Dijital kanallar, reklam, mağaza içi deneyim, yeni ürün geliştirme vs. pazarlamanın olduğu her noktada nöropazarlamadan faydalanmak mümkün. Klasik pazarlama yöntemlerinden farklı olarak, tüketici iç görüsünü insanlara soru sorarak değil, zihinsel araştırmalarla ortaya çıkarır. Tüketici davranışlarını tüketicilerin zihinsel süreçlerini anlayarak pazarlama stratejilerine döküyoruz. Çünkü biliyoruz ki, müşterilerinizin verdiği cevaplar çeşitli faktörlerden etkilenip yanıltıcı olabilir, ancak beynimiz asla yanılmaz!

Şirketlerin çoğu müşterilerinin de kendi gibi düşündüğünü zanneder. Çoğu pazarlama hatası bundan ileri gelir. İşte, nöropazarlamayla biz şirketlere müşterilerinde göremedikleri bazı noktaları işaret edip, müşterilerinin kalbine giden yolu göstermiş oluyoruz.

Turizm sektörü için de biyometrik ve psikometrik ölçümlerle müşterilerin bilinç dışında verdiği tepkileri açığa çıkarabiliyoruz. Müşterilerin bilinçli yanıtları, tepkileri aldatıcı olabilir. Bunu kasıtlı olarak yapmazlar, çoğu zaman farkındalık eşiği dışında gerçekleşen durumlardır. Nöropazarlama ile bu noktada müşterilerinizin deneyimlerinin gerçekte hangi duyusal uyaranlardan etkilendiğini anlaşılabilir. Bu turizm sektörü için oldukça iyi bir fırsat! Müşterilerinizin hangi görsel, işitsel, koku ve dokunsal uyaranlara olumlu tepkiler verdiğini önceden bilmekten daha güzel ne olabilir? ? Arka planda çalan seslerden, aldığımız kokulara ve kullanılan renklere kadar birçok uyarının algılarımızı pozitif ya da negatif bir şekilde etkilediğini biliyoruz. Bu bağlamda, doğru uyaranları doğru bir şekilde kullanıp pazarlama deneyiminizi iyileştirmeniz ve satışlarınızı arttırmanız mümkün.

Elbette ki amacımız daha iyi bir müşteri deneyimi yaratmak. Müşterilerinize iyi bir deneyim sunmak istiyorsanız bunun 3 ana bileşeni vardır: Akılda kalıcı olmak, etkileşim yaratmak ve duygusal bağ kurmak.

Turizm sektöründe müşteri deneyimi ile hedeflenen uzun dönem akılda kalıcı olmaktır. Güçlü deneyimler yaratmadan akılda kalıcı olunmaz ve dolayısıyla da sadakat yaratmaz. Güçlü deneyimler yaratmanın yolu ise etkileşimden ve duygusal iletişimden geçiyor. Dolayısıyla üzerine düşünmemiz gereken şeylerden biri de müşterilerle duygusal olarak nasıl bir bağ kuracağımız olmalı. Müşteri deneyimini daha iyi hale getirebilmek için duyularımızı etkin kullanmalı ve mesajların dikkat çekmesini sağlamalıyız. Duyuların ve duyguların davranışları nasıl etkilediğine dair çok sayıda nöropazarlama araştırması yapılmakta. Örneğin, müzik türünün alkollü/alkolsüz içecek tüketimini etkilediğine, doğru yemek seçiminin etkinlikle ilgili pozitif duygular uyandırabileceğine, kokunun mekanlarda kalma süresini etkilediğine, mimari tasarımların dahi kişilerin kendini güvende hissetme durumunu etkilediğine dair çok sayıda bilimsel veri mevcut. Bu araştırmalardan yola çıkarak daha iyi deneyimler sunmak ve sadakat yaratmak mümkün!

Kaynak: Haber merkezi