Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na göre 1 Ocak ile 31 Temmuz arasında gerçekleşen 310 şüpheli ölümden 173'ü "kadın cinayeti". 173 kadından 52'si "boşanma, barışma, evlenme ya da ilişkiyi reddetmek" adı altında öldürüldü. Türk Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, vahim görüntünün "cezasızlığın yansıması" olduğunu vurguladı ve hükümetin kadına yönelik şiddetle mücadele görevi olduğunu söyledi.

Kadına yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliği ve faillere 'iyi hal indirimi' gibi uygulamalar nedeniyle her geçen gün artıyor. Toplumun en büyük sorunlarından biri olan kadın cinayetleriyle ilgili son istatistikler durumun ciddiyetini bir kez daha ortaya koyuyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na göre 1 Ocak - 31 Temmuz arasında 310 kadın şüpheli nedenlerle öldü. Bunlardan 173'ünün "kadın cinayeti" ile ilgili olduğu tespit edildi. 173 kadından 52'si "boşanma, barışma, evlenmeme, ilişkiyi reddetmek" gibi kendi hayatına dair karar vermek istemeleri adına öldürüldü.

1-001-64db1083775a6

'CEZASIZLIĞIN YANSIMASI'

Cumhuriyet'e konuşan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, "Hem boşanma süreci ile ilgili hem İstanbul Sözleşmesi'nden çıkıldıktan sonraki süreçte kadınların korunma mekanizmaları tamamen sıkıntıya düştü. Kadınlar karakola veya kolluğa gittiğinde güvenebileceği bir koruma mekanizması işlemiyor. İşlemediği için de cezasızlığın bir yansımasına tanık olduğumuz süreçte failler öldürmeyle ilgili devamlılıkta" sözlerini kullandı.

'KADINLAR MÜCADELEDEN VAZGEÇMİYORLAR'

Nafaka tartışmalarının, erken yaşta zorla evliliğin affının ve geçen temmuzda çıkarılan infaz affının sonucunda "Kadına şiddet uygularsan cezası yoktur" algısının yerleştiğini ifade eden Güllü, "Bu cümle kadınların yaşam hakları ile ilgili. Bu ölümlerdeki anlayışlar boşanma sürecini, boşandıktan sonra kadını özgür kabul etmeyen ve kadını biat sistemi içerisinde gören zihniyetin yansıması" diye konuştu. Kadınların cinayetlere karşın boşanmaktan vazgeçmediğini belirten Güllü, "En son Şanlıurfa'da yaşadık, hâkimin 'elektronik kelepçe kaydına ihtiyaç yoktur' kararından sonra bir kadın öldürüldü. Öldürülmeden önce çevresine 'Bir gün gazete haberi olacağım' demiş. Ama buna rağmen korkmadı. Yaşadığı şiddetin boyutu ile can güvenliğini düşündüğünde ne olursa olsun sonuna kadar giden bir kadın kitlesi ile karşı karşıyayız. Kadınlar seçenek ölüm de olsa kurtulmaktan yana" dedi.

'İKTİDAR KARARLILIK GÖSTERMELİ'

Cinayetlerin hükümetin kadın politikasızlığından kaynaklandığını vurgulayan Güllü, "İktidara düşen görev toplumsal cinsiyet eşitliği olgusunu güçlendirmek, kadını biat sisteminde tutacak söylemleri geliştirenlere karşı cezai sistemi hayata geçirmek. En önemlisi İstanbul Sözleşmesi gibi 6284'ü ve nafakayı tartışmaya açmamak, istismar edenlere ve erken yaş evliliklerine affın önlenmesi gibi onlarca sorunu temelinden yok edecek kararlılığı hayata geçirmek" değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Öznur Dede