Yirmi dört saat canlılığını koruyan, hayat dolu, daha adımınızı attığınız an “New York ruhu”nu size hissettiren şehir, her kültürden insanın bir araya geldiği oldukça kozmopolit bir yapı aynı zamanda. Bu kıtanın önemli şehri olan New York, gezilecek yerleri ile bizleri büyülüyor. Kısa süre içinde kalabalıklığına da, telaşına da ayak uydurur hale geliyorsunuz. Gökdelenleri, parkları, dünyanın en ünlü müzeleri ve ışıl ışıl caddeleriyle benzersiz bir şehir olduğunu her fırsatta kanıtlıyor.

New York’un Gezilecek Yerleri

Birçok trende yön vermesiyle dikkat çeken New York, adeta dünya içinde dünya. Yapılacak çok şey, gezilecek çok yer, görülecek çok bina var ama keşfetmekten yorgun düştüğünüzde şehir merkezlerinde bulunan ünlü parklarda mola verebilir ve enerjinizi yeniden toplayarak New York gezilecek yerler maceranıza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Özgürlük Anıtı – Statue of Liberty

Sadece New York değil, Amerika dendiğinde de pek çoğumuzun aklına ilk olarak, başındaki sivri uçlu tacı ve elinde tuttuğu meşalesiyle Özgürlük Anıtı gelir. Özellikle Holywood filmlerinden aşina olduğumuz görüntüsüyle Özgürlük Anıtı ya da Özgürlük Heykeli, dünyanın da en çok bilinen heykelleri arasında gösteriliyor. Fransa’da yapılan ve parçalar halinde Amerika’ya gönderilerek burada yeniden inşa edilen heykelin yapım tarihi 1886. Başındaki tacın 7 sivri ucu 7 ayrı kıtayı temsil ederek, birlik beraberlik ve özgürlük mesajı veriyor. 15 metre yüksekliğe ve 450 bin kilo ağırlığa sahip olan heykelin ayak numarasını merak edenler için hemen söyleyelim; 879 numara!

Amerika’nın ikonu olarak görülen Özgürlük Anıtı’nı sadece karşıdan görmek yetmez, bir de ziyaret edelim derseniz eğer, Manhattan’a birkaç mil uzaklıktaki Liberty Adası’ndaki heykele ulaşmak için Battery Park İskelesinden kalkan teknelere binmeniz gerekiyor.

Brooklyn Köprüsü – Brooklyn Bridge

Yine filmlerden hatırlayacağımız bir simge daha. Aslında New York’a dair tanıtacağımız çoğu yer, Özgürlük Anıtı ve Brooklyn Köprüsü ile aynı kaderi paylaşıyor. Köprü’nün önemli iki özelliği var; ilki dünyanın en uzun asma köprüsü olması, ikincisi ise çelikten yapılan ilk köprü olması. Yapımına 1870’te başlanan ve 1883’te tamamlanan Brooklyn Köprüsü Manhattan ve Brooklyn’i birbirine bağlıyor. Gotik şekilli kemerleri ve görkemli görüntüsüyle pek çok şiire ve romana da konu olan köprüyü yaya ya da bisikletli olarak da geçebilir, şehir manzarasının tadını köprü üstünde kısa molalar vererek daha iyi çıkarabilirsiniz.

Central Park

New York Gezilecek Yerler listesinde olmazsa olmaz bir klasik; Central Park. Şehrin tam göbeğinde, yarım mil genişliğinde ve 2,5 mil uzunluğundaki bu devasa Park, şehrin bütün keşmekeşinden ve hızından uzakta, doğayla iç içe zaman geçirebilmek için ideal bir yer. İsterseniz sportif faaliyetlerde bulunabilir, isterseniz çimlerin üzerine yayılabilir, isterseniz de park içerisinde görülebilecek ve birazdan bahsedeceğimiz cazibe merkezlerini gezebilirsiniz. Eğer Central Park’ı soğuk bir kış ayında ziyaret ettiyseniz ve buz pateni yapmak isterseniz Wallman Rink bunun için çok uygun.

Park’ın içerisindeki en bilindik yer Central Park Hayvanat Bahçesi’dir. Onun dışında Belvedere Kalesi, The Great Lawn Gölü, Bethesda Terası, Dikilitaş ve Çilek Bahçeleri de Central Park’ta görebileceğiniz yerlerden sadece bazıları.  

Rockefeller Center

Manhattan’ın ortasında, ünlü Rockefeller ailesi tarafından yaptırılan binalardan oluşan cazibe merkezi, ziyaretçilerine bol eğlence ve bol alışveriş vaat ediyor. 70 katlı “Top of The Rock” Art-Deco bir gökdelen ve 70. katında size nefes kesici bir şehir manzarası deneyimi yaşatmak için bir de seyir terası var. Eğer çocuklarınızla geldiyseniz Rockefeller’da yapabileceğiniz en eğlenceli aktivitelerden bir tanesi paten pistinde kaymak olacaktır.

Metropolitan Museum of Art

Metropolitan Museum of Art ya da yaygın olarak bilinen ismiyle The Met, kesinlikle dünyanın en ünlü müzelerinden biri. 1870 yılında kurulmuş olan The Met’te iki milyonun üzerinde sanat eseri sergileniyor, her dönemden ve dünyanın her yerinden eserlere ve koleksiyonlara rastlayabiliyorsunuz. Müzenin ana bölümü The Met Fifth Avenue. Dünyanın en büyük müzesinde olduğunuzu düşünerek, müzede bulunan haritalardan sadece ilginizi çeken koleksiyonların olduğu bölümleri gezmek de bir alternatif olabilir. Amerikan dekoratif sanatına ait örnekler, Mısır, silahlar, zırhlar, fotoğraflar, müzik aletleri ve çok daha fazlasını görebileceğiniz sergilerin hepsini görmek isterseniz 1 tam gün size yetmeyebilir.

Modern Sanat Müzesi – Museum of Modern Art (MoMA)

Dünyanın tartışmasız en önemli sanat müzesidir. Koleksiyonunda öyle eserler yer alıyor ki, gidip gördüğünüzde bu tanımlamaya siz de içtenlikle katılacaksınız. Şaheserleri tek tek yazmaya kalkışırsak bütün bir yazıyı sadece Modern Sanat Müzesine ayırmamız gerekeceğinden, sadece birkaç örnekle yetiniyoruz; Monet’nin “Su Nilüferleri Üçlemesi”, Van Gogh’un “Yıldızlı Gece”, Andy Warhol’un “Campbell’in Çorba Kutuları”, Dali’nin “Hafızanın Sebatı”, Picasso’nun “Avignonlu Kızlar”, Henri Rousseau’nun “Rüya” tabloları.

Müzede sadece ünlü ressamların eserleri değil, adı hiç duyulmamış yetenekleri ressamların tabloları da yer alıyor. Müze bir anlamda modern sanatın öncülüğü görevini de üstlenmiş durumda. Unutmadan, MoMa’yı gezerken karşınıza Türk ressamların tabloları çıktığında şaşırmayın. Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun 1962 tarihli ‘Zincir’ adlı eseri, İlhan Koman’ın “Ülkemin Güneşi” tablosu ve daha birkaç isim daha müzenin koleksiyonunda yerlerini almış durumda.

Empire State Binası – Empire State Building

Empire State Binası, Manhattan adası üzerindeki 5. Cadde üzerinde yer alır. New York’un önemli turistik yerlerinden ve simgelerinden bir tanesi olan bina tam 381 metre yüksekliğindedir. Gezilecek yerler arasında en iyi seyir imkanı sunan binanın tepesinden New Jersey, Pennsylvania, Massachussetts ve Connecticut’un da dahil olduğu 80 kilometrelik bir görüş açısına sahip olacaksınız. Tabi havanın açık olması koşuluyla.

Times Meydanı – Times Square

Meşhur Times Meydanı’nda sıra. Broadway ve Seventh Avenue’nun kesiştiği kavşakta yer alan dünyaca ünlü meydanda neler yok ki! Manhattan’ın en canlı noktalarından biri olan Times Meydanı günün her saati güzel ancak ışıl ışıl dükkanların, parlak reklam panolarının ve aydınlatmaların gözünüzü alacağı akşam saatleri, meydanın en fazla ziyaret edildiği zaman dilimi diyebiliriz. 42. Cadde’den 53. Cadde’ye kadar olan bölüm Tiyatro Meydanı olarak geçiyor, eğer denk getirirseniz burada bir müzikal izlemeden dönmeyin. Ünlü Hard Rock Cafe’ler zincirinin en büyük halkalarından biri de burada, Times Meydanı’nda dünyanın dört bir yanından gelen müzikseverleri ya da sadece bu cafenin ününü merak edenleri ağırlıyor.

Beşinci Cadde – Fifth Avenue

Alışveriş yapmayı sevmiyorsanız bile Beşinci Cadde’nin adını mutlaka duymuşsunuzdur. Birçok dünyaca ünlü markanın ve tasarımcının ürünlerini bulabileceğiniz New York’un bu en ünlü alışveriş mekânında yürüyüş yapmanın tadını çıkarabilir, yakınlardaki New York Halk Kütüphanesini ve St. Patrick’s Katedrali’ni ziyaret edebilirsiniz.

High Line

Manhattan’daki eski ve terk edilmiş bir tren yolunun yeniden düzenlenerek park haline getirilmesiyle kısa zamanda birçok insanın ziyaret ettiği bir yere dönüşen High Line, özellikle hafta sonları çok yoğun bir insan kalabalığına ev sahipliği yapıyor. Büyük terasları, dükkanları, çiçekleri, ağaçları ve sokak sanatçılarıyla, New York gezinizde keyifli zaman geçirmeniz için güzel bir alternatif.

Radio City Music Hall

Gezilecek yerler listemizde sırada dünyaca ünlü yüzleri ağırlamış bir mekan var. 1930’larda Rockefellers tarafından yaptırılan Radio City Music Hall, bugün NYC’nin en meşhur televizyon showlarının çekildiği mekan olmasının yanı sıra Grammy Ödülleri, MTV Müzik ödülleri gibi büyük yarışmaların da adresi. Eğer vaktiniz ve imkanınız olursa burada bir gösteri izleme seçeneğini değerlendirebilirsiniz.

Carnegie Hall

Dünyanın en ünlü konser salonu olan Carnegie Hall, eğlencenin merkezi Manhattan’da yer alıyor. 1891 yılında açıldığında New York’un ilk konser salonuydu. Dillere destan akustiğini gerçekten yaşayabilmek için elbette bu mekanda bir konser izlemek en güzeli ama böyle bir imkanınız yoksa rehberler eşliğinde Carnegie Hall’de bir tura katılabilirsiniz.

11 Eylül Müzesi ve Anıtı – 9/11 Memorial and Museum

Ulusal 11 Eylül Anıtı, 11 Eylül 2001’de gerçekleşen ve herkesçe bilinen o trajik saldırının ardından, bir zamanlar Dünya Ticaret Merkezinin ikiz kulelerinin durduğu yerde, kalıntıların etrafında inşa edilmiştir. Ağaçlarla çevrili iki havuza dökülen şelaleler New Yorklular tarafından “İkiz kulelerin ayak izleri” olarak betimleniyor. Ayrıca anıt üzerindeki, bu olayda hayatını kaybeden 3000’e yakın kişinin isimleri bronz panellerde anılmış. 11 Eylül’den geriye kalanları görmek için 11 Eylül Müzesini de mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Grand Central Terminal

Manhattan’ın merkezinde, her hafta milyonlarca insanın yolunun düştüğü faal haldeki terminal ilk kez 1913 senesinde açılmış ve daha sonra eski büyüleyici güzelliğine kavuşması için büyük bir restorasyon geçirmiştir. Bir Beaux-Arts örneği olan Terminal’in içi seyahat haricinde, çeşitli mağazalar ve restoranlarla canlandırılmıştır.

Kaynak: Murat Avcı