Son dönemlerde salgın hastalıklarda bir artış gözlemleniyor. Solunum yolu enfeksiyonları, özellikle çocuklar da dahil olmak üzere herkes üzerinde etkili olabiliyor. Bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerin hastalıklara daha kolay yakalandığı ve bu süreçte ağır semptomlar yaşadığı durumlar, hastanelerde zaman zaman yoğunluk yaratabiliyor. Bağışıklığını güçlendirmek isteyen bazı vatandaşlar ise Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden doğal turşuya yönelmeyi tercih ediyor.
Turşunun kurulum aşamasında belirli noktalara dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizen turşucu Selman Kozan, benzer şikayetle gelen kişilere önerisinin turşu ve turşu suyu olduğunu söyledi. Kozan, “Mevsim geçişleriyle beraber havaların soğumasıyla birlikte soğuk algınlığı tarzı salgınlar oluşmaya başladı. Hastanelere bakıyoruz aciller tıklım tıklım dolu. Özellikle gelişme çağındaki çocuklarda aşırı derecede bir salgın var. Okullar da açıldıktan sonra bu iyice artmaya başladı. Bununla beraber her zaman söylediğimiz gibi probiyotik doğal turşu suyu ve turşu çeşidi özellikle tüketilmesi gereken ürünler. Bağışıklık sistemini güçlendirir. Sağlık açısından özellikle soğuk algınlığı gribal enfeksiyonlarda boğaz ağrılarına, ağız yaralarına, öksürüğe çok çok iyi gelir. Turşu, turşu suyu bunun yanında diyabetik hastalara özellikle, tabii biz bunu söylerken özellikle bu diyabetik hastalarda diyetisyen kontrolünde tüketilmesini tavsiye ediyoruz. Turşuların birçok faydası var. İnsan açısından turşu özellikle unutulmaya yüz tutmuş kültürlerden bir tanesi. Biz bunu özellikle Konya’da canlandırmaya çalışıyoruz. Klasik herkes kendi evinde kuruyor zaten turşusunu. Farklı turşulara yönlendirmeye çalışıyoruz. Buraya gelen herkes ‘öksürüyorum, boğazım ağrıyor, ne yapmamız lazım’ gibi söylüyor ben de turşu tüketin diyorum. Doğal turşu probiyotik, turşu suyu özellikle” dedi.
“Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var”
Bazı turşuların faydalarının normal ürünlere göre daha fazla olduğunu anlatan turşucu Selman Kozan, “Klasik turşular var zaten biber, salatalık, karışık, biberlerin çeşitleri, salatalığın çeşitleri, bunlar en çok tüketilen ürün şu anda. Bunun yanında Konya’da farklı turşulara yönlendirmek için bamya turşusu, acur turşusu, kapari turşusu. Kapari turşusu mesela çok faydalıdır. Şeker hastalığına, MS hastalığına, safra keselerindeki taş sorunu gibi çok çok faydaları var. Biz bunu bizzat müşterilerimizle yaşadığımız için söylüyorum, çok müşterimiz var o konuda zaten. En çok sattığımız ürünler de şu an farklı ürünlerden özellikle erik, çağla, badem; bunları çok satıyoruz mesela. Sarımsak turşusu, doğal antibiyotik diyoruz biz zaten ona. Şimdi çiğ yediğimiz zaman aşırı derecede bir kokusu oluyor. Ama biz bunu fermantasyona soktuğumuz zaman 2-3 defa suyunu değiştiriyoruz sarımsağın ve her sarımsağı biz kullanmıyoruz. Doğal sarımsak dışarıdan gelen veyahut da her ürün değil. Yerli sarımsak kullandığımız için kokusunu da biz bunu düşürüyoruz hazırlama şeklinde. İstediğiniz kadar yiyebilirsiniz, kesinlikle koku yapmaz ağzınızda” ifadelerini kullandı.
Kozan, “Turşularımız yüzde yüz doğaldır, içerisinde katkı maddesi koruyucu maddesi yok ve turşularımız eski ana baba usulü, üstü perlenir yani beyazlama dediğimiz perleme olur. O da katkı maddesi, koruyucu olmadığını gösterir. Turşularımızın sezonunda 2-3 ay boyunca ürünlerin hasadı yapılır. Daha sonra kurmaya başlarız. El yapımı turşular, fabrikasyon değildir ürünlerimiz. Katkı maddesi, koruyucu yoktur. 200 litrelik fıçılara tarladan toplarız, çalışan kadınlarla beraber nasıl yapılacağını tarif eder, suyunu biz ayarlarız. Yani turşuda önemli olan zaten kurma suyudur. Kurma suyunu düzgün ayarladıktan sonra zaten turşularımız lezzetini yakalıyor” diye konuştu.