Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında yapılan görüşmeyi değerlendiren Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, özellikle Eylül ayı itibariyle Rusya´ya ihracatın eksiden artıya geçmeye başlayacağını belirterek, “Neticede Rusya bizim ihmal etmememiz gereken, ekonomik potansiyeli yüksek ve geleceği olan bir ülke” dedi.

ERDOĞAN´A TEŞEKKÜR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin´in, Türk hava sahasını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesinden sonra ilk defa Rusya´nın St. Petersburg kentinde yaptığı görüşmede, iki ülke arasında başta Türk Akımı projesi, Akkuyu Nükleer Santrali, turizm, Türk inşaat firmalarına uygulanan yaptırımların kaldırılması, Suriye konusu ele alındı.

TÜRKİYE-RUSYA ALTIN DÖNEMİNİ YAŞIYORDU

Yapılan görüşmeyi değerlendiren Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Yönetim Kurulu üyesi, Mobilya Sanayicileri ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MOSFED) Başkanı Ahmet Güleç, “Yapılan görüşmeleri iş dünyası olarak olumlu bakıyoruz. Bu konuda da sayın Cumhurbaşkanımıza gösterdiği diplomatik başarı için teşekkür ediyoruz. Bir uçak krizi olayı olmuştu. Türkiye haklı iken, farklı bir pozisyona gelmişti. Bizim Rusya´yla uzun zamandır bir ihtilafımız yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, ilişkilerin tekrar gözden geçirilmesi için büyük çaba sarf etmiştir. Çünkü, Türkiye-Rusya uçak krizi öncesinde altın dönemini yaşıyordu. İnşallah bundan sonra çok daha iyi olacak. Bu görüşmeleri ilişkilerin daha iyi olması için olumlu bakıyoruz” diye konuştu.

RUSYA´YA İHRACATIMIZ EKSİDEN ARTIYA GEÇMEYE BAŞLAYACAK

Rusya´nın mobilya ihracatı anlamında 10´ncu sıralarda yer alan bir ülke olduğunu belirten Ahmet Güleç, “İlk 5 ihracat ülkesi içinde yer almıyordu. Ama hedef pazarlardı, potansiyeli büyüktü. Özellikle petrol fiyatlarının düşüşünden itibaren Rusya ekonomisi büyük bir cari açık veriyordu. Bu cari açık mobilya satışlarına da yansıyordu. Bir ülkede gıda ve giyimin ardından dayanıklı tüketim malları geliyor. Rusya özellikle hem rublenin dolar karşısında değer kaybetmesiyle büyük bir devalüasyon yaşamıştı hem de Avrupa´nın uyguladığı ambargo yüzünden petrol gelirleri ciddi anlamda düşmüştü. Petrolün zaten fiyatı düşmüştü. Bu anlamda mobilyada başarılı bir pazar yoktu. Zaten belli bir ihracatımız vardı. Ama bundan sonra çok büyük ihracat yapabileceğimizi ön görüyoruz. Biz potansiyel ülkelerle irtibatımızı hiç kesmiyoruz. Rusya´da bunlardan birisi. Biz mobilya ve ağaç ürünleriyle ilgili ilişkilerimizi geliştireceğiz. Rusya bu sene ihracatta ilk 10 ülke arasında girer. Bizim ihracatımız her anlamda ilk 7 ayda yüzde 60 civarında düştü ama bundan sonra özellikle Eylül ayı itibariyle Rusya´ya ihracatımız eksiden artıya geçmeye başlayacak” dedi.

GELECEĞİ OLAN BİR ÜLKE

Türkiye´nin Rusya ile birlikte mega projelerinin olduğunu ifade eden Güleç, “Gerek Türk akımı gerekse nükleer işbirliği devam edecektir. Bunda sonra Türkiye, Rusya´yla stratejik ortak olacaktır. Neticede Rusya bizim ihmal etmememiz gereken, ekonomik potansiyeli yüksek ve geleceği olan bir ülke” diye konuştu.

FETÖ, MİLLET-DEVLET KAYNAŞMASININ ÖNÜNDE EN BÜYÜK ENGEL

FETÖ terör örgütünün Türkiye´nin güçlü olmasını istemediğini belirten Ahmet Güleç, “Maalesef sivil, asker bürokrasisinin içerisine girmiş olan bu FETÖ terör örgütü, bizim gerek diplomasi kabiliyetimizi, gerekse vatandaş-devlet ilişkilerini zedelemek için elinden geleni yapmış. Bunu şuan zaten görüyorduk. Eskiden de belliydi. Türkiye´de bu kadar dirençli, halkın taleplerini görmezden gelen bir bürokrasi anlayışı tamamıyla bunlara hizmet etmiş, bunları kontrolünde olan bir hizmet. Şimdi bu görülüyor. Gerçekten son 15 yılda siyasi iktidarın ciddi anlamda yukarı da almış olduğu ekonomik reform ve dönüşüm, tasarımdan tutunda üretime kadar birçok gelişme vardı. Ama bunların vatandaşa yansıması uzun sürüyordu ve vatandaşa yansıması olmadı. Bunun en büyük sebeplerinden bir tanesi işte Rusya krizinde olduğu gibi FETÖ terör örgütü. Çünkü bunlar devlet ve millet kaynaşmasının önünde bir engeldi. Biliyorlardı ki, devlet ve millet bir araya gelirse Türkiye gerçekten çok boyutlu olarak dünyada ki olaylara hakim olur ve dünya pastasından pay alır, Türkiye güçlü ülke olur. Bunlar zaten içimizdeki hainler. Türkiye´nin güçlü olmasını istemiyorlar. Dolayısıyla millet-devlet kaynaşmasının önünde en büyük engel. Bu Rusya krizinde de, diğer ilişkilerde de kendini gösterdi” şeklinde konuştu. 

Editör: TE Bilişim