MAHALLENİN ÖZELLİKLERİ

Hamzabey Mahallesi, İnegöl'ün kuzeyinde ve Ahi Dağı'nın kuzey eteklerini oluşturan engebeli bir arazi üzerinde Yenişehir Eşiği adı verilen yörede konuşlandırılmış bir mahalle. Bir diğer ifade ile Ermen Beli adı verilen ve İnegöl Ovası'ndaki bütün derelerin, Yenişehir Ovası'na akmasına imkan veren derin vadinin tam orta yerinde ve Koca Dere'nin kuzey kıyısına yakın bir tepecik üzerine kurulmuştur. İnegöl şehir merkezine uzaklığı, 6 kilometredir. Mahalle sakinleri geçimlerini çiftçilik yaparak ve tarım ürünleri yetiştirerek sağlarlar. En çok buğday, arpa ve ayçiçeği yetiştirilir. Kısmen hayvancılık ve besicilikte vardır. Yakın çevresinde Alanyurt, Kozluca, Tokuş, Boğazköy, Karalar ve Çavuşköy yer alır. İnegöl’e bağlantısı, hem Alanyurt üzerinden hem de Kozluca mahallesi üzerinden sağlanır.

700 YILLIK MAHALLE

Mahallenin kuruluşu, Osmanlı'nın kuruluşuna kadar gidiyor. Çünkü Osmanlı Beyliğinin kuruluş aşamasında verilen ilk Osmanlı şehidi Bay Hoca, bazı kayıtlara göre, Bay Koca, 1284 yılında burada şehit düşmüştür. Bilindiği üzere Bay Hoca, Savcı Bey'in oğlu ve Osman Gazi'nin yeğenidir. Hüdavendigâr Livası Tahrir Defterleri isimli kaynak eser, bu köyde Kadîm Hoca Beğ Haslarının bulunduğundan söz etmektedir. 40 köyün adı da Ada Höyük olarak tescil olunmuştur. Coğrafi bakımdan bu isimlendirme de yerindedir. Çünkü Bay Hoca'nın mezarının bulunduğu küçük tepecik, Adabin Köyü'nün kurulduğu ve yükseklerden ada gibi görünen köy yerleşim alanının karşısına düşmektedir. Günümüzde bu mahalde tarihi niteliği olan Mehmed Bey Cami, bulunmaktadır. Adahöyük Köyü'nün 1520 yılında vergi geliri, 1.452 akçadır. 1573 yılında ise yıllık vergi geliri, 1585 akça olmuştur. Diğer yandan Sultan 2. Murat devrinde bu köyün bir diğer mahallesi, Sultan 2. Murat tarafından İzmir fatihi Nureddin Hamza Beye mülk olarak verilmiştir. Hamza Bey, daha sonraki yıllarda burasını, Bursa'da inşa ettirdiği cami ve medreseye vakfeylemiştir ve de vakfa tahsis edilen bu mahalleye, Alemüddin adı verilmiştir. Vakfa tahsis edilmiş olan mahallin 1520 yılındaki vergi geliri, 5.030 akçadır. 1573 yılındaki vergi geliri ise, 5033 akça olarak tescil olunmuştur. Söz konusu köyde hem vakıf geliri ve hem de mülk geliri teşdi olunduğuna göre köyün, vakfa konu olan bölümü, Alemüddin adını almış, diğer bölümü ise Ada Höyük adıyla yâd edilmeye devam olunmuştur.

HAMZA BEY KİMDİR?

15’inci asırdan 20’inci asrın sonuna kadar geçen beş asır boyunca Hamza Bey ve torunlarının İnegöl ve yakın çevresinde daima etkin rolleri olmuştur. Bu sülâlenin 1950' li yıllarda İnegöl'de yaşayan son temsilcileri, "Şen-belli-zâdeler" diye anılmaktaydı. Hamza Bey, Sultan ikinci Murat ve Oğlu Fatih Sultan Mehmet devrinde yaşamıştır. Sancak Beyliği, Anadolu Beylerbeyliği, kaptanıderyalık ve padişah musahipliği gibi çok önemli devlet hizmetlerinde bulunmuş ve 1463 yılında Kazıklı voyvoda lakabıyla tanınan Eflak Prensi Drakula tarafından, 25 bin askeriyle birlikte pusuya düşürülerek şehit edilmiş, hakaret olsun diye hepsi, kazığa vurulmuştur. Hamza Bey'in pederi Yahşi Bey, Sultan Birinci Murat ve oğlu Yıldırım Beyazıt devri devlet adamlarındandır. Kendisine 1389 yılında vuku bulan Birinci Kosova Savaşı'ndan sonra hükümdar olan Yıldırım Beyazıt tarafından İnegöl-Çoban Karyesi dirlik olarak verilmiştir ki, padişah hasları arasında yer alan bu Çoban Karyesi, günümüzdeki Yeniceköy Mahallesidir. Yahşi Bey, İshak Paşa'nın dedesi İsa Bey'in, yakın dostu ve de eniştesidir. İsa Beye de İsaören Köyü ve çevresi dirlik olarak verilmiştir. İsaören adı da buradan gelmektedir. Her ikisi de Amasya'nın seçkin ve de şöhretli ailelerindendir. Yıldırım Bayezit, Birinci Kosova Muharebesine birçok Amasyalı beyin yanı sıra Yahşi Bey ile İsa Beyi de götürmüş ve dönüşlerinde sözü edilen yerleri, kendilerine dirlik olarak vermiştir. Yahşi Bey'in büyük oğlu Bayezit Paşa, Çelebi Sultan Mehmed'e ve oğlu Sultan ikinci Murad'a baş vezir olmuştur. Kardeşi Hamza Bey’de ikinci Murat devrinde Anadolu Beylerbeyliğine kadar yükselmiş ve bu arada İzmir'in fethini sağlamıştır. Bundan dolayı; Hamza Bey'e İzmir fatihi de denmiştir. Diğer yandan İshak Paşa'nın dedesi İsa Bey, Yıldırım Beyazıt ile Timur arasında 1402'de Ankara Çubuk'ta yapılan meydan savaşında şehit düşmüştür. Oğlu İbrahim Ağa, İnegöl'e yerleşmiş ve devlet hizmetine talip olmamıştır. Ancak, oğlu İshak Paşa'yı, Sultan ikinci Murad devri devlet adamlarından Amasyalı Yergüç Paşa'nın himayesinde devlet hizmeti vermiştir. İshak Paşa, bu zatin maiyetinde maliyeci olarak yetişmiştir. Bu sebepten İnegöl yöresine, hem Yahşi Bey-zâdeler hem de İsa Beyzadeler, dirlik sahiplerinin oğulları olarak, yakın ilgi duymuşlardır. Her iki sülâleye mensup kişiler, sultana çok yakın mevkilerde bulunduklarından zaman zaman aralarında rekabet de doğmuştur. İnegöl'de dirlik sahibi olan bu iki seçkin ve de etkin aile arasındaki rekabet, bazen güzel hizmetlerin yapılmasına vesile olmuştur. Hamza Bey, Bursa'da kendi ismiyle anılan geniş bir külliye kurmuştur. Torunlarından Hamza Bali Bey, Yenişehir İlçe merkezinde yaptırdığı cami ve Hayri eserleriyle burasını imar etmiş ve şenlendirmiştir. Yine Hamza Bey'in torunlarından olan Mustafa Paşa, Pazaryeri İlçesi'nde yaptırdığı cami ve hayri eserler ile bu kasabayı imar ve ihya eylemiştir. Mustafa Paşa'nın oğlu Mehmed Bey, İnegöl-Hamza Bey Köyü'nde kendi adına bir mescit ve bir medrese yaptığı gibi eşi Hatice Hatun adına da Kulaca Köyü'nde bir mescid ve bir de medrese inşa ettirmiştir. Mehmed Bey, 1516 yılında Mercidabık Muharebesinde şehit düşmüştür.

MANAV KÖYÜ…

Hamzabey Mahallesinin İnegöl’ün en kalabalık kırsal mahallelerinden birisi olduğunu belirten mahalle muhtarı İsmail Ertaş, “Hamzabey Mahallesi bin 300 nüfuslu. Geçim kaynağı çiftçiliktir. Arpa, buğday ve ayçekirdeği ekiyoruz. Birçok arkadaşımız da Organize Sanayide çalışarak geçimini sağlıyor. Hamzabey mahallesi, İnegöl’ün en eski mahallelerinden biri olan Manav köyüdür” dedi.

ARAZİLERİN YARISI GİTTİ

Boğazköy Barajının Hamzabey mahallesine zararı olduğunu ifade eden Ertaş, “Arazilerimiz baraja gitti. O yüzden çiftçilerimiz azaldı. Tarıma elverişli yerler baraja gitti. Bize susuz yerlerden araziler kaldı. O yüzden sıkıntı yaşıyoruz. Arpa ve buğday tarzı susuz tarımdayız. Ova dediğimiz yer baraja gitti, ekim sahamız azaldı. Burada aşağı yukarı 12-13 bin dönüm arazimiz vardı, yarısını kaybettik. Bir kısmı sanayi bölgesine, bir kısmı da baraja gitti.

700 YILLIK CAMİ RESTORE EDİLDİ

Mahalle de bulunan eski ceminin restore edildiğini belirten Ertaş, “Mahallemizde eski bir camimiz vardı. O camiyi de Anıtlar Genel Kurulundan gelerek karar çıkardılar ve restore ettiler. Şuanda açılmak üzere, çok az bir işimiz kaldı. 1 ay sonra açılışını yaparız diye düşünüyoruz. 600-700 yıllık bir cami. Aynı zamanda camimize yakın bir alanda mahalle sakinleri olarak yaptırdığımız 6 yıllık bir futbol sahamız var. İnegöl Belediyemizde sahamıza soyunma odası yaptı. Mahalleler arası turnuvalar artık bu sahada yapılacak” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilişim