İnegöl’e bağlı kırsal mahallelerinin tanıtılması amacıyla mahallelerin tarihi, ekonomik ve sosyokültürel durumunun yer aldığı yazı dizimizin bugünkü durağı; Sarıpınar Mahallesi. İnegöl’ün tarihi mahallelerinden bir olan Sarıpınar Mahallesi, geçtiğimiz yıl göletin tamamlanarak devreye girmesiyle sulu tarıma ağırlık vermeye başladı.

COĞRAFİ YAPISI

Sarıpınar Mahallesi, İnegöl’ün güneyinde ve Uludağ’ın kuzey eteklerinde yer alır. İnegöl’e uzaklığı 8 kilometredir. Yakınında Dede Bayırı adıyla şöhret bulan Genç Ali Dede Türbesi bulunur. Arazi, engebeli ve parçalıdır. Bitki örtüsü genel de zengindir. 1990 yılı genel nüfus sayımına göre, köy nüfusu, 499 kişidir. 2000 yılı genel nüfus sayımına göre ise 223’ü kadın ve 255’i erkek olmak üzere toplam köy nüfusu, 478 kişidir. Yakın çevresinde, Doğanyurdu, Paşaören, Gülbahçe ve İsaören mahalleleri yer alır. İnegöl ile irtibatı, Hoca Köy üzerinden sağlanır.

MAHALLENİN TARİHİ

Sarıpınar, tarihi bir niteliğe sahip. Eski adı, Sırnas veya Sırnaz’dır. 1960’lı yıllarda ismi değiştirilerek yöredeki Sarıpınar’ın adıyla anılmaya başlamıştır. Sırnas adı, iki kelimenin birleşmesinden oluşmuş bir isimdir. Bunlardan biri Sarı kelimesidir ki, Doğan yavrusu anlamına gelmektedir. Diğeri de nâs kelimesidir ki Arap dilinde İnsanlar anlamında kullanılmaktadır. Bu iki kelime birleştirilince Sarı-Nâs olmaktadır ki terim olarak anlamı, Sarılarla meşgul İnsanlar demektir. Bir diğer ifade ile Doğan yavrusu yetiştirici ve eğiticileri demektir. Bir tarafta Köçekler, Alayna ve Doğanyurdu adıyla anılan bir yerli köy; diğer tarafta bu doğan yavrularını eğiten kimselerin oturduğu Sırnas Köyü… Osmanlı’nın istihbarat işlerinde kullanılmak üzere üretilen ve eğitilen doğan, atmaca ve şahin yavruları, Osmanlı Devleti’nde uygulanan mevzuat gereği, Doğancı Başı adı verilen üst seviyedeki devlet yetkilisine teslim edilmekteydiler. Bu işle meşgul olanlar, divân-ı örfiye denen vergiden muaf tutulmakta idiler. Tarihi niteliği açısından bakıldığında İnegöl yöresinde bu özelliği taşıyan tek köy, Sarıpınar/Sırnas Köyü’dür. Sırnas/Sarıpınar Köyü, yerli köydür. Kendilerine manav denir. İlk yerleşik düzene geçen Türklerdendir.

YÜZYILLARDIR SÜRDÜRÜLEN GELENEK

Sarıpınar Mahallesi Muhtarı Münür Muyan, “Genç Ali Sultan adına yüzyıllardır pilav düzenleniyor. Tarihçesi açıkçası tam olarak bilinmiyor. Her yıl Haziran ayının ilk haftalarında 2 bin kişilik pilav yapılır ve gelenlere ikram edilir. İnsanlara buraya geliyor. Yüzyıllardır da bu gelenek devam ediyor” dedi.

5,5 MİLYON LİRALIK GÖLET

Muyan, “Mahallemizde tarım ve hayvancılık yapılıyor. Bu seneye kadar daha çok susuz tarım vardı. Bu sene sulama göletimiz faaliyete geçtiği için sulu tarıma döndük. Yonca, sebze ve meyve ekilmeye başladı. 2016 yılında yapılan gölet 2018 yılında tamamlandı. 5,5 milyon liraya mal olan gölet bu yıl tam anlamıyla kullanılıyor. Bursa Büyükşehir Belediyesine göletimizi yaptıkları için teşekkür ediyoruz” diye konuştu.

TOPRAKLAR SUYLA BULUŞTU

Mahallenin 8 bin 500 dönüm arazisi olduğunu ifade eden Muyan, “Bin 500 dönümü orman. 7 bin ekili alan ama tamamı ekilemiyor. 6 bin dönüme yakını ekilebiliyor. Özellikle bu sene göletle birlikte meyve ve sebze ekimi arttı” dedi.

TÜRBE RESTORE EDİLDİ

Restorasyonu 2015 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Gençali Sultan Türbesi, Mahallenin en üst kısmında ormanlık alanında bulunuyor.

GENÇ ALİ SULTAN

Osmanlı ilk dönem gönül sultanlarından birisi olan ve halk arasında Genç Ali Sultan olarak anılan sufi’nin doğum tarihi ve ölüm tarihi konusunda bilgi bulunmamaktadır. Anadolu erenleri olarak tabir edilen Alp Eren vasıflı dervişler zümresinden olduğu aynı bölgede post sermiş Geyikli Baba, Postinbuş Baba gibi önemli sufilerle irtibatlı olduğu öngörü olarak ifade edilmektedir. Türbenin bulunduğu yerin konum olarak tüm İnegöl ovasına hakim olması ve kuzeyden güneye uzanan eski bir kervan yolunun hemen yakınından geçiyor olması, burasının bir tekke vasfında olduğu konusundaki fikirleri güçlendirmektedir. Yakınında bulunan özgün başlıklı eski bir kuyu, gelip geçen yolcuların burada dinlenip ihtiyaçlarını giderdikleri kanısına sebep olmaktadır. O dönemlerde özellikle kervan yolları üzerinde kurutan tekkeler bir yandan dervişlerin irşad görevlerini yerine getirdikleri, halkı sohbetleriyle ilmik ilmik işledikleri bir mekan, diğer taraftan yolcuların güvenle sığındıkları, ihtiyaçlarını giderdikleri bir mekan olarak karşımıza çıkmakta. Aynı zamanda yol güvenliği ve istihbari bilgiler konusunda idari yönetimin en güvenilir kaynakları durumunda oldukları ifade edilir.

Editör: TE Bilişim