Bir vatandaşın CİMER’e yaptığı şikayet üzerine harekete geçen İnegöl Orman İşletme Müdürlüğü, Bakanlığın talimatıyla, imar barışından yararlanma başvurusu yapan 41 vatandaşın bölgede yaptığı ahşap barakalarla bölgeyi işgal ettiklerini öne sürerek şikayetçi olmuştu. İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesi 41 köylüden barakası olan 38’sini suçlu bularak ertelemeli hapis cezaları verdi. İşte ayrıntılar…

4 kuşak boyunca Tüfekçikonak Mahallesi sakinlerine ev sahipliği yapan Arapoturağı Yaylasında ki işgal davasının sonucu köylüleri şoke etti.

2019 yılında bir vatandaş tarafından, Arağoturağı Yaylasına olan ilginin artması nedeniyle, Tüfekçikonak Mahallesinin boşalmaya başladığı ve bu bölgede izinsiz yapılaşma yapıldığına yönelik CİMER’e şikayette bulunuldu.

İŞGALLE SUÇLANDILAR

Şikayeti dikkate alan Tarım ve Orman Bakanlığı, İnegöl Orman İşletme Müdürlüğü aracılığıyla harekete geçti. 3. Asliye Ceza Mahkemesince görülen dava 4 yıl sonra sonuçlandı.

Köylülere, “46 bölmede tahta barakalar yaparak orman alanlarını işgal etme”, “ormandan faydalanma” ve “orman içinde yerleşilmesi” suçlaması yapıldı.

Davada barakaları kullanan 38 köylünün cezalandırılmasına, barakaların müsaderesine (devlet tarafından el konulmasına) karar verildi. Böylelikle alınan kararla tüm barakların yıkılmasının önü açıldı.

KÖYLÜLER ŞOKTA

Bölgedeki barakaların yaklaşık 100 yıldır bulunduğunu ve zaman zaman aslına uygun olarak onarıldığını belirten orman köylüleri suçlamaları reddetseler de sonuç değişmedi.

Yayla sakinleri böyle bir davayla gündeme gelmelerinden dolayı çok üzüntü duyduklarını ifade ettiler.

Bölgede yaklaşık 70 yıldır barakası olan köylülerden Telat Yavuz, “Bu yaylada dedelerimizin, atalarımızın bize bıraktığı bir kültür var. Yaklaşık 100 yıldır bu alanda orman işçilerimiz devletimizin resmi kesim dönemlerinde aylarca burada kaldı. Bu bölgeye kış aylarında ulaşımın zor olması nedeniyle atalarımız işçi olarak çalıştıkları orman deposuna yakın bu bölgeye sığınacakları yerler yapmışlar. O günlerde yağan kar nedeniyle haftalarca, hatta aylarca bölgeye ulaşılamıyordu. Orman İşletmemiz o dönemlerde işçilere soyunma, barınma ve yemek ihtiyaçlarını karşılamak için yer gösteremeyince, o günün şartlarında köylülerimiz orman deposunun hemen karşısında doğaya asla zarar vermeden, bu alana ahşaptan kulübeler yaptılar. Ve bu yerler onlarca yıldır kullanılıyor. Yaylada kalan sakinlerimiz ormanın en büyük bekçileri konumunda. Yayla içinde tek bir betonarme yapı yok. Hakkımızda yapılan haksız suçlama nedeniyle devletimizle karşı karşıya gelmek bizleri çok üzdü. Yayla kültürünün oluştuğu bu bölge, köylülerimiz için oldukça önemli.” diye konuştu.

“YAYLA STATÜSÜNE ALINSIN” ÖNERİSİ

Türkiye’de; Karadeniz, Ege, Marmara, Akdeniz, İç Anadolu ve Doğu Anadolu bölgelerinde 500’ü aşkın yayla bulunduğunu ifade eden köylüler, bu yaylalara hukuki statü tanınması için 2012 yılında Orman Kanununda değişiklik yapılarak hem yaylaların korunduğunu hem de yaylaları kullananların dava edilmelerinin önüne geçildiğini hatırlattılar.

Arapoturağı mevkii için bu statünün tanınmadığını anlatan köylüler, “Niye bizim yaylamızda o dönem herhangi bir çalışma yapıldı. Neden her zaman Karadeniz bölgesi el üstünde tutuluyor. O dönem bizim yaylamız da hukuken yayla vasfı kazanmış olsaydı bugün yaylada bulunanların dava edilmeleri söz konusu olmazdı.” dediler.

Arapotorağı yaylasının kadim yayla vasfına sahip olduğunu ifade eden köylüler, “Yaylada barakaları bulunanların çoğu halen ormancılık yapmaktadır. Orman üretiminde çalışanların zorlu şartlar altında çalıştıkları düşünüldüğünde barakalar kendileri için bir zaruret arz etmektedir. İlgili yasal mevzuat çerçevesinde bizim yaylamızın da hukuki statüye kavuşma imkanı mevcut olduğunu düşünüyoruz. Yaylacılığın sona ermesini engelleyecek adil ve yasal bir çözüm mümkün.  Ancak birilerinin bu işi sahiplenmesi gerekiyor.” dediler.

Geçtiğimiz yıllarda dönemin Bursa Milletvekili Vildan Yılmaz Gürel’in bölgede incelemelerde bulunduğunu ve kendilerine destek sözü verdiğini de anlatan köylüler, şimdi ise bu sorunun Bursa Milletvekili Ayhan Salman, Bursa Büyükşehir ve İnegöl Belediye Başkanlarının destekleriyle çözüme kavuşturulmasını talep ediyorlar.