Başka kişişlerin hesaplarını kullanarak Türkiye'ye aktarılan paranın izini kaybettirmeye çalışan dolandırıcıları önlemeyi amaçlayan Yargıtay, yeni bir karara imza attı.

Kayıt dışı çalışan şirketlerin kendi personeli, arkadaşları veya yakın çevresindeki kişiler adına bankalarda hesap açtırarak kayıt dışı kazanılan paranın bu hesaplar üzerinden tahsil ediliyor ve yapılan ödemeler de yine bu hesaplardan yapıyorlar.

Bu yöntem sonucunda da  vergi mükellefiyetleri de bulunmayan bu kişilerin banka hesaplarına ciddi tutarlarda para giriş - çıkışları olabiliyor. Hesap sahiplerinin büyük kısmının, banka hesaplarının bu şekilde kullanıldığından haberi bile olmuyor. Banka hesaplarının kiralanması karşılığında da, hesap sahibi vatandaşlara her kullanım başına veya aylık olarak belli bir tutarda para ödeniyor.

Banka hesapları tek tek inceleniyor

Kendi adına açtıkları banka hesaplarını başka kişilerin kullanmasına izin veren/ kiralayanlara ise “komisyonculuk faaliyeti” yönünden vergi mükellefiyeti tesis ediliyor. Arından banka hesaplarındaki havale ve EFT başta olmak üzere tüm para transferleri inceleniyor.

5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunu’na göre başkasının banka hesaplarını kullanmak suç. Hapis veya adli para cezası bulunmakta. Ancak Banka hesaplarını başkalarına kullandıranlar, bu durumu başlangıçta bankalara bildirdiği takdirde, bu suçu işlememiş sayılıyor ve herhangi bir ceza ile karşı karşıya kalmıyorlar. 

Yargıtay'dan karar

Yargıtay tarafınfan alınan karar özetle şöyle;

“Davacının banka hesaplarını başkalarına kullandırdığının kendi beyanıyla sabit olduğu, banka hesaplarında dava konusu 2015 yılında gerçekleşen para transferlerinin toplam tutarının 118.019.952,32 TL gibi yüksek bir tutar olduğu, anılan yılda herhangi bir mükellefiyet kaydı ve ticari faaliyetinin olmadığı, yüksek tutarda para alınan ve gönderilen şahısları tanımadığı, hesaplarını yanında çalıştığı kişiye ücretini artırması karşılığında ve arkadaşlık ilişkisinin gereği olarak kullandırdığı yönündeki beyanlarının iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması niteliğini taşıdığı, buna göre 213 sayılı Kanun'un 3’üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca ispat külfeti kendisine düşen davacının anılan durumu kanıtlayacak nitelikte herhangi bir bilgi veya belge sunamadığı da dikkate alındığında, banka hesaplarını komisyon karşılığında belgesiz ticarete aracılık etmek için süreklilik arz eden şekilde  başkalarına kullandırılması faaliyetinin ticari faaliyet olarak kabul edilmesi ve vergiye tabi tutulması gerekir.” (Danıştay 9. Dairesi’nin 15.11.2023 tarihli ve E.2022/224, K.2023/4598 sayılı Kararı).

Kaynak: HABER MERKEZİ