Meme kanserinin erken teşhisinde mamografinin en önemli tetkiklerden biri olduğunu belirten Genel Cerrah Op. Dr. Mustafa Arısoy, “Mamografi ile ilgili ‘kanser yapıyor, çok zararlı’ gibi söylemler var. Radyasyonun bilinen kanser oluşturma etkileri var tabii ki ama mamografi ile yapılan tetkiklerde alınan ışının dozu kanser oluşturacak boyutta değil. Dolayısıyla bu bir şehir efsanesi. Bu yüzden 40 yaşını geçen her kadın 2 yılda bir mamografi çektirmeli” uyarısında bulundu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından meme kanserinde erken teşhisin önemi ve meme kanseri farkındalığının vurgulanması amacıyla ‘1-31 Ekim, Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’ olarak belirlendi. Çakmak Erdem Hastanesi’nden Genel Cerrah Op. Dr. Mustafa Arısoy ise çeşitli bilgilendirmelerde bulundu. Meme kanserinin dünya ve Türkiye’de önemli bir problem olduğunu belirten Op. Dr. Arısoy, “2020 verilerine göre Türkiye’de 100 bin kadın hastaya kanser teşhisi koyuldu. Bunlardan 24 bini ise meme kanseri. Yaklaşık 4’ biri, bu çok yüksek bir oran” dedi.

“Kanser Erken Teşhis Merkezlerinde mamografi ücretsiz çekiliyor”

Meme kanseri 45-55 yaş aralığı hastalığı olduğunu ancak erken yaşlarda da görülebildiğini belirten Op. Dr. Arısoy, “Farkındalığının artıyor olması ise tedavi için elimizi biraz daha güçlendiriyor. Bilinç arttıkça erken teşhisi artıyor. Meme kanseri görülme oranları da artıyor. Mamografi, meme kanserinin erken tanısında en önemli tarama yöntemlerinden biridir. Memeye X ışını verilerek röntgen filmi çekiliyor. Sağlık Bakanlığının da bu konuda önerileri var. Özellikle 40 yaşından sonra kadınlar, mamografi ile tarama programına alınıyor. Bu konuda ciddi çalışmaları var. Kanser Erken Teşhis Merkezlerinde mamografi ücretsiz çekiliyor. Hiçbir risk faktörü olmadığında kadınlar 40 yaşından sonra, 2 yılda bir mamografi çektirmelidir. Bu süreyi çok fazla aşmamak lazım” açıklaması yaptı.

“Mamografi çekilirken verilen ışının dozu gitgide azalmış durumda”

Op. Dr. Arısoy sözlerine şunları ekledi:

“Mamografi çekilirken ışın alınıyor. Burada alınan ışının dozu ihmal edilebilir düzeyde düşük dozda radyasyon veriliyor. Radyasyonun bilinen kanser oluşturma etkileri var tabii ki ama mamografi ile yapılan tetkiklerde alınan ışının dozu kanser oluşturacak boyutta değil. Dolayısıyla bu bir şehir efsanesi. O yüzden biraz daha bilinçli olmak lazım. İnsanları bu tetkik kanser yapıyor diye olumsuz yönlendirmemek gerekiyor. Çünkü sağladığı erken teşhis ile hastalarda ölüm oranını düşüren en önemli tetkiklerden biri mamografidir. Ayrıca gelişen teknolojiyle mamografi çekilirken verilen ışının dozu gitgide azalmış durumda. Özellikle dijital mamografiler bu konuda minimum düzeyde radyasyon vererek hastaya bu çekimleri yapabiliyorlar. Tomosentez dediğimiz yeni yöntemler var. Ve teknolojinin ilerlemesiyle burada verilen ışının dozu gitgide azalıyor.”

“20 yaşından itibaren yılda en az bir defa meme kontrolüne gidin”

“Kadınlar adet dönemleri bittiğinde kendilerini düzenli olarak kontrol etsinler” şeklinde uyaran Op. Dr. Arısoy son olarak “Kitle gibi bir durum hissederlerse doktora başvursunlar. 20 yaşından itibaren yılda en az bir defa meme kontrolüne gitsinler. Kontrolde yapılan ultrasonda ise herhangi bir ışın ya da radyasyon alınmıyor, hiçbir şekilde çekinmesinler” dedi.

Kaynak: İHA