ki, kendimizi ihmal ettiğimizi görmeyiz bile. Aynı zamanda, üşengeçliğin neden olduğu sonuçları da görmeyiz; her gün 3 saatten fazlasını üşenerek ve erteleyerek kaybettiğimizde, yılda yaklaşık 2 ay kaybetmiş oluruz.
Duyguların Rolü: Erteleme ve üşengeçlik huyunun üstesinden gelmenin yolu, bu duyguları anlamaktan ve dengelemekten geçiyor. Sorumluluklarımız korkutucu olmaya başladığında, ayak sürümeye başlarız. Çoğu insan, sorumluluklarını duygusal ızdırap ile karıştırabilir çünkü elimizdeki iş çok karmaşık veya zor görünebilir, bu da kaygı ve umutsuzluk gibi olumsuz duygulara neden olur. Bir sorumluluk veya iş ne kadar karmaşık ve zorluysa, harekete geçmekten o kadar çok kaçınmaya meyilli oluruz. Tüm bu olumsuz duygular ve çekinceler bir araya geldiğinde, görevlerden tamamen kaçınmayı seçeriz.
Görevleri Yönetmek: Zor veya karmaşık görevler insanları kolayca bunaltarak projeye olan ilgilerini ve kendilerine olan inançlarını kaybetmelerine neden olur. İşin sırrı, bu görevleri daha yönetilebilir hale getirmektir. Görev ve sorumlulukları daha küçük, sindirilebilir ögelere bölmek, sonunda bu parçaların büyük resmi tamamlamak için toplanmasını kolaylaştırır. Bu şekilde, aşırı gerginlik ortadan kalkar ve işinizden biraz daha fazla keyif alabilirsiniz. Bir görevin bütününe baktığımızda yapmamız gerekenler çok büyük ve korkutucu gözükebilir ancak küçük parçalar halinde onları sindirdiğimizde, hemen harekete geçebilmek kolaylaşacaktır. Görevler ne kadar küçükse, onları yönetmek için gerekli motivasyonu o kadar kolay buluruz. Bu nedenle görevleri yalnızca 45 dakikada tamamlanacak unsurlara bölmek iyi bir fikir olabilir. Büyük resmi aklınızda tutun, ancak iş yükünüzü hafif tutun ve bir seferde yalnızca bir küçük göreve odaklanın. Dikkatinizi her seferinde bir ögeye verdiğinizde, yavaş yavaş daha büyük hedefe doğru ilerlediğinizi fark edeceksiniz.
Küçük Ödüller Belirleyin: Sinir sistemimiz bizi, zevk veren şeylere yönelmemiz için teşvik eder. Küçük ödüller, keyif alma ihtiyacımızı tatmin eder ve bize ulaşılacak küçük hedefler verir. Bu da motivasyonumuzu ciddi biçimde artırır. Büyük bir projeyi bitirmeyi hedeflerken zaman geçtikçe motivasyonumuzu kaybederiz ancak o projeyi tamamlamamızı sağlayacak küçük parçaları bitirdikçe, beynimizdeki ödül merkezi uyarılarak bizi motive eder.
Görevlere ve sorumluluklara karşı olan tutumunuzu değiştirdiğinizde, görevlerin çok daha az sıkıcı göründüğünü fark edeceksiniz. Biraz pratik ve pekiştirme gerekecektir ancak sabrederek bu yolu izlediğinizde, iş yapma şekliniz değişecektir.