Yaklaşık bir buçuk yıl çalışma yaptık. Analiz, dinleme sonucu Oylat yolunda kızın cesedini bulduk” dedi.
Bursa merkez ve ilçelerinde 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında 30´u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davada 13 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Sanıkların ifadelerinde, Çayyaka mahallesi yolunda cesedi bulunan İnegöl Meslek Yüksekokulu öğrencisi Sinem Yurdanur´u dinlemedikleri ortaya çıktı.
DURUŞMA ÜÇ GÜN SÜRDÜ
15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY soruşturması kapsamında çoğu polis 32 kişiden 30´u tutuklandı. Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi´nde haklarında 3´er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen sanıklar hakim karşısına çıktı. 3 gün süren duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet A., Zafer A., Ayhan Ö., Servet Y., İhsan Y., Mehmet Tolgahan T., Nevzat K., Hümmet K., Murat Ç., Murat S., Basri K., Ahmet D., Burhan G., Ömer D., Alper A., Bekir Enes A., Mustafa I., Ömer S., Sezgin K., Abdullah K., Metin M., Sıtkı G., Ahmet D., Furkan İsmail G., Alperen T., Ayhan B., Ali A., Seracettin Ç., Ömer S. ve Ali G. ile yakınları ve avukatları katıldı.
PKK´NIN BİRÇOK EYLEMİ ÖNLENDİ
Tutuklu Alperen T., “Bursa Emniyet Müdürlüğü İstihbarat bölümündeki çalışmalarım sebebiyle yargılanıyorum. Çalıştığımız dönemde 2010 yılında yaptığımız önleyici çalışmalar ve istihbarat sonucu PKK´nın birçok eylemi önlendi. 9 tane molotof ele geçti, 10 yıldır PKK Bursa´da eylem yapamıyordu. Ancak bizim çalışmalarımız sonucu engellendi, 5 yıl istihbarat kısmında çalıştım” dedi.
SİNEM YURDANUR´UN DİNLEME SONUCU CESEDİNİ BULDUK
Sanıklardan Ahmet D. ise, “O dönemde İnegöl´de Sinem Yurdanur isimli bir kız kayıptı. Biz kurye olduğunu düşündük. Yaklaşık 1 buçuk yıl çalışma yaptık. Analiz, dinleme sonucu Oylat yolunda kızın cesedini bulduk. Yine telefon dinlemelerinden E.G.´nin sevgilisi olduğunu ancak E.K. ve A. ile de Sinem´in görüşmeleri olduğunu tespit ettik. Hatta sonradan E.G. ömür boyu hapis cezası aldı. E.K. kendisini öldürdü. A.´nın Diyarbakırlı olduğu, İstanbul´da oturduğu, uyuşturucu işi yaptığı Sinem´in de İnegöl´de okuduğu İstanbul´a gidip geldiği düşüncesi ile şüphelenip dinleme yapmıştık. İlk ifadesinde şikayetçi olmamış sonra mahkeme aradığı halde bulamamış ortada herhangi bir suç yoktur. Fakat sanki özel hayatını dinleyip ifşa etmişiz gibi algı oluşturuluyor” şeklinde konuştu.
İHBAR MEKTUPLARINI KABUL ETMİYORUM
Diğer tutuklu sanık Sezgin K. hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, “İhbar mektuplarını kabul etmiyorum. Benim yönümden somut bir tarih ya da olay göstermemiş, tamamen hayal ürünü açıklamalardır. Belki bize husumetli olan birisi yazmış olabilir, imzasızdır delil niteliği yoktur. 6 Ağır Ceza Mahkemesi´nde iki konudan yargılanıyorum. Şube müdürü olarak iki belgeye imza atmışım. İki olay da suç şüphesi nedeniyle organize olay olmasından dolayı takip edilmiştir. Astlarımın düzenlediği doğru içerikli belgeleri inceledim, imzaladım. Yetkilendirilmiş personel bunları düzenlemiştir" diye konuştu.
Davanın sonunda, tutuklu sanıklardan Ali G., Metin M., Ömer S., Hümmet K., Ömer D., Servet Y., Zafer A., Sıtkı G., Ali A., Mehmet Tolgahan T., Abdullah K., Seracettin Ç., Ahmet D. tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Sanıklar hakkında TCK´nın 309/1, 311/1, 312/1 maddeleri uyarınca "silahlı terör örgütüne üye olma, silahlı terör örgütü kurma veya yönetme, Türkiye Büyük Millet Meclisi´ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti´ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçlarından 3´er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.
SİNEM CİNAYETİ AYRINTILARI
Uludağ Üniversitesi İnegöl Meslek Yüksekokulu Elektrik Bölümü 2´nci sınıf öğrencisi Sinem Yurdanur, 26 Temmuz 2010 tarihinde sınava girmek için İstanbul Çatalca´dan geldiği İnegöl´de ortadan kaybolmuş, tüm aramalara rağmen bulunamamıştı. Sinem Yurdanur´un en son İnegöl´e geldiği gün, Kültürpark´ta bir çok suçtan kaydı bulunan sevgilisi Emrah K. ile görülmüş, olayla ilgili gözaltına alınan Emrah K., Sinem´in kaybolmasıyla hiçbir ilgisinin bulunmadığını söyleyince serbest bırakılmıştı. Emrah K., geçen yıl Mart ayında gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınacağı sırada, Alanyurt´taki bir evde yanındaki tabanca ile göğsüne tek el ateş ederek yaşamına son vermişti.
Üniversite öğrencisi Sinem Yurdanur´un öldürülmesi ile ilgili davada suç delillerini kararttığı için yargılanan sanıkların duruşmasında, sanıkların ifadesi Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) sayesinde telekonferans yöntemiyle alındı. Duruşma salonundaki kameralardan sanıklara seslenen acılı anne, "Beni soyadın güneş gibi yaktın" diye konuştu. Mahkeme, daha önce hanım ağa çetesi davasından müebbet ve 71 yıl hapis cezasına çarptırılan Erdal G.´ye 3 yıl 6 ay verdi. Rıfat A. ise 8 ay 12 gün hapis cezasına çarptırılarak tahliye edildi. Cinayetin en önemli sanığı Emrah K. da operasyonda intihar etmişti.
"BEN SİNEM´İ TANIMIYORUM"
Üniversite öğrencisi Sinem´i hiç tanımadığını ifade eden Erdal G., "Ben soruşturma sırasında iyi niyetle yardımcı olmakta istedim. Kimin ne dediği beni ilgilendirmez. Dosyayı en iyi mahkemeniz biliyor. Ben Sinem´i tanımıyorum. Kendisi ile bir arada bulunmadım. Onu hayatımda hiç görmedim. Dolayısıyla kesinlikle suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatime karar verilmesini talep ediyorum. Ben kimseyi yönlendirmedim. Suç delillerini de gizlemiş değilim. Hatta kayıp Sinem´in öldürülmüş olduğu bile bilinmediği bir sırada ben kendisinin öldürüldüğünü söyledim. O sırada ben Rıfat´ın ismini vermedim. Fakat cezaevinde Rıfat´a gidip ‘Oğlum şu olayın aslını anlat, insanlar daha fazla mağdur olmasın´ dedim ve Rıfat´ı ikna ettim. Bunun üzerine Rıfat cesedin yerini gösterdi” dedi.
"BENİ SOYADIN GİBİ YAKTIN"
Duruşmaya müşteki olarak İstanbul´dan gelen maktulün annesi Şerifi Yurdanur ile babası Tahsin Yurdanur ise sanıklara en ağır cezanın verilmesini istedi. Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Erdal G.´ye seslenen anne Şerife Yurdanur, “Sen benim okumaya gönderdiğim kızımın evine niye adım atıyorsun, orada senin ne işin vardı? Sen beni soyadın gibi güneşte kavurdun, içimi yaktın, benim kızım sizlerin peşinden gelecek birisi değildi. Bunu biliyordunuz ve ona bir ders vermek gerekiyordu. Dersi de çok iyi verdiniz. Beni 42 yaşında mezara gömdünüz. 4-5 yıl ben kızımın yolunu gözledim. Beni bu şekilde oyaladınız. Takım elbiseli birisi diyorlar. O sendin Erdal Güneş, bunu biliyorum. Doğruyu söyle, benim kızım size teslim olacak birisi değil ve namusu için ona kıydınız. Ben biliyorum. Sen bugünün hatırına doğru söyle. Zaten bil ki mazlum her zaman hakkını alır. Benim elim hem bu dünya da hem mahşerde senin yakana yapışacaktır. Ben bundan başka bir şey demiyorum” diye konuştu.
Mahkeme kısa bir aranın ardından Erdal G. ve Rıfat A. hakkındaki kararını açıkladı. İki sanık ´suç delillerini gizlemek" suçundan 3´er yıl 6´şar ay hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Erdal G.´nin cezasında bir indirim olmazken Rıfat A.´nın cezası ise soruşturma aşamasında cesedin yerini göstererek ekiplere yardımcı olduğu için 8 ay 12 güne indirildi. Daha önce yargılandığı Hanımağa çetesi davasından da beraat eden Rıfat A. kararla birlikte tahliye edildi. İHA-SALİH BAKICI