Kur’anı Kerim’de iki sınıf insan üstün tutulmuştur.
A) Peygamberler,
B) Alimler..
Peygamberler, Allah tarafından seçilmiş kullardır. Yani Peygamber olmak kişilerin elinde olan, çalışmakla, çok ibadet etmekle, çok zengin olmakla veya birilerinin desteği ile kazanılacak elde edilecek bir mevki ve makam değildir.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Allah, meleklerden de insanlardan da ‘Rasüller’ seçer. Şüphesiz Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir...” (Hacc 75)
“Şüphesiz Allah, Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip alemlere üstün kıldı…” (Ali İmran 33-34)
(Allah) “Ey Musa! Vahiylerim ve konuşmalarımla seni insanlar üzerine seçkin kıldım. Öyle ise sana vahyettiğimi al ve şükredenlerden ol...” dedi. (Araf 144)
Bu konuda başka ayetlerde vardır. “Bakara 130 ve Nahl 122.) Buradan anlaşılıyor ki, Peygamberler tamamen Allah’ın kendi iradesi ile seçtiği ve bir makam/yetki verdiği kişilerdir. Dolayısı ile bu üstün kişilere uymak, onlara tabi olmak, onların yolunda gitmek ve onların dedikleri tutmak/yapmak bizlere Allah’ın emri olduğu gibi, yeni gelen her peygambe-rinde kendisinden önce geçen Peygamberin yoluna uyması yine Allah’ın bir emridir. Ve yüce Kur’an Hz.Peygambere (as) ve bize bu konuda şu emirleri verir:
“İşte o Peygamberler, Allah’ın doğru yola ilettiği kimselerdir… (Ey Muhammed!) sen de onların tuttuğu yola uy… ve De ki: Buna karşı sizden bir ücret de istemiyorum.” (Enam 90)
“Sonra da sana, ‘Hakk’a yönelen İbrahim’in dinine uy, O Allah’a ortak koşanlardan değil di’ diye vahyettik...” (Nahl..123)
“Kendini bilmeyenlerden başka İbrahim’in dininden kim yüz çevirir? Andolsun ki biz İbrahim’i bu dünyada seçkin kıldık. Şüphesiz o ahirette de iyilerdendir…” (Bakara..130)
(Ayrıca, Ali İmran 95 ve Enam 161)
Bütün insanlar Peygamberlere uymakla emrolunmuşlardır. Bu Kur’an’ın kesin emridir. Nisa suresindeki şu ayet ve diğerleri bunu bildirir;
“Biz her Peygamberi sırf Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik…” (Ayet 64).
“(Ey Muhammed!) De ki: Ey insanlar! Şüphesiz ben, yer ve göklerin hükümranlığı kendisine ait olan Allah’ın hepinize gönderdiği Peygamberiyim…” (Araf 158)
“Şehrin öbür ucundan koşarak gelen adam, “Ey kavmim! Bu elçilere uyun, Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmişlerdir…” (Yasin 20-21)
“(Ey Muhammed!) Deki: “Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınız bağışlasın…” (Ali İmran 31)
Yüce Rabbimizin bütün Peygamberlere uyulmasını emretmesi son Peygamber Hz.Muhammed (as) özel vasıfları ile daha bir önem ve güzellik kazanmıştır. Bu hususu Yüce Rabbimiz Kur’an da şöyle bildirir:
“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici ve bir uyarıcı, Allah’ın izni ile (İslam’a) çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil (ışık) olarak gönderdik…” (Ahzap 45-46)
Bütün bu ve benzeri ayetler Peygamberlere uymanın, onlara tabi olmanın Yüce Kur’an’ın bize gösterdiği ikinci adrestir. Aslında Kur’an’a uymak aynı zamanda Peygamberlere de uymak manasına gelir ama bu ayetler ayrıca Peygamberlere uymakla Kur’an’a uymuş olacağımızın bir tekidi, pekiştirmesidir.
(Gelecek yazı: Kur’an bizi akıllı olmaya, düşün-
meye davet eder.)