Kurban Bayramı vesilesiyle vatandaşların büyükbaş hayvanlarla temasının fazla olması ve havaların aniden ısınmasıyla birlikte kenelerin aktivitesi artış göstermeye başladı. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) virüsü, Kastamonu gibi kırsal kesimlerde kentlere oranla daha fazla görülmeye başlandı. Bu kapsamda Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, vatandaşları keneden korunmaları için uyarılarda bulundu.
Kastamonu’nun KKKA virüsünün görüldüğü endemik bölgelerden birisi olduğunu belirten Uzm. Dr. Kocabıyık; bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmesini ve pantolon paçalarını çorap içine sokulması gerektiğini söyledi.
Kenenin çıkarılmasının profesyonellik gerektirmediğini belirten Uzm. Dr. Osman Kocabıyık, "Çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile çıkarılmalıdır" dedi.
"Kastamonu, hastalığın görüldüğü endemik bölgedir"
Kastamonu’nun KKKA virüsünün görüldüğü endemik bir bölge olduğunu ifade eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, "Ülkemizde İç Anadolu Bölgesi’nin kuzey kesiminde, Orta Karadeniz Bölgesi’nde ve Doğu Anadolu’nun kuzey kesiminde görülüyor. Kastamonu’da, hastalığın görüldüğü endemik bölgedir. Her yıl ilkbahar, yaz ve sonbahar ayları içerisinde kenelerin yoğun olarak bulunduğu mevsimde hastalık karşımıza çıkıyor. Korunma ve erken tanı çok önemli. Hastalık klinik ve subklinik olarak, halsizlik, yüksek ateş, kırgınlık gibi genel enfeksiyon belirtileriyle başlayıp ileri dönemlerde tüm vücutta ve iç organ kanamalarıyla seyreden ciddi bir hastalığa dönüşüyor. Yaklaşık her 20 kişiden birinde ölümcül olan hastalığın kesin bir tedavisi olmamakla birlikte destek tedavisi dediğimiz eksilen kan ürünleri yerine konmakta ve organ yetmezliği keşiflerine yönelik ek tedaviler yapılmaktadır. Hastalığa yakalananlara destek amacıyla kan ve kan ürünleri kullanıldığından hastalığın tedavisinde kan bağışının önemini de vurgulamak istiyorum" diye konuştu.
"Piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır"
Keneden korunma yöntemlerine değinen Uzm. Dr. Kocabıyık, "Bağ, bahçe, tarla, orman, piknik alanları gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, pantolon paçalarını çorap içine sokulmalıdır. Riskli alanlardan döndükten sonra kene olup olmadığını görmek için vücudunuzun ve elbisenizin her yerine dikkatlice bakılmalı, vücudunuzu özellikle diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense, saç dipleri ve kasıklar dahil kendiniz veya bir başkası tarafınca kontrol edilmelidir" şeklinde konuştu.
"Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır"
Kene çıkarmanın profesyonellik gerektirmediğine işaret eden Özel Kastamonu Anadolu Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzman Dr. Osman Kocabıyık, “Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, cımbız, eldiven) çıkarılmalıdır. Keneler üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi yağlı maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için yapılmamalıdır. Çünkü bu maddeler kenenin kusmasına sebebiyet vereceğinden hastalık bulaştırma riskini artırmaktadır. Kişi keneyi kendisi çıkaramadığı durumlarda en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Hastalığa yakalanan 4 kişiden birinde kene tutma öyküsü olmamakla birlikte hayvanların üzerindeki keneye, hayvanların kan ve idrarına çıplak elle dokunma öyküsü mevcut. Bu nedenle hayvancılık ile uğraşanların hayvanların üzerindeki keneleri çıplak elle patlatma, ezme tarzında temizlik yapmaması önemlidir. Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle halsizlik, iştahsızlık, ateş, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma veya ishal gibi belirtiler yönünden izlemeli ve bu belirtilerden bir veya bir kaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler” ifadelerini kullandı.