Zonguldak'ta, kaçak maden ocağı sahipleri Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Körnöş'ün kuzeni Ahmet Aydın, Afganistan vatandaşı Vezir Mohammed Nourtani'nin ormanda yanmış cesediyle ilgili tutuklandı. Nourtani'nin 9 Kasım'da kaçak maden ocağında yaşamını yitirdiği tespit edilirken, olayın ardındaki karmaşık detaylar gün yüzüne çıktı.
Olay, 10 Kasım'da Kırat Mahallesi Koca Osman Sokak'ta gerçekleşti. Yoldan geçenler, ormanda yanmış bir ceset fark ederek durumu yetkililere bildirdi. Cesedin, kaçak maden ocağında çalışan Afganistanlı işçi Vezir Mohammad Nourtani'ye ait olduğu belirlendi. İhbar üzerine jandarma ve sağlık ekipleri olay yerine yönlendirildi.
Nourtani'nin ölümüne dair detaylar ise şüpheli bir atmosferle çevrili. Çalıştığı kaçak maden ocağında fenalaştıktan sonra ormanda benzinle yakıldığı iddia edilen Nourtani'nin cesedinin, Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın tarafından hareketsiz hale getirildikten sonra yakıldığı belirlendi.
Soruşturma sırasında şüpheliler arasında suçlamaların artmasıyla birlikte, jandarma tarafından gözaltına alınan 6 kişi adliyeye sevk edildi. Ancak, S.K., E.D. ve A.Ç. adlı şüpheliler, haftada bir imza atma ve yurt dışına çıkış yapmama şartıyla serbest bırakıldı.
Hakan Körnöş, Enver Gideroğlu ve Ahmet Aydın ise savcılık sorgusunun ardından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ancak, Nourtani'nin cesedinin yakılma anında ölü olup olmadığına dair kesin bilgi, Adli Tıp Kurumu'ndan alınacak raporla ortaya çıkacak.
Şüphelilerin Sulh Ceza Hakimliği'ndeki ifadeleri gün yüzüne çıktı. A.Ç., Nourtani'nin ocakta vagon ittiği sırada fenalaşarak yere düştüğünü iddia etti. A.Ç., kamyonuna kömür yükletmek için ocağa gittiğini belirterek, "Çalışanlardan S.K., 'Biri fenalaştı' diyerek beni çağırdı. İçeri girdiğimde yüz üstü yatıyordu. Aniden yere yığıldığı söylendi bana. Kalp masajı yaparak bir kez nefes aldı. Dışarı çıkarttık ama nefes almadığını fark ettim. Kaçak ocak suçlaması ve olası suçlamalar korkusuyla 112'yi aramadım. Enver ve Hakan geldi, 'Hastaneye götüreceğiz' dediler. Battaniyeye sarıp arabaya yükledik. Enver 'Atalım' dedi, ben 'Saçmalamayın, hastaneye götürelim' dedim. Yolda indim" şeklinde konuştu.
Diğer şüpheli E.D. ise Enver Gideroğlu'nun talimatıyla S.K. ile birlikte Nourtani'nin kıyafetlerini yaktıklarını söyleyerek, "Enver beni telefonla arayıp çağırdı. Hakan, 'Bunu buraya bıraksak, biri hastaneye götürse' dedi. Kabul etmeyince kazma kürek istedi. İstediğini getirmeyip dönünce benzin almamı istedi. Onu da kabul etmedim" şeklinde ifade verdi.
ATEŞE VERDİM
Ahmet Aydın, Nourtani'yi çakmakla ateşe verdiğini itiraf etti. Aydın, "Nefes aldığını görmedim. A.Ç., 'Polise haber verelim' dedi, ancak Hakan bu öneriyi reddetti. Hakan, 'Benim infazım var. Ocak ve işçiler kaçak. Burada çalıştığı ortaya çıkarsa başımız ağrır. Yapacak bir şey yok, biz bunu yok edelim' dedi. Ben de 'Olur mu öyle şey' dedim. Hakan ile birlikte petrole gidip 5 litre benzin aldık. Hakan, Enver ve ben, bilmediğimiz bir yere gittik. Bagajdaki ölüyü indirdik. Hakan benden benzini istedi, Afgan'ın üzerine döktü. Bana da 'Çakmağı çak' dedi, ben de talimatıyla ateşi yakarak olayı gerçekleştirdik." şeklinde ifade verdi.
Enver Gideroğlu, Nourtani'yi hastaneye götürmeyi reddettiğini ve olayın ardından A.Ç., Körnüş ve Aydın'ın içki içmeye başladığını ifade etti. Gideroğlu, "Hakan ile Ahmet ceset olan araçla gittiler. A.Ç.'yi bıraktım çünkü kafası güzel olmuştu. Tekrar buluştuk. Hakan benzin almış ama bana bir şey söylemedi. Bana yakmaktan hiç bahsedilmedi. Araçta benzin olduğunu bilmiyordum. Boş bir araziye girince 'Ne yapıyorsun' diye sordum. Araçtan indiler. Cesedi Ahmet ve Hakan taşıdı, benden de yardım istediler. Yanlarına gittim. Onlardan uzaklaşıp arabaya kafamı koyup 'Ne yapacağız' diye düşünürken Ahmet kapıyı açarak 'Ben yapacağımı biliyorum' dedi. 10 saniye sonra bir alev gördüm. Benzini kimin döktüğünü görmedim." şeklinde savunma yaptı.
VİCDAN AZABI ÇEKTİM
Hakan Körmüş ise ifadesinde olayla ilgili pişmanlık duyduğunu belirterek, "Ocaktan hastaneye doğru hareket ettik. Alkollüydüm, polise yakalanmamak için ara yollardan giderken idrar yapmak için durdum. Bu sırada Enver ve Ahmet arabadan inmişti. Daha sonra baktığımda ateş yandığını gördüm. Müdahale etmek istedim ancak edemedim. Öncesinde ben evde kullanmak için benzin almıştım. Benzini kim döktü görmedim. Ahmet de çakmağı kendisinin yaktığını söylemişti. Ben vardığımda Enver de ateşin yanındaydı. Ertesi sabah A.Ç.'nin yanına giderek vicdan azabı çektiğimi kolluk kuvvetlerine anlatmak istediğimi söyledim." şeklinde ifade verdi.
