Madencilik sektöründe çalışan bir genç işçi, iş güvenliği kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle tazminatsız olarak işten çıkarıldı. İş Mahkemesi'ne başvuran davacı işçi, iş akdinin haksız ve geçersiz olduğunu iddia ederek işe iadesini talep etti. Davacı işçi, performansında hiçbir düşüklük olmadığını ve ceza almadan düzenli olarak çalıştığını belirtti.

İşverenin feshi bildiriminde, işçinin iş güvenliğini tehlikeye atacak nitelikte ağır bir kusur işlediği ve İşçi Sağlığı ve Güvenliği hükümlerini ihlal ettiği vurgulandı. İşçi, bir dinamitçiyle beraber bandın üzerine binerek yer altı galerisinden çıktığını kabul etti. Ancak davacı işçi, işverenin bandın kullanımı konusunda yeterli bilgilendirme yapmadığını ve uyarı levhasının olmadığını ileri sürdü.

İş Mahkemesi, davacının feshedilmesinin ölçülülük ilkesine aykırı olduğuna ve son çare ilkesine uyulmadığına karar verdi. Mahkeme, bant konveyörüne binmenin yasak olduğuna dair levhanın bulunmaması ve başka işçilerin de benzer şekilde davrandığını belirterek, işverenin diğer cezai yaptırımlara başvurabileceği hâlde doğrudan iş akdini feshetmesinin hatalı olduğunu vurguladı. Sonuç olarak, mahkeme davacının işe iadesine karar verdi.

Ancak, davalı işveren, kararı kabul etmeyerek istinafa başvurdu. Bölge Adliye Mahkemesi (BAM) 11. Hukuk Dairesi, davacının iş güvenliği kurallarını ihlal ettiğini ve iş akdinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek istinaf başvurusunu kabul etti ve iş mahkemesinin kararını ortadan kaldırdı.

BAM'ın kararında iş güvenliğinin önemi vurgulanarak, davacının iş güvenliğini tehlikeye düşürdüğünün tespit edildiği ve bu nedenle iş akdinin haklı nedenle feshedildiği ifade edildi.

Bu kararla birlikte iş güvenliği kurallarına uymamanın ciddi sonuçları olduğu bir kez daha hatırlatılmış oldu. İşverenler ve işçiler arasında iş güvenliği konusunda sürekli bir bilinçlenme ve eğitim çalışmalarının önemi bir kez daha vurgulanmış oldu.

Editör: Berfe KURT