Akciğer kanseri sonucu ölümlerin yüzde 18,56'sının nedeninin hava kirliliği olduğu kesinleşti. Temiz Hava Hakkı Platformu'nun yayınladığı rapora göre Türkiye'de bu riski içeren şehirler belli oldu.

Günümüzde en sık görülen kanser türlerinin başında akciğer kanseri geliyor.

Sanayileşme, kentleşme ve insan faaliyetleri nedeniyle meydana gelen dış mekan hava kirliliğinin ise akciğer kanseri riskini yüzde 10 artırdığı kaydedildi.

Tütün ve tütün ürünleri kullanımının yanı sıra hava kirliliği de hastalığın nedenleri arasında gösteriliyor.

Türkiye'de de 2022 yılında 68 bin 440 kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetti.

Türkiye'den riskli iller sırasıyla İstanbul, İzmir, Bursa, Ankara, Manisa, Balıkesir, Aydın, Konya, Mersin ve Adana oldu.

KARA RAPORDA TÜRKİYE VAR

Hava kalitesi ile ilgili olarak Temiz Hava Hakkı Platformu (THHP) tarafından her yıl yayınlanan Kara Rapor'a göre; Türkiye'de 2022 yılında 68 bin 440 kişi hava kirliliğine bağlı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybederken hava kirliliğiyle ilişkili ilk 5 ölüm nedeni kalp-damar hastalıkları, kronik solunum hastalıkları, kanserler, diyabet ve kronik böbrek hastalıkları ile solunum enfeksiyonları olarak sıralandı.

HAVA KİRLİLİĞİNDEN EN ÇOK ÖLÜM YAŞANAN ŞEHİRLER

Hava kirliliği kaynaklı en çok ölüm İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara'da kayıtlara geçerken bu illeri Manisa, Balıkesir, Aydın, Konya, Mersin ve Adana takip etti.

ÖLÜM NEDENİ HAVA KİRLİLİĞİ OLAN ŞEHİRLER

Ölüm nedenleri arasında hava kirliliğinin en üst sırada yer aldığı il yüzde 41,11 ile Hakkari olurken, bu oran Batman'da yüzde 34,2, Şırnak'ta yüzde 30,24, Muş'ta yüzde 30,23, Malatya'da yüzde 29,41, Iğdır'da yüzde 24,43, Şanlıurfa'da yüzde 24,32, Ağrı'da yüzde 23,86, Osmaniye'de yüzde 23,44, Gaziantep'te ise yüzde 23,06 oldu.

THHP Koordinatörü Deniz Gümüşel, hava kirliliğinin en önemli nedenlerinin fosil yakıt kullanımı, sanayi tesislerinde yapılan yakma dışı diğer işlemler, atıklar, madencilik ve inşaat faaliyetleri ile tarım ve hayvancılık sırasında ortaya çıkan kirletici gaz ve partikül maddeler olduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından desteklenen Küresel Hastalık Yükü çalışmasına göre hava kirliliğinin dünya genelinde ölüme neden olan riskler arasında 2'inci sırada bulunduğunu belirten Gümüşel, "Aynı çalışmaya göre 2021'de Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) sonucu ölümlerin yüzde 47,91’i, iskemik kalp hastalığı sonucu ölümlerin yüzde 27,73’ü, inme sonucu ölümlerin yüzde 27,44’ü, akciğer kanseri sonucu ölümlerin yüzde 18,56’sı, diyabet sonucu ölümlerin ise yüzde 17,01’i hava kirliliğine bağlı gerçekleşti." dedi.

ÖNLEM ALINABİLİR

Hava kirliliğini halk sağlığı açısından yüksek risk doğuran ancak önemli ölçüde önlenebilir bir sorun olarak nitelendiren Gümüşel, bunun için atılabilecek öncelikli adımların enerjide kömür başta olmak üzere fosil yakıt kullanımını bırakmak, enerji ve sanayi tesislerini sıkı denetlemek, ulaşımda toplu taşıma sistemlerini tercih etmek ve kent planlamasını buna uygun şekilde yapmak olduğunu ifade etti.

Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD) Akciğer Kanseri Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak, ulaşım araçları, fabrikalar, orman yangınları, volkanik hareketlilik, rafineriler, temizlik malzemeleri ve inşaat malzemeleri kaynaklı, kanserojen etkiye sahip birçok gazın havaya karışarak kirliliğe neden olduğunu aktardı.

AKCİĞER KANSERİ, KANSERE BAĞLI ÖLÜMLERDE İLK SIRADA

Akciğer kanserinin tüm dünyada kansere bağlı ölümlerin başlıca nedeni olduğunu aktaran Kabalak, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yapılan araştırmalara göre dış mekan hava kirliliği tek başına akciğer kanseri riskini yüzde 10 artırıyor. Hava yollarımızı döşeyen dokuların her nefeste toksik maddelere maruz kalmaları, normal büyüme özelliklerini kaybedip kontrolsüz bir çoğalma sürecine girmelerini tetikliyor. Özellikle sanayisi gelişmiş toplumlarda bu risk daha fazla. İç mekan hava kirliliğinde ise tehlike daha fazla olabilir. Şöyle ki bina inşaatı süresinde kullanılan malzemelerde asbest varlığı veya kötü yapı malzemeleri nedeniyle ortaya çıkan radon gazı, sigaradan sonra en yüksek riske sahip. Yine düşük gelirli toplumlarda kapalı alanda ısınmak ya da pişirmek için kullanılan fosil yakıtlar solunum yolu dokularını hasarlandırarak kansere yol açabilir.

Orta gelirli ülkelerde iç ortam, yüksek gelirli ülkelerde ise sanayileşmenin de etkisiyle dış ortam hava kirliliğinin akciğer kanseri gelişiminde riskli bulunduğunu bildiren Kabalak, araştırmalara göre kadınların dış ortam kirliliğinden daha fazla etkilendiğini işaret etti.

Solunum yollarına bağlı kanserlerin tüm dünyada ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığı bilgisini veren Kabalak, çevresel kirlilik ve kanser arasındaki ilişki üzerinde en fazla araştırmanın akciğer kanseri üzerine olduğuna ve özellikle çapı 2,5 mikrometre ve altındaki partikül madde ve nitrojen dioksite uzun süreli temasın akciğer kanseri riskini yüzde 8 artırdığına dikkati çekti.

Kaynak: Ensonhaber