Geçtiğimiz Ramazan ayı hicri 1433, miladi 2012 yılı olarak yaşandı ve geçti. Kameri /ay takvimi itibari ile gelip geçen Ramazan ayı Hz. Peygamber (as) den beri tam 1330 defa gelip geçmiştir. Oruç ibadetini emreden Bakara suresinin 183. ayeti hicretten yaklaşık iki yıl sonra nazil olduğuna göre hicri takvim hesabı ile Müslümanlar tam 1330 defa tarih boyunca Ramazan ve oruçla beraber olmuşlardır.
Bu sene mevsim itibariyle Ramazan ayı yaz mevsimine tesadüf etti. Önümüzdeki altı yıl daha böyle devam edecek. Ondan sonra mutedil bahar aylarına gelemeye başlayacaktır.
İçinde bulunduğumuz 21. yüzyıl fennin teknolojinin bu güne göre en son noktasında olduğundan Ramazan proğramlarının teknolojiden nasibini aldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Yazılı ve görsel basın organları hem iftarda hem de sahur da zengin dini programlar düzenlediler. Bazı tv.ler bilinen konuları yine klasik üslup içerisinde seyirciler sunarken bazı tv.ler son derece doyurucu ve Kur’an merkezli konuşmacıları misafir ettiler.
Özellikle genç Müslüman kitleye onların akıllarının alacağı hurafeden ve hikayelerden arındırılmış saf ve temiz, kısa ve özlü din bilgilerinin sunulması oldukça yaygın hale getirilmeye çalışılmıştır. Bunların meyveleri inşallah ileriki yıllarda alınacaktır.
Havaların sıcak olması belki oruç tutanların sayısında bir azalma olmuştur gibi düşünülse de yapılan araştırmalarda ülkemizde bu seneki Ramazan ayında oruç tutanların genel nüfusa oranla %84’lere vardığı ifade edilmiştir ki bu gerçekten iyi bir rakamdır. Bu göstermiştir ki Türkiyeli Müslümanlar yaz kış demeden kadın erkek genç ihtiyar Ramazanın özellikle ORUÇ ibadetine rağbet göstermektedirler.
İslamın diğer önemli farzlarına karşı nedense bu itibar gösterilmemektedir.Yine yapılan araştırmalarda insanların çoğu oruç tutmasına rağmen Namaz ve Zekat konusunda aynı hassasiyeti duyarlılığı göstermedikleri görülmüştür. Oruç tutanların oranı %84 iken Namaz kılanların oranı %40’lar civarında bulunmaktadır.
Zekat ibadeti zenginleri ilgilendirdiği için oranının tesbit mümkün olmasa da, Fitre ve sadaka ismi altında bağışlar yapılması da insanımız tarafından büyük ilgi ve kabul görmüş durumdadır. Özellikle Diyanet İşleri Başkanlığının öncülüğünde ülkemiz dışında ki savaş mağduru, tabii afetlere maruz kalan dünya Müslümanlarına da halkımız kucağını açmıştır.
Bayram tebrikleşmeleri de artık teknolojik imkanlar kullanılarak yapılmaktadır. Eskiden, elli sene önce her bayram onlarca tebrik kartı ve zarfı alarak kendi ellerimle yazıp gönderdiğimi hatırlarım. Bir o kadar da arkadaşlarımdan, tanıdıklarımdan tebrik kartı alırdım.
Günümüzde telefonla olmadı SMS’le mesajlar gönderiliyor. Hatta herkese aynı kelimelerle bayram mesajı adet haline geldi. Eskiden “Ramazan/Kurban bayramınız mübarek olsun “yanında bir cümle ile de muhataba ve yakınlarına dua da edilirdi.Şimdi her işimiz gibi bayramlaşma işimizde hep asgari/en küçük ifadelere sığdırılır oldu.
Bakalım bizden sonraki nesiller daha neler yaşayacaklar. Gelecek seneki Ramazan’a ve bayrama kavuşmak umudu ile, Selam ve duaa….
