Geçen haftaki yazımda 1. Dünya svaşı ve sonrası gelişmelerden bahsetmiştim. Şimdi ise 2. Dünya savaşı sonrası gelişmelerden bahsedeceğim. Ortadoğu öyle bir coğrafya ki çok garip. Ama bu topraklar yıllarca birilerinin elleriyle dizayn edildiği çok açık bir şekilde belli oluyor. Bugünkü oluşumunda aslında 2. Dünya savaşıyla İngiltere’nin çökmesi ABD’nin ise Dünya lideri bir devlet olmasıyla başlıyor. Bu topraklara yıllarca diktatör özelliklere sahip kişilerin hâkim olduğu görülmekte. Özellikle Arap coğrafyasına BAAS adı verilen bir siyasi görüş yaygınlaştırılmış. Peki nedir bu BAAS? BAAS: Arap ulusunun tek bir sosyalist devlette birleşmesini amaçlayan siyasal milliyetçi sol düşünce veya parti. Bu toprakların çoğunlukla Müslüman olduğunu düşünürsek gerisini siz anlayın. İslam’ın içine sosyalizmi katarsanız nasıl bir düşünce ortaya çıkar ve çıkartılmış. İslam’ı bozamayan bu ülkeler halkı bozmaya çalışmışlar. 1950’li yıllardan sonra Ortadoğu topraklarının ilginç bir şekilde dizayn edildiğini görmekteyiz. İşte o ülkeler ve başa getirilen kişiler. (LİBYA) Muammer Kaddafi, 1969 yılında Yüzbaşı iken yapmış olduğu darbe sonrası iktidara gelmiştir. 1979-2011 yılları arasında Libya Arap Halk Sosyalist Lideri ve Bir Eylül Büyük Devriminin Rehberi unvanını kullanarak, resmî bir görevi olmadan toplam 42 yıl boyunca diktatör olarak Libya'yı yönetmiştir. 2011 Libya İç Savaşı sonucunda rejimi devrildi ve Kaddafi de linç edilerek öldürüldü. (MISIR) Hüsnü Mübarek, Mısırda 6 Ekim 1981' de Enver Sedat'ın bir suikast sonucunda öldürülmesi üzerine devlet başkanı oldu. 2012 yılında başlayan gösteriler sonrası görevi bırakmak zorunda kaldı. Mursi seçimle başa geçti fakat en güvendiği General SİSİ tarafından darbe ile indirildi. Kendisine destek veren halk ise katlediliyor. (IRAK) Saddam Hüseyin, Devlet başkanı Ah-med Hasan el-Bekr'e en yakın kişi olarak ülke yönetiminde büyük ağırlık kazandı. Parti içindeki gücüne dayanarak 1976'da el-Bekr'in kalp krizi geçirmesinden sonra onun birçok yetkisini kullanmaya başladı. 16 Temmuz 1979'da, Bekr'in istifası üzerine onun yerine geçti. 1980-88 yılları arasında İran ile savaşa girdi. İki tarafın da bir üstünlük elde edemediği savaş Temmuz 1988'de karşılıklı ateşkesin kabul edilmesine değin sürdü. İran-Irak Savaşı'nın son yılında, 16 Mart 1988'de tarihe Ha- lepçe Katliamı olarak geçen Kürtlere karşı kimyasal silah kullanımına izin vermiştir. Körfez savaşları ile dünyada meşhur oldu ama ABD’nin Irak’ı işgal etmesiyle önce kaçtı sonra ise yakalandı. Saddam Hüseyin, 30 Aralık 2006 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk gününde asılarak idam edildi. (SURİYE) Hafız Esed, 13 Kasım 1970'te kansız bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi. Mart 1971'de yapılan şaibeli bir halk oylamasıyla da devlet başkanı seçildi. İran –Irak savaşında İran’ı destekledi. Esed yönetimi ülke içinde özellikle Müslüman Kardeşler'in muhalefetiyle karşılaştı. Müslüman Kardeşler'in Hama'da bulunan üyelerini ele geçirme gerekçesiyle Suriye Ordusu, 2 Şubat 1982'de Hama'ya saldırdı ve on bin ile yirmi bin arasında sivil Hamalı ordu ateşiyle öldürüldü. Bu olay Hama Katliamı olarak bilinir.2000 yılında ölmesiyle yönetimi kendisi gibi katil olan oğlu Beşşar Esed’e bıraktı. (İRAN) Hümeyni,1978 sonlarında kitle gösterilerinin, grevlerin ve halk arasındaki hoşnutsuzluğun bütün ülkeye yayılması karşısında Şah Mu- hammed Rıza Pehlevi 16 Ocak 1979'da İran'ı terk etmek zorunda bırakılmasıyla 1 Şubat 1979'da İran'a darbe ile döndü ve görkemli bir şekilde karşılandı. Devrimin siyasi, hukuki, ruhani lideri olan İmam Humeyni, dört gün sonra bir hükümet atadı ve 1 Mart'ta gene Kum'a yerleşti. Aralıkta yapılan anayasa referandumuyla İran İslam Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra ömür boyu siyasi ve dinsel önder seçildi. 1989 yılında öldü. Peki, Türkiye’de o tarihlerde ne olmuştu? Tabiî ki DARBE. Netekim diye meşhur olan Generalin Kenan Evren önderliğinde ordu 1980 12 Eylülünde yönetime el koydu. 3 yıl olağanüstü hal sürdü binlerce kişi öldü, öldürüldü. Ve böylece birileri tarafından dizayn edilen ülkeler arasına Türkiye de dâhil olmuştu. İşte okuduğunuz gibi bu topraklarda Osmanlı Devletinin çekilmesinden sonra ya darbe olmuş ya da katliam. Şimdi yine aynı oyunlar oynanmaya devam ediliyor.