Kur’an-ı Kerim’de bir çok ayette ‘ahirete iman,’ Allah’a imanla berber zikredilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de  bir çok ayette ‘ahirete iman,’ Allah’a imanla berber zikredilmiştir. Onun için “Ben Allah’a inanıyorum ama ahirete inanmıyorum” diyen bir kişi Mü’min ve Müslüman olamaz. Günümüzde olduğu gibi Hz.Peygamber (as) zamanında da öldükten sonra tekrar dirilmeye inanmayan insanlar vardı. Mekke’de inen Casiye suresinin 25. ayetinde ve Yasin Suresinin 78. ayetinde ahirete inanmayanlardan bahsedilir.
 “Dediler ki: Hayat ancak bu dünyada yaşadığımızdır. Ölürüz ve yaşarız. Bizi ancak zaman helak eder…Bu hususta onların hiçbir bilgisi yoktur. Onlar sadece zanna göre hüküm veriyorlar. Onlara ayetlerimiz okunduğu zamanda, ‘doğru sözlü iseniz  atalarımız geri getirin’ demelerinden başka delilleri yoktur. ..(Casiye 24-25)
Bu ve benzeri ayetler, mataryalis/ateist düşüncenin Hz. Peygamber döneminde de var olduğunu gösterir. Fakat bu inançta olanlar İslam’ın karşısında bir güç odağı olacak kadar çoğunlukta değillerdir. İslam’ın ve Hz. Peygamberin (as) karşısına dikilen İslam’la ve Kur’an’la mücadele edenler müşriklerdir. Bugün olduğu gibi. Bu yaşadığımız asırda ülkemizde ve dünyanın diğer ülkelerinde ‘ateizim’ düşüncesinde olup hiçbir ilahi güce ve öldükten sonra dirilmeye (ahirete) inanmayan insanlar vardır ama bunlar dünya politikalarına yön verecek güç ve çoğunlukta değillerdir.
Önceki yazılarımızda izah ettiğimiz gibi Müşrikler Allah’ı inkar eden insanlar değil, Allah’a iman ile beraber, insanlardan veya eşyadan herhangi bir şeye ilahi yetkiler ve güçler vererek onları Allah’ın yanında yedek ilahlar olarak görenlerdir. O günde bu günde İslam ve Kur’an’la uğraşanlar bunlardır. Hz.Peygamber (as) zamanında Kur’an’ın okunup dinlenil- mesine karşı çıkanlar (çünkü ana dilleri Arapça olduğu için manasını anlıyorlardı) vardı. Bu gün ise, Kur’an okunsun ama anlaşılmasın, onu herkes anlayamaz teberrüken, sevap kazanmak ve ölülere okunsun yeter diyenler vardır.
Kur’an-ı Kerim’de ahiret (el-Ahiretü) kelimesin  geçtiği 115 ayetten başka kıyamet satının ne zaman olacağının yalnız Allah’ın bilgisinde olduğu Hz.Peygambere (as) bile bildirmediğine dair ayetler de pey yer tutar. (Araf 187 ve Naziat 42 gibi)
Esas önemli olan husus da, kıyametin dehşetini zorluğunu anlatan ayetler daha bir dikkat çekici olup, ibret ve ders almak bakımından muhteşemdir. Onun için ünlü Alman şarkiyatçı (doğu bilim uzmanı) NÖLDEKE (öl.1930) Kur’an Araştırmaları kitabında bu hususa dikkat çeker ve şöyle der: “Kur’an’ın en dikkat çekici ayetleri kıyamet satının dehşetini anlatan ayetleridir . O ayetler karşısında insanın hayret ve dikkatle düşünmemesi mümkün değildir…”
Bu ve benzeri ifadelerinden dolayı Nöldeke’nin Müslüman olduğunu söyleyenler bile vardır. Bir kaç örnek;
 “Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir! Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir, fakat Allah’ın azabı çok şiddetlidir…Hac 1-2)
“Gökyüzü yarıldığı, yıldızlar döküldüğü, denizler birbirine katıldığı, kabirlerin içindekiler çıkarıldığı zaman…İnfitar 1-2-3-4-)
“Güneş katlanıp dürüldüğünde, yıldızlar (kararıp) döküldüğünde, Dağlar  yürütüldüğünde, Gebe develer salıverildiğinde, Denizler kaynatıldığında, Gök yüzü sıyrılıp alındığında, Cehennem tutuşturulduğunda, cennet yaklaştırıldığında…..Tekvir 1,2,3,4,5,)
Bu müthiş manzaralar insan oğlunun nazarına ve bilgisine yüce Rabbimiz tarafından sunulduğu içindir ki, ALLAH’A ŞİRKSİZ, AHİRETE ŞEKSİZ İMAN, İMANIN BİRİNCİ MADDESİ SAYILMIŞTIR.